1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin - Japon gerginliğine çözüm bulunamıyor

Martin Fritz9 Haziran 2005

Japonya’nın tarih kitaplarında II. Dünya Savaşı sırasında işlediği suçları hafif gösterdiğini iddia eden Çin, bu kitaplarda değişikliğe gidilmesini istiyor. Bazı uzmanlar ise Çin’in bu yöndeki iddialarına destek verirken, ders kitaplarını hazırlayan Japon uzmanlar ise bu görüşlere kesinlikle katılmıyor.

https://p.dw.com/p/Aanm
Japonya'nın okul kitaplarında yaptığı değişiklik Çin'de protesto gösterilerine neden olmuştu
Japonya'nın okul kitaplarında yaptığı değişiklik Çin'de protesto gösterilerine neden olmuştuFotoğraf: AP

Japonya ile Çin arasında ders kitapları yüzünden uzun zamandır ciddi bir anlaşmazlık yaşanıyor. Japonlar, Çin’de okutulan tarih ve vatandaşlık bilgisi kitaplarının “Japonya karşıtı yalan - yanlış bilgilerle dolu olduğunu“ öne sürüyor. Pekin yönetimi ise Japonya’daki tarih kitaplarında, Çinliler’e karşı işlenilen savaş suçlarının ya tümüyle görmezden gelindiğini ya da hafifletilerek anlatıldığını savunuyor.

Japonya ile Çin arasındaki tartışmalar, özellikle II. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında yaşanan gelişmeler noktasında odaklanıyor. Japon Milli Eğitim Bakanlığı, geçen Nisan ayında, okullarda okutulan bazı ders kitaplarında değişikliğe gitmişti. Bu kitapların birinde, Japonya’nın o yıllarda başlattığı taarruz, “Asya’daki kolonileşme hareketine ve Batılı emperyalistelere karşı ülkeyi savunmak“ şeklinde gerekçelendiriliyor.

“Gerçekler çarpıtılıyor“

Japonya’nın tarih kitaplarında savaşla ilgili bölümleri hafiflettiğine dikkat çeken Japonya uzmanı Sven Saaler, “Aynı zamanda daha önceki kitaplara da eleştirel yaklaşan bu son ders kitabında savaşla ilgili bölümler hafifletiliyor, işlenen savaş suçlarına ise çok az değiniliyor. Bunu yaparken de olayların, gerçekte olduğundan daha zararsız bir şekilde tasviri ve anlatımı yapılıyor“ saptamasını yapıyor.

Saaler ve konuyu inceleyen diğer uzmanlar, son yıllarda Japon ders kitaplarında özellikle II. Dünya Savaşı ile ilgili anlatımlarda genel bir hafifletmenin hakim olduğu tespitini yapıyorlar. Örneğin, önceki yıllarda Japon ordusunun “taaruzundan“ bahsedilirken, bugün taaruz yerine “ilerleme“ ifadesi kullanılıyor. Japon askerlerinin yüzbinlerce Çinliyi öldürdükleri “Nanjing kitle katliamına“ ilişkin yeni kitaplarda “Nanjing olayları“ tanımlaması yapılıyor ve katliam kelimesinin kullanılmamasına özen gösteriliyor.

Ayrıca müfredat programına dahil edilen dokuz tarih kitabından sadece birinde, bu katliamda hayatını kaybenlerin sayısına ya da Japonlar tarafından “seks kölesi“ olarak pazarlanan Çinli ve Koreli kadınlara ilişkin bilgiler yer alıyor. Japon askerlerinin onbin dolayında Çinli savaş esiri üzerinde kimyasal ve biyolojik silah denemeleri yapmış olmasındansa kitaplarda hiç bahsedilmiyor.

Japon tarihçiler tepkili

Yeni ders kitaplarını hazırlayan kurulun üyelerinden Prof. Hidetsugu Yagi ise tarihi gerçeklerin çarpıtıldığı yönündeki görüşlere katılmıyor. Yagi, “Japonya bundan 60 yıl önce büyük bir savaş yaşadı, yerli ve yabancı birçok kurban verildi. Bu olay, Japonlar üzerinde adeta bir travma etkisine neden oldu. Bugün Japonlar’ın büyük bir bölümü, geçmişte Japonya’nın yaptığı hemen hemen herşeyin yanlış olduğunu düşünüyor. Ancak geçmişte yaşananları büyüteç altına aldığınızda, bunun aşırı bir tepki olduğu sonucuna varıyorsunuz. Biz de bu noktadan hareketle, çocukların gerçekleri olduğu gibi öğrenebileceği bir dilde yazdık herşeyi“ diye konuşuyor.

Japon tarih kitaplarının yenilenmesi amacıyla kurulan “Tsukuru-kai“ adlı oluşum, yeni müfredat programı sayesinde okullardaki “mazoşist tarih anlayışının“ sona erdiğini iddia ediyor. Üyeleri tümüyle muhafazakarlardan oluşan grup, böylece öğrencilerin milli duygularının güçleneceğini savunuyor.

Çin’in gerekçeleri

Çin Halk Cumhuriyeti ise başta Nanjing kitle katliamı olmak üzere II. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında yaşanan vahşetin Japonya tarafından yumuşatılmaya çalışmasına büyük tepki gösteriyor. Bunu, İsrail’in, Auschwitz toplama kampında Naziler tarafından işlenilen insanlık suçlarını yumuşatmaya çalışanlara karşı gösterdiği tepkiyle kıyaslamak mümkün. Çinliler, 1937 yılında Japonlar’ın eline geçen Nanjing’de 200 bin ile 400 bin arasında Çinli’nin öldüğünü belirtiyorar.

Ancak Bu sayının abartılı olduğu görüşünde olan Tsukuru-kai örgütünden Porf. Nobukatsu Fujioka, “Nanjing’de yaşananlar, devam eden savaş çerçevesinde yapılan bir muharebeydi. Kuomintang askerlerinin cesetleri, Japon askerlerinin emriyle Çinli işçiler tarafından gömüldü. Araştırmalar, o dönemde yaklaşık 15 bin kişinin öldüğünü gösteriyor“ diyor.

Tsukuru-kai tarafından hazırlatılan tarih kitapları bugün Japonya’daki öğrencilerin sadece yüzde 0,04 tarafından kullanılıyor. Ancak bu son derce düşük orana rağmen, örgütün başlattığı ideolojik kampanya etkisini göstermişe benziyor. Japon medyasında sık sık gündeme gelen bu konu, Çin’in duyduğu rahatsızlığın her geçen gün daha da artmasına neden oluyor. Her iki ülkenin de iddialarında ısrar etmesi, Tokyo-Pekin arasındaki ders kitapları geriliminin bir süre daha devam edeceğini gösteriyor.