1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin Avrupa ile yakınlaşıyor

Petra Aldenrath/DW18 Ocak 2007

AB ve Çin, stratejik işbirliğini güçlendirmek için yeni bir adım atıyor. İşbirliğini bir çerçeve anlaşma üzerine oturtmak üzere görüşmeler başladı. Avrupa Komisyonu’nun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Ferrero-Waldner, bu amaçla Çin’in başkenti Pekin’e gitti. En erken iki yıl içinde imzalanması beklenen anlaşma, 1985 yılındaki belgenin yerini alacak.

https://p.dw.com/p/AZXW
AB, Çin Halk Cumhuriyeti’nin en büyük ticaret ortağı.
AB, Çin Halk Cumhuriyeti’nin en büyük ticaret ortağı.Fotoğraf: AP

AB ile Çin arasındaki mevcut anlaşma 20 yılını doldurdu. Bu belgeden daha kapsamlı ve değişen koşullara uygun bir anlaşma üzerine görüşmeler, Avrupa Komisyonu’nun dış ilişkilerden sorumlu üyesi Benita Ferrero-Waldner’in Çin’deki temaslarının ana konusu. Ferrero-Waldner ve Çin Dışişleri Bakanı Li Zhaoxing 1985 yılında imzalanan tarihi anlaşmanın yenilenmesi için ilk adımı attı. Avrupa Komisyonu’nun dış ilişkilerden sorumlu üyesi, ilişkilerde değişen koşulları şöyle açıklıyor: “AB ve Çin 20 yıl önce ticaret ortaklarıydı, şimdi ise çeşitli alanlarda işbirliğini içeren geniş kapsamlı bir stratejik ortaklığa sahibiz. Bu gerçekliğe ışık tutabilmek için yeni bir anlaşmaya ihtiyacımız var.“

AB, şu an Çin Halk Cumhuriyeti’nin en büyük ticaret ortağı. Ancak iki taraf ekonomik çıkarların yanı sıra ulaştırma, eğitim, bilim, enformasyon, hukuk ve enerji gibi konularda da yakın işbirliği içinde. AB Çin’i artık sadece büyüyen bir ekonomik güç olarak değil, aynı zamanda ciddiye alınacak uluslararası bir büyük güç olarak görüyor.

Ferrero-Waldner’e göre “AB ve Çin, birlikte dünya nüfusunun üçte birini oluşturuyor. Bu şu anlama geliyor: Uzlaştığımız ve işbirliği içinde çalıştığımız alanlarda ortak faaliyetlerimiz büyük önem taşıyor. Sadece kendi ülkelerimiz açısından değil, uluslararası anlamda. Stratejik ortaklık işte bu nedenle çok önemli“.

İklim değişimi ve enerji

Yeni anlaşmanın özellikle iklim değişimi ve enerji konularına odaklanması planlanıyor. Çin, muazzam ekonomik büyümesiyle, dünyada en fazla çevre kirliliğine yol açan ve enerji israf eden ülkeler arasına girdi. Müzakere masasında Çin tarafı için sorun oluşturabilecek konular da gündeme gelecek. AB’nin telif haklarının korunması, ticaret koşullarının yeterince adil olmaması ve insan haklarıyla ilgili şikayetleri gibi. Çin ise kendisine tam bir piyasa ekonomisi statüsü tanınmasını ve 1989’da Tiananmen katliamının ardından kendisine uygulanan silah ambargosunun kaldırılmasını talep ediyor.

Ferrero-Waldner, Çin’e silah ambargosunun kaldırılmasını istediklerini, ancak bunun için bazı şartların yerine getirilmesi gerektiğini belirtiyor: “Ambargoyu kaldırma yönünde çalışmalarımız sürüyor. Ama bunu doğru bir çerçevede, doğru koşullar altında yapmak istiyoruz. Örneğin Çin’in vatandaşlık ve sivil hakları tanıyan BM İnsan Hakları Sözleşmesi’ni imzalamasını, Tiananmen’de tutuklananları serbest bırakmasını, çalışma kamplarını yürürlükten kaldırmasını istiyoruz.“

Çin yönetimi ise bu tür adımlar atmaya şimdilik yanaşmıyor. Kısmen yoğun tartışmalar eşliğinde geçmesi beklenen müzakere sürecinin iki yıldan önce tamamlanması beklenmiyor.