1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Şaron uyandırılmaya başlandı

DW9 Ocak 2006

Kudüs’teki hastanede tedavisi devam eden İsrail Başbakanı Ariel Şaron, suni komadan uyandırılmaya başlandı. Kendi kendine nefes almaya başladığı belirtilen İsrail Başbakanı’nın durumunun hala kritik olduğu belirtiliyor. Diğer yandan Ortadoğu’nun geleceğine ilişkin tartışmalar ise devam ediyor…

https://p.dw.com/p/AaFZ
Kudüs'teki hastanede tutulan Şaron'un sağlık durumu ciddiyetini koruyor
Kudüs'teki hastanede tutulan Şaron'un sağlık durumu ciddiyetini koruyorFotoğraf: dpa

İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un, geçen hafta sokulduğu yapay komadan çıkarılmasının ilk aşamasına başlandı. Hastane yetkilileri, geçen hafta büyük bir beyin kanaması geçiren Şaron'un, kendi başına nefes alabilmeye başladığını söylediler. Ancak hala solunum cihazına bağlı olduğunu belirten yetkililer, Şaron’un durumunun kritik olduğuna dikkat çektiler.

Şaron’un sağlık durumuyla ilgili bilgi veren Kudüs’teki Hadassah Hastanesi Başhekimi Doktor Şolomo Mor-Yosef, Şaron’un, narkozun azaltılmaya başlamasıyla kendi kendine nefes almaya başladığını dile getirdi. Dr. Yosef, Şaron’un durumunun ciddiyetini koruduğuna dikkat çekerken, yapay komadan tamamen çıkarılmasının günler sürebileceği kaydedildi.

Şaron’un planları neydi?

Şaron’un hastanedeki tedavisi devam ederken, Ortadoğu’nun geleceği ve Şaron olmadan İsrail politikasının nasıl olacağına ilişkin tartışmalar sürüyor. Ancak en çok ön plana çıkan soru, Ortadoğu’daki barış sürecinin ne olacağı. Danışmanları iktidarda kalsaydı Şaron’un önümüzdeki yıllarda İsrail’in çıkarlarına uygun olarak İsrail’le Filistin arasına bir sınır çekmeyi planladığını belirtiyor.

Yani Şaron’un Batı Şeria’daki bazı yerleşim birimlerini Filistinliler’e vermeyi ama büyüklerini İsrail’e saklamayı planladığını belirtiyorlar. Buna göre Ürdün vadisi ve Doğu-Batı koridoru olarak adlandırılan Batı Şeria’yı ikiye bölen güvenlik çizgisi İsrail’de kalacak ve İsrail bu sayede güvenliği daha kolay sağlayabilecekti. Gazze’den çekilme planıyla tarihe geçen Şaron’un bölgeye barış getirdiği ve Ortadoğu sorununu çözmesine az bir zaman kaldığı yönünde bazı çevrelerin dile getirdiği söylemler pek kabul görmüyor.

Filistin tarafının endişeleri

Filistin tarafı ise İsrail’de iktidara gelecek yeni politakıcının diyaloğa açık olmasını umut ediyor. Çünkü ülkede aşırı sağcı bir politikacının iktidara gelmesi, Filistin’le İsrail arasındaki ilişkinin tamamen sona ermesi anlamına gelebilecek.

Ürdünlü Ortadoğu uzmanlarına göre İsrail’le Filistin arasındaki barış süreci her halükarda bir süre rafa kaldırılacak. Çünkü Şaron’un görevini geçici bir süre yürütecek olan Ehud Olmert ve diğer politikacılar öncelikle iktidar mücadelesine yoğunlaşacak.

“Şaron’un gücü kimsede yok”

Amman’daki El Celil Araştırma Enstitüsü Yöneticisi Gazi El Saadi’ye göre Şaron, Araplar’ın hakları konusunda yanlış politikalar izlemesine rağmen barış için bir katalizatör görevi görüyordu ve de Şaron dışında İsrail’deki hiçbir politikacı Filistin topraklarından çekilme işlemini gerçekleştirecek güce sahip değildi.

Bir başka Ürdünlü uzman, Ürdün Üniversitesi profesörlerinden Ciab Makmadeh de benzer görüşü savunuyor. Makmadeh, Şaron olmadan İsrail’in Gazze ve Batı Şeria’daki 25 yerleşim birimini boşaltmasının mümkün olmadığını vurguluyor. Profesör, “Şaron’un yokluğunda İsrail’de aşırı sağcılar güçlenecek” uyarısında bulunuyor.

Herşey seçimlere bağlı

Alman Konrad Adenauer Vakfı’nın İsrail’deki bürosunun yöneticisi Johannes Gerster, İsrail’de herşeyin 2,5 ay sonra yapılacak seçimlere bağlı olduğunu söylüyor. İsrailliler’in büyük çoğunluğunun aşırı sağcılara destek vermeyeceği yönünde spekülasyonlar yapıldığını hatırlatan Gerster, İsrail’de bu durumun her an değişebileceğini belirtiyor.

Gerster, şimdi herkesin Şaron’un yerine geçecek kişinin otorotiseni kabul ettirip ettirmeyeceğini merak ettiğini belirtiyor. Gerster bu konunun Filistinliler için de önemli olduğunu Filistin tarafının, Şaron’un yerine gelecek kişinin otorite sağlayamaması halinde, iki taraf arasında denge kurmanın zorlaşmasından endişe ettiğini belirtiyor.