1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin Komünist Partisi'nde reform kavgası

Shi Ming / DW13 Haziran 2006

Çin’deki reform sürecinin geleceği, Komünist Parti bünyesinde hararetli tartışmalara yol açtı. Partinin Marksist kanadı, kapitalizme gidişin durdurulmasını isterken, radikal liberaller bunun aksini talep ediyorlar.

https://p.dw.com/p/AZuo
Çin Komünist Partisi içinde reform politakasına ilişkin bölünmeler yaşanıyor
Çin Komünist Partisi içinde reform politakasına ilişkin bölünmeler yaşanıyorFotoğraf: AP

Parti yayın organındaki baş makalede, reform politikasına kayıtsız şartsız bağlı kalınacağı yazıyor. Ancak reformların hangi yönde devam edeceği hakkında ipucu verilmiyor. Arzulanan ekonomik reformlara paralel siyasi reformların yapılıp yapılmayacağı da makalede belirtilmiyor.

Bu belirsizlik ise Çin Komünist Partisi içinde tartışmalara neden oluyor. Bu konuda partinin Marksist kanadı ile liberaller zıt görüşleri savunuyor. Her iki kanat da istekleri doğrultusunda hareket edilmediği takdirde ise Komünist Parti’nin bölünmesini bile göze alacağa benziyorlar.

Bu durumda dolaylı yoldan da olsa uzun vadede Çin’in çok partili rejime gezmesi mümkün. Bundan kaygılanan parti yönetimi, kanatlar arasındaki çekişmeyi sona erdirmeye çalışıyor. Ama iktidar partisinddeki iktidar mücadelesi de bütün hızıyla devam ediyor.

Sol kanat özelleştirmeye karşı

Diğer yandan Komünist Parti zirvesinin kanatlar arasındaki ideolojik çekişmeyi zorla sona erdirmeye çalışması tartışmaların kamuoyuna yansımasına neden oldu. Özelleştirmeye karşı çıkanlardan biri olan sol kanadın temsilcilerinden Profesör Fang Ning görüşlerini şöyle dile getiriyor:

“Önemli olan piyasa ekonomisi reformlarının geleceği değil. Önemli olan ne kadar piyasa ekonomisi olacağı. Karma ekonomi, devlet ağırlıklı olmalı. Ülkenin kuzeydoğusundaki reform temposu, reformların vahim sonuçlarını unutturuyor. Devletin ilaç fabrikası satılıyor. Fabrikayı satın alan özel şirket ilk çıkardığı ilaçla müşterilerini zehirliyor.”

“Komünist Parti tedirgin”

Reformcu kanat ise devletin çoktan gerçek özelleştirmeye veda ettiğini, ekonomik hayata daha fazla müdahale ettiğini ve yöneticilik kadrolarına parti üyelerinin atandığını öne sürüyor. Princeton’da yaşayan dış muhalefet temsilcilerinden Çeng Şiaonong Komünist Parti’nin gücünü kaybetmekten korktuğunu söylüyor.

Komünist Parti’nin son kongresinde otorite kaybını telafi etmesi gerektiğine kanaat getirdiğine dikkat çeken Şiaonong, “Siyasi kontrol mekanizmasını takviye etmek istiyor. Bu da parti işleriyle hükümet işlerinin birbirinden ayrılmasıyla ilgili prensibin terkedilmesi anlamına gelir” diyor.

“Pekin kalıplardan çıkamıyor“

Parti yayın organındaki reformlara ilişkin projelerini yorumlayan Alman Dış Politika Derneği’nin Çin uzmanı Eberhard Sandschneider, Komünist Parti’nin, iki grup arasında asgari müşterek arayışı içinde olduğunu belirtiyor. Sandschneider, değerlendirmesini şöyle sürdürüyor:

“Devletin siyasi yapısı, ekonomik başarıların karşılığında meydana gelen sosyal ve ekonomik çalkantılarla başa çıkamaması, Pekin yönetiminin hala klasik geleneksel kalıpların dışına çıkamadığını gösterir. İktidar mücadelesi sona erip tavırlar açıklık kazanana kadar da önümüzdeki yıl yapılacak parti kongresinin programı hazırlanamaz.”

Marksist kanat, sosyalist piyasa ekonomisi olarak adlandırdığı devlet ağırlıklı karma ekonominin adil gelir dağılımı açısından şart olduğunu öne sürerken, ileri teknolojiler sayesinde gerçek demokratik rejimin nasıl işlediğini öğrenen Çinliler tek partili rejimin geleceğini tartışmaya başladılar bile.