1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Çin Ortadoğu'da ağırlığını arttırıyor

Pihilpp Bilsky10 Temmuz 2004

Çin hükümeti ile aralarında Suudi Arabistan’ın da bulunduğu altı Körfez ülkesi yetkililerinin Pekin’de gerçekleştirdiği görüşmelerde, ekonomik işbirliğinin güçlendirilmesi yönünde önemli adımlar atıldı.

https://p.dw.com/p/AbDM
Çin'de son yıllarda sık sık elektrik kesintileri yaşanıyor.
Çin'de son yıllarda sık sık elektrik kesintileri yaşanıyor.Fotoğraf: AP

Çin Halk Cumhuriyeti Başbakanı Wen Jiabao, serbest ticaret bölgesinin en hızlı bir şekilde oluşturulması isteğini Körfez ülkeleri ile gerçekleştirilen toplantıda da vurguladı. Çin hükümeti ve Körfez Konseyi ülkelerinden temsilciler arasında Çin’in başkenti Pekin’de gerçekleştirilen görüşmelerde karşılıklı ticari ilişkilerin geliştirilmesi konusunda da ilk adımlar karara bağlandı. Serbest ticaret bölgesi konusunda somut müzakerelere ise eylül ayında başlanacak.

Serbest ticaret anlaşması ile karşılıklı gümrük ve ticari engellerin azaltılması planlanıyor. Bahreyn, Katar, Kuveyt, Umman, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden oluşan Körfez Konseyi dünya petrol rezervlerinin yaklaşık yarısına sahip bulunuyor.

Çin'in petrol ihtiyacı artıyor

Körfez Konseyi ülkeleri ile bir serbest ticaret anlaşması, petrole ihtiyacı giderek artan Çin için sevkiyatın güvence altına alınması açısından çok önemli bir adım anlamına geliyor. Çin, 1996 yılından beri ürettiğinden fazla petrol tüketiyor. Ülke, aradan geçen zamanda ABD’nin ardından dünyanın en çok petrol ithal eden ikinci ülkesi konumuna geldi. Kuzey Ren-Vestfalya Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü uzmanlarından Andreas Oberheitmann, enerji kaynaklarının güvence altına alınmasının, Çin dış politikasının temel ögelerinden biri haline geldiğini belirtiyor:

‘’Çin son dönemde, bölgedeki siyasi istikrar için uluslararası arayışlarda giderek daha öne çıkıyor. Bu tabii ki bir yandan Çin’in dünyada önemli bir güç rolüne soyunması ile bağlantılı. Ama diğer yandan tabii ki kendi petrol ithalatını da güvence altına almak istiyor.’’

Enerji krizi

Ancak petrol ithalatı, Çin’in enerji sorununun çözümünde araçlardan sadece biri. Son dönemlerde sık sık yaşanan elektrik kesintilerinin ardından Çin yönetimi şimdi ülkedeki enerji tüketimini azaltmaya çalışıyor. Bu amaçla geçtiğimiz hafta elli yıllık aradan sonra ilk kez enerji politikası konusunda uzun vadeli bir strateji belgesi kabul edildi. Belge, enerji tasarrufu ve kaynakların daha etkin kullanımına odaklanıyor. Andreas Oberheitmann bu konuda şunları söylüyor:

‘’Bütçe alanında özellikle doğalgazın kömürün yerini alması ile ilgili önlemler var. Sanayide de örneğin enerji santralleri, çelik sanayii ve yakıt alanlarında enerji verimi artırılmaya çalışılıyor.’’

Çin’deki yüksek enerji tüketimi sadece çevre için sorun olmakla kalmıyor, aynı zamanda rekabet alanında Çin sanayiine bir dezavantaj oluşturuyor. Çin her yıl gayrisafi milli üretimin yüzde 13’ünü enerjiye harcıyor. ABD’deki enerji harcamaları ise bu oranın yarısı kadar.