1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin Devlet Başkanı Hindistan yolcusu

Shi Ming18 Kasım 2006

Çin Devlet Başkanı Hu Jintao Pazartesi günü Yeni Delhi’yi ziyaret edecek. Ziyaretten hemen önce yaşanan diplomatik skandalın Yeni Delhi’deki devler buluşmasını ne ölçüde etkileyeceği merak konusu oldu. Çin’in Yeni Delhi büyükelçisi televizyon kameraları karşısında, Hindistan’ın aslında Çin toprağı olan kuzeydoğu eyaletini Pekin’e iade etmesi gerektiğini söyleyerek büyük gaf yapmıştı.

https://p.dw.com/p/AZcU
Çin Devlet Başkanı Jintao'nun Hindistan gezisi gergin bir havada geçecek
Çin Devlet Başkanı Jintao'nun Hindistan gezisi gergin bir havada geçecekFotoğraf: AP

Radyo DW’nin Hindu yayınları bölümünden editör Ramnarayan Yadav, Çin’in yeni Delhi büyükelçisinin diplomatik adaba uymayan çıkışına anlam veremiyor:

“Çin ile Hindistan arasında on yıldır sıcak yakınlaşma süreci yaşanıyor. Ekonomik ilişkilerin de başdöndürücü hızla geliştiği bir dönemde ve Çin devlet başkanının Yeni Delhi ziyaretinin hemen öncesinde Çin büyükelçisi nasıl olur da, Hindistan’ın kuzeydoğusundaki Arunahal Pradeş eyaletinin tamamının Hindistan’a değil de Çin’e ait olduğunu söyler. Elçi ziyareti sabote etmek mi istedi yoksa Devlet Başkanı Hu Cintao’nun bizzat dile getirmekten kaçındığı bir mesajı yeni Delhi’ye iletmek ihtiyacını mı duydu?”

Hint medyası şaşırdı

Hint medyası da bu beyanat karşısında şaşkın. Çin medyası ise tamamen farklı bir tutum içinde. Çin’deki gazete, radyo ve televizyonlar büyükelçinin sözlerine hiç yer vermedikleri gibi Hu Cintao’nun Hindistan ziyaretine de değinmiyorlar.

Bazı Çin gazetelerinin ikili ilişkileri konu alan son günlerdeki yayınlarında olumsuz haberler manşete çıkarılıyor ve örneğin Çin şirketlerinin Hindistan’daki büyük ihalelere davet edilmemesi eleştiriliyordu. Bir diğer gazete de Çin silahlı kuvvetlerinin yakında ilk uçak gemisine kavuşacağı müjdesini veriyordu. Çin başbakanı Ven Ciabao’nun 2005 yılındaki Hindistan ziyareti sırasında hissedilen bahar havasının yerinde şimdi yeller esiyor.

Çin’in Pakistan ile iyi ilişkiler içinde olduğu bilinmekteydi ve bu Hindistan’ın rencide edilmesine gerekçe oluşturamazdı. Hu Cintao’nun Hindistan’dan sonra ziyaret edeceği İslamabad’da sivil amaçlı nükleer işbirliğinin geliştirilmesinin kararlaştırılabileceği belirtiliyor. Çin’in Pakistan’da büyük yatırımlar yapmaya hazırlandığı sır değil. Nükleer başlık takılabilen orta menzilli Pakistan taşıyıcı füzelerinin geliştirilmesine Çin’in yardımcı olduğu da.

Çin’in hedefleri

Çin’deki sertleşmenin nedenleri başka yerde aranmalı. Pekin’in, batı karşısında ortaklaşa büyük devlet politikası izlenmesi şeklindeki önerisini soğuk karşılayan Hindistan aksine Çin’in doğu Asya’daki ezeli rakibi Japonya ile yakınlaşma yolunda önemli ilerleme kaydetmiş ve Çin’in güneydoğu Asya’daki en önemli müttefiki Birmanya’yı bölgesel işbirliği adı altında Çin nüfuzundan kurtarmak için harekete geçmişti.

Öte yandan Hindistan, devlet sırlarının Çin’in eline geçebileceği gerekçesiyle Galileo adlı Avrupa uzay projesinden de ayrılmıştı. Hindistan bu adımıyla Avrupa ülkelerini de dolaylı olarak, Galileo’ya ortak ettikleri ama teknoloji hırsızlığından bir türlü vazgeçemeyen Çin karşısında uyanık olmaya çağırmıştı.

Çin büyükelçisinin toprak talebi geri tepebilir. Çoğu batılı ülke gibi Hindistan da Çin’e ticari kolaylıklar sağlayacak olan Pazar ekonomisi statüsünü yakıştıramıyor. Ramnarayan Yadav, komşu Tibet’in Çin tarafından altyapı öncelikleri listesine alınmasının da Hindistan’ı tedirgin ettiğini belirtiyor:

“Pekin-Lassa demiryolu hattı açıldığında, Hindistan, projenin burada bitmeyip Nepal’e kadar uzatılacağını sezmişti. Nitekim Çin yönetimi de buna niyetli olduklarını duyurdu. Hindistan, demiryolunun askeri birliklerin en kısa zamanda sınır bölgesine naklinde kullanılabileceğini biliyor. Tibet’te üslendirilen Çin nükleer füzelerinin bütün Hindistan’ı menzili içine aldığını da.”