1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

200509 Umwelt Flüchtling Biodiversität

22 Mayıs 2009

Her yıl dünya genelinde on binlerce insan doğup büyüdüğü yerleri terk etmek zorunda kalıyor. Hızla değişen koşullar politik, dini veya ekonomik nedenlerden dolayı yaşanna göçe yenilerini ekliyor.

https://p.dw.com/p/Hum7
Fotoğraf: AP

Balıkçı Şir Muhammed, rengârenk sandalını sakin kürek hareketleriyle balıkçı ağlarının yanından yüzdürüyor. Kıyıya yakın sığ sularda birkaç balıkçıl kuşu, meraklı gözlerle çevreyi seyrediyor.

Şir Muhammed kuşlara bakıp, "Geçerken uğramış misafirler" yorumunu yapıyor. Ardından balıkçının ses tonu ciddileşiyor ve "Babam, dedem ve hatta onun babası... Kuşaklardır burada Mançar Gölü’nün kıyısında yaşıyoruz. Eskiler hep, gölün geçmişte bir tatlı su gölü olduğunu ve birçok insanın burayı görmeye geldiğini anlatır. Göl, kuşları ve balıklarıyla ünlüymüş" diyor.

Şir Muhammed, Mançar Gölü’nün yüzyıllardan beri pek çok farklı hayvan türüne ev sahipliği yaptığını ve balıkçılar için çok önemli bir ekmek kapısı olduğunu, ancak onun bu zamanlara yetişemediğini söylüyor.

Yüzlerce balık türü yok oldu

Tote Fische treiben auf einem bosnischen Fluß, Hitzewelle
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Pakistan Balıkçılar Odası Başkanı Muhammed Ali Şah ise gölün bu zengin zamanlarını ve kendine has eşsiz kültürünü birebir yaşayanlardan. Muhammed Ali Şah, o günleri şöyle anlatıyor:

"Mançar Gölü çevresindeki bölge çok verimliydi. Eskiden göldeki yüzen köylerde 50 bin balıkçı yaşardı. Göl, eşi benzeri olmayan bir kültüre ev sahipliği yapıyordu. Düğün ve cenaze törenlerimizi sandallarda yapardık. Gölün zarar görmesinden tüm kültürümüz etkilendi. Eskiden burada yüzlerce balık türü yaşardı. Ancak üç-dört tür hayatta kalmayı başardı. Kuşlar da ortadan kayboldu. Balıkçılarımız balık kalmadığı ve göl suyu içilemez hale geldiği için göç etmek zorunda kaldılar."

Muhammed Ali Şah, atık sular nedeniyle gölün suyunun kirlendiğini ve artık bir tatlı su gölü olmadığını ve çok miktarda tuz barındırdığını belirtiyor.

Pakistan'daki pek çok tarla, özel bir kanal sistemiyle sulanıyor. Bu kanallar Pakistan’ın tarım ürünleri ihracatında bir patlamaya neden oldu. Ancak bunun, toprağın tuzlanması ve çevrenin zarar görmesi gibi bir bedeli oldu.

Tarım üretimi sırasında ortaya çıkan atık sular, kanallar vasıtasıyla Mançar Gölü’ne dökülüyor. Yoğun miktarda tuz içeren su, zaman içinde bölgenin ekolojik dengesinin bozulmasına sebep oldu.

Pakistan Flüchtlinge Kinder vor UNHCR Zelten
Fotoğraf: picture alliance / landov

Göç tek seçenek

Şir Muhammed yaşananlardan hükümeti sorumlu tutuyor: "İçecek suyumuz yok. Ayrıca su seviyesi iki metreden dört metreye yükseldi. Bu şartlar altında nasıl balık tutabiliriz? Ufak tefek işlerle zaman geçirmeye çalışıyoruz. Başka bölgelere gittiğimizde, genellikle oranın derebeyleriyle problem yaşıyoruz. O yüzden uzak yerlere gitmeye çalışıyoruz. Çocuklardan birini aileyi geçindirecek parayı kazanması için dışarı göndermeye çalışıyoruz. Pek çoğumuz başka bir iş bilmiyor. Bu nedenle de başka göllerde balık avlamak için uzaklara gidiyor."

Pakistan Balıkçılar Odası Başkanı Muhammed Ali Şah, hükümetin çözüm olarak Mançar Gölü’ndeki balıkçılara, atık su kanalını 350 kilometre daha uzatma sözü verdiğini belirtiyor. Ancak bunun problemi çözmek yerine yeni problemlere yol açacağının da altını çiziyor.

Muhammed Ali Şah şöyle devam ediyor: "İlk olarak atık suyu yeniden kullanılabilir hale getirmeleri gerekiyor. Bu şekilde örneğin ormanlardaki ağaçların gübre ihtiyacını karşılayabilirler. En azından atık suyu hiçbir işlemden geçirmeden kanuna aykırı şekilde sevk etmemeliler. Bu 1997’de kabul edilen Pakistan Çevre Kanunu’na aykırı… Yasada su kaynaklarını kirletmenin yasak olduğu kesin bir şekilde belirtiliyor."


Jutta Schwengsbier / Çeviri: Banu Ertek

Editör: Murat Çelikkafa