1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

210110 Konjunktur China

22 Ocak 2010

Çin ekonomisi, uluslararası finans krizini diğer ülkelerden daha hızlı bir şekilde atlattı. Özellikle 2009 yılına ait büyüme rakamları, endişe verici tahminlerde bulunan çoğu ekonomistin yanıldığını ortaya koydu.

https://p.dw.com/p/Ld74
Fotoğraf: DW-Montage

Çin, finans krizini büyük bir hızla geride bırakmış gibi görünüyor. 2009 yılı dördüncü çeyrekte yüzde 10,7 büyüme kaydeden Çin’in tüm yılki büyüme oranı yüzde 8,7 oldu. Bu göz alıcı büyüme rakamlarının arkasında yatan en önemli etken ise çok çalışan insanlar. Çin’in yoksul Guizhou eyaletinden gelen 24 yaşındaki Ye Xiaxia, yıllardır evinden yüzlerce kilometre uzaklıktaki sanayi kenti Shenzhen’de çalışıyor. Ye’nin hayali, günün birinde firma müdür olmak:

"Bir daha ilk çalıştığım fabrikaya benzer bir yerde çalışmam. Şimdi daha iyisini gördüm. Aşağılara inmiyor, yükseliyorsunuz. Finans krizi sırasında bir hata yaptığımızda, bazı önlemlerle cezalandırılıyorduk. Örneğin mesai yapmamıza izin verilmiyordu. Şimdi işletmenin durumu iyi gidiyor. Sürekli mesai yapıyoruz. Ancak sadece bir gün izinle yetinmek oldukça zor.“

Kişi başı geliri artırma hedefi

Ye’nin çalıştığı fabrika, Çin dış ticaretinin merkezinde bulunuyor. Çin'de 2009 yılında ihracat yüzde 16, ithalat da yüzde 11 oranında gerilemişti. Ancak rakamları tekrar toparlamayı başardılar ve Çin, Almanya’yı dünya ihracat sıralamasında geçerek birinci oldu. Çin’in Ulusal İstatistik Enstitüsü Müdürü Ma Jiantang, basın toplantısında şu açıklamayı yaptı:

"Çin’in ihracatı, Almanya’dan daha fazla oldu. Bu, Çin ekonomisinin krizle başarılı bir şekilde mücadele ettiğini gösteriyor. Sıralamada kaçıncı olduğumuz önemli değil, çünkü kişi başı gelir sıralamasında dünyadaki en iyi yüz ülke arasında bulunmuyoruz. Nüfusumuz çok fazla, ekonomik temelimiz ise zayıf. Kaynaklarımız da az. Bunlar bizim gerçek sorunlarımız.“

Ma, Çin ekonomisinin yakında Japonya ve 40 yıl içinde de ABD’yi yakalayıp yakalayamayacağı yönündeki sorulara ise yanıt vermek istemedi. Önemli olanın günde 1 doların altında bir gelirle yaşamak zorunda kalan 150 milyon Çinli'nin yaşam kalitesini yükseltebilmek olduğunu dile getirdi.

"Ev alabilmek için köle gibi çalışıyoruz"

Ülkede, artan fiyatlar konusunda da endişeler büyüyor. Bankacılık Denetim Kurulu Başkanı Lui Mingkang, enflasyonun kontrolden çıkmaması için sıkı bir para politikası açıkladı. Gerçi enflasyon Aralık ayında yüzde 1,9 oranındaydı ancak endeks, gayrimenkul dışarıda bırakılarak hesaplanıyor. İsmini açıklamak istemeyen bir Şanghaylı, artan fiyatlar konusundaki öfkesini şöyle dile getiriyor:

"Normalde bir daire satın alabilmek için üç nesillik bir birikim gerekiyor. Üç nesil ev alabilmek için köle gibi çalışıyor. Bunun sonucunda tahminen 100 bin euro elde ediliyor. Aslında hiçbir şey. Peki, bir kişi ne kadar para kazanıyor? Bir işçi ayda yaklaşık 200 euro elde ediyor. Bir aile 1000 eurodan az bir tutarla yaşıyor. Bu problemin nedeninin ne olduğu bir düşünülmeli. Gayrimenkul firmaları mı, hükümet mi? Ben hükümet olduğuna inanıyorum. Onlar ülkeyi ödeme karşılığında gayrimenkul firmalarının kullanımına sunarak para kazanıyor. Böylece ekonomiyi hızlandırıyorlar.“

Hükümet, ekonominin aşırı ısınmasından kaçınmak istiyor. Çok sayıda uzman da çelik ve kimya gibi önemli alanlarda aşırı üretimden yapılmaması konusunda uyarıda bulunuyor.


© Deutsche Welle Türkçe

Astrid Freyeisen / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Hülya Köylü