1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ümitsiz bir umut...

Peter Philipp / DW18 Aralık 2006

Filistin Özerk Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın erken seçim kararı aldı. Hamas ise seçimleri boykot edeceğini açıkladı. DW’den Peter Philipp, Mahmud Abbas’ın erken seçim kararını değerlendirdi:

https://p.dw.com/p/AZms

“Demokrasi, özgür seçimler olmadan düşünülemez. Ama tam tersi, özgür seçimlerin tek başına demokrasi anlamına geldiği de söylenemez. Ortadoğu’da yaşanan olayların ardından bu görüş, geçtiğimiz hafta özellikle ABD’de ağırlık kazanmış olsa gerek.

Başta Irak’a bakacak olursak: Gerçek anlamdaki ilk özgür seçimlerin üzerinden bir yıl geçerken, Irak’ta durum şimdiye dek olmadığı kadar kötü ve ülke hızla bir iç savaşa doğru ilerliyor. Amerikan işgalinin en ateşli muhalifleri bile Amerikan askerlerinin hızla Irak’tan çekilmesinin ülkedeki kaosu daha da derinleştireceği uyarısında bulunuyor. Irak’taki gelişmeleri uzaktan seyretmeyi tercih eden Suudiler bile Amerikan askerlerinin hemen çekilmesi durumunda Irak’taki Sünnileri destekleyeceği uyarısında bulunuyor.

Bağdat’ta ulusal birlik ve uzlaşı mesajları verilmeye çalışılıyor, ama bunu sağlamak en az Lübnan’daki kadar zor. Lübnan’da da özgür seçimler düzenlendi ve mümkün olduğunca geniş bir koalisyon hükümeti kuruldu. Ama hükümet, haftalardır Hizbullah ve müttefiklerinin yoğun baskısı altında. Lübnanlıların çoğu, bunun alternatifinin bir iç savaş olmasından korkuyor.

Filistin’de de aynı korku hakim. Filistin lideri Mahmud Abbas, hemen erken seçimlere giderek iç savaş tehlikesini bertaraf edebileceğini umuyor. Radikal İslamcı Hamas ise Abbas’ı Anayasa’yı istismar etmekle suçlayarak, ‚tepeden darbe girişimi’ olarak gördüğü erken seçim kararına direneceğini açıklıyor. Filistin’de de partiler arası gerilim iç savaşa dönüşebilir.

İç savaş çıkmasa bile yeni seçimlere gitmenin sorunu çözeceği tartışılır. Hamas ocak ayında Filistin halkı tarafından seçildi. Hamas’ın galibiyetinin temel nedenleri, halkın Filistin Kurtuluş Örgütü’ndeki yolsuzluklardan bıkmış olması, barış sürecinin işe yaramamış olması ve Filistin bölgelerinde krizden çıkış için umutların tükenmiş olmasıydı. Hamas’ı iktidara getiren, halkın sabrının taşmış olmasıydı. Ama sabırların o dönem tam olarak taşmış olmadığı sonradan görüldü. Seçimler sonrasında durum daha da kötüye gitti, umutsuzluk daha da arttı.

Hamas, iktidara geldikten sonra, geçmişte Filistin Kurtuluş Örgütü’nün İsrail ile vardığı anlaşmalara uymadığı ve İsrail’i tanımayı reddettiği için Batı’nın boykotuyla karşı karşıya kaldı, acil ihtiyaç duyulan yardım paraları kesildi. Hamas yöneticileri durumu kurtarabilmek için Arap ülkelerinden, İran’dan Filistin’e para taşıdılar, para kaçakçılığı yaptılar. Ama ülke böyle idare edilemez. Bağımsız uzmanlardan oluşan geniş bir ulusal birlik hükümeti kurma girişimi de işe yaramadı. Son günlerde karşılıklı saldırı ve çatışmaların artması üzerine Başkan Mahmud Abbas, çözümün sadece meclis ve başkanlık seçimlerinden geçtiği sonucuna varmış görünüyor.

Ümitsiz bir umut. Çünkü seçimler ne Irak’ta ne de Lübnan’da durumu değiştirdi. Filistin’deki ikinci seçimler neyi değiştirebilir ki?”