1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Şaron'un Duvar inadı

Bettina Marx12 Temmuz 2004

Tel Aviv’de düzenlenen bombalı saldırıda bir kişi ölür, 20 kişi de çeşitli yerlerinden yaralanırken, İsrail Başbakanı Şaron Uluslararası Adalet Divanı’nın aldığı kararı eleştirdi. Şaron, inşaata devam edeceklerini duyurdu.

https://p.dw.com/p/AbDK
Şaron, Adalet Divanı kararının, teröristleri cesaretlendirdiğini ileri sürdü
Şaron, Adalet Divanı kararının, teröristleri cesaretlendirdiğini ileri sürdüFotoğraf: AP

Tel Aviv'de dün sabah bir otobüs durağı yakınlarına düzenlenen bombalı saldırıda bir İsrailli kadın öldü. En az 20 kişinin de yaralandığı Tel Aviv'deki patlamanın nedeninin, bombalı saldırı olduğu bildirildi. Saldırıyı Filistin lideri Yaser Arafat'ın El Fetih örgütüne bağlı silahlı grup El Aksa Şehitleri Tugayı üstlendi. Bu arada İsrail Başbakanı Ariel Şaron, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nın, Batı Şeria’daki güvenlik duvarını yasa dışı olarak nitelendiren son kararının, teröristleri cesaretlendirdiğini, Tel Aviv’deki saldırının da bunun bir ispatı olduğunu öne sürdü. Şaron,"tek yanlı" olarak nitelendirdiği ve Batı Şeria'daki güvenlik duvarının yıkılması yönündeki kararı reddettiklerini açıklarken, BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Adalet Divanı kararına uyulması çağrısını yineledi.

Militanların “güvenlik duvar”ına yaptığı gönderme

”Duvarla da çevrili olsa, her bölgeye rahatça ulaşabileceğimizi gördünüz!” Dün Tel Aviv’de meydana gelen saldırıyı üstlenen El Aksa Şehitleri Tugayı’nın bu açıklaması, İsrail’in Batı Şeria’da inşa ettiği güvenlik duvarına bir gönderme niteliği taşıyordu. Merkezi Nablus’da olan ve Yaser Arafat’ın El Fetih örgütüne bağlı olan El Aksa Tugayı, aylardan bu yana yaptığı girişimlerde ilk kez sonuç alarak intihar saldırısı hedefini gerçekleştirdi. İsrail güvenlik makamları, daha önce pek çok kez örgütün eylem planlarına darbe vurmuş, saldırıların önlenmesinde Batı Şeria’daki güvenlik duvarının büyük katkısı olduğunu savunmuştu. Toplam uzunluğu 700 kilometre olarak planlanan ve henüz 200 kilometresi biten duvarı inşaatının başlamasıyla, Filistinliler’in gerçekleştirdiği terör eylemlerinde yüzde 75, terör kurbanlarının sayısında ise yüzde 95 oranında azalma kaydedildiği belirtiliyor.

“Adalet Divanı himayesinde saldırı”

Tel Aviv’deki saldırının, tam da Lahey Uluslararası Adalet Divanı’nın güvenlik duvarı ile ilgili kararı sonrasına rastlaması dikkat çekici. Geçen Cuma günü Adalet Divanı’ndaki yargıçlar, 14’e karşı 1 oyla, İsrail’in Batı Şeria’da inşa ettiği güvenlik duvarının uluslararası hukuka aykırı olduğuna kanaat getirmişti. İsrail hükümeti ise, ”tek yanlı” olarak nitelendirdiği bu kararı reddettiğini açıkladı. İsrail Başbakanı Ariel Şaron, dün Tel Aviv’de meydana gelen patlamayı,”Uluslararası Adalet Divanı himayesindeki ilk saldırı” olarak tanımladı.

“Siyasi hesap” iddiası

Geçen Cuma günü Lahey’de verilen ve Batı Şeria’daki duvarın yıkılması gerektiği yönündeki kararla, teröre karşı sürdürdükleri haklı savaşlarına, bir darbe indirildiğini savunan Şaron, ”Şunu açıkça vurgulamak istiyorum ki; İsrail devleti, Uluslararası Adalet Divanı’nın bu kararını reddetmektedir. Bu tek taraflı bir karardır ve ardında bazı siyasi hesaplar yatmaktadır” ifadelerini kullandı.

Adalet Divanı kararının, güvenlik duvarının inşa edilmesine ilişkin gerçek nedenleri çarpıttığını da ileri süren İsrail Başbakanı, eğer Filistin terörü olmasaydı, duvara da gerek kalmayacağını söyledi.

“İnşaat daha da hızlanacak”

Filistinliler’in, duvarın inşasına karşı direnmelerinin nedensiz olmadığını belirten Ariel Şaron, güvenlik duvarının, İsrailliler’e yönelik yeni cinayet eylemleri gerçekleştirilmesini önemli ölçüde zorlaştıracağını, Filistinliler’in de bunun bilincinde olduğunu kaydetti. Bu nedenle, duvarın yıkılması bir yana, inşaatın hızla devam ettirileceğini söyleyen İsrail Başbakanı, dost ve müttefik ülkelere de bu konudaki haklı görüşlerinin anlatılacağını vurguladı. Şaron hükümetinin, böyle bir hamleyle, Adalet Divanı’nın duvarı yasadışı ilan etmesinden sonra, BM Güvenlik Konseyi’nde İsrail’i kınayan olası bir karar tasarısının önüne geçmek istediği belirtiliyor.