Şeriat anlaşması endişe yarattı
18 Şubat 2009Pakistan'ın Kuzeybatı Sınır Eyaleti Yönetimi; Svat Vadisi ve çevresindeki bölgelerle Taliban ile yaşanan çatışmaları bitirmek amacıyla bir anlaşma yaparak buralarda Şeriat hükümlerinin geçerli olması yönünde bir anlaşmaya imza attı. ABD Savunma Bakanlığı’ndan bir yetkili, anlaşmayı “olumsuz bir adım” olarak nitelendirdi. Hindistan Dışişleri Bakanı Pranab Mukherjee ise Taliban'ın “terörist bir örgüt “olduğunu vurguladı. Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Eric Chevallier, anlaşma nedeniyle endişeli olduklarını dile getirdi. Öte yandan, bölgede binlerce kişinin barış yürüyüşü yaptığı ve yürüyüşün Taliban’a yakın din adamı Sufi Muhammed tarafından yönetildiği belirtildi.
Pakistan Kuzeybatı Sınır Eyaleti Yönetimi'nin Svat Vadisi'nde şeriat uygulanması yönünde yaptıkları anlaşmanın ardından, Taliban militanlarının bu bölgede düzenlediği gösteriler tam bir 'zafer yürüyüşünü' andırıyordu. Pek çok gözlemciye göre, Pakistan Ordusu ile aylardır devam eden çatışmaların ardından Taliban’ın amacına ulaşması bir mucize değil. Pakistan uzmanı Yugun Muhsin, “Ben burada ABD'nin sembolik bir yenilgisini görüyorum. Çünkü ABD orada üstünlüğü korumayı başaramadı“ diyor.
Pakistan’ın İsviçresi olarak adlandırılıyordu
Taliban, 2007 yılının sonunda bölgede silahlı bir isyan başlattı. İsyanın etkili olduğu bölgeler arasında, "Pakistan’ın İsviçresi" olarak adlandırılan ve kış turizminin gözde merkezlerinden Svat Vadisi de yer alıyordu. Taliban, burayı savaş alanına çevirdi. En çok da siviller zarar gördü. Binlercesi evlerini terk etti. Yazar James Fergusson da bu noktaya vurgu yapıyor:
“Eğer orada yaşıyorsanız, sizin için en öncelikli şey barıştır! Arkamızda iki yıl süren bir savaş bıraktık, binin üzerinde sivil hayatını kaybetti. Öyle görünüyor ki, yönetim ne pahasına olursa olsun barış istiyor.“
Bölgede büyük korku
Svat Vadisi'nin barış için ödemesi gereken bedel ise şeriat oldu. Yani İslami hukuk kurallarının geçerli olduğu bir yönetim biçimi. Zaten uzun süredir şeriat hükümlerinin, laikliğin yerine geçmesine isteyen Taliban için bu bir ayrıcalıktı. İleride kırbaçlama ya da taşlama gibi uygulamaların getirilip getirilemeyeceği ise hâkimlerin takdirine kalmış durumda.
Fergusson’a göre Batı’nın endişelenmesi için yeterli sebebi var.Yazar Fergusson, “Bu bütün bölgenin gittikçe 'İslamlaştığının' açık bir göstergesi. ABD ve İngiltere şimdi uyandılar ve bunun sadece Afganistan'ın değil tüm bölgenin bir sorunu olduğunun farkına vardılar. Artık AfPak - yani Afganistan-Pakistan gerginliğinden bahsediliyor. Bu yerinde bir saptama“ görüşünü dile getiriyor.
NATO da gelişmeleri endişeyle takip ediyor. Çünkü Afganistan'daki NATO askerlerinin, Pakistan’da eğitilip Afganistan’a gönderilen intihar bombacılarının saldırısına uğradığı artık bir sır değil. Bu nedenle, Pakistan Ordusu’nun Taliban'la yaptığı barış anlaşması, Afganistan tarafından da kaygıyla değerlendiriliyor. Taliban’ın geçmişte de pek çok kez, yeniden toparlanmak ve silahlanmak için ateşkes yaptığını hatırlatan Pakistan uzmanı Yugun Muhsin, yeni anlaşmaya da bu nedenle şüpheyle bakıyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bu tarz pek çok anlaşma yapıldı. Çoğu hiçbir sonuca ulaşmadı. Bu anlaşmanın da herhangi bir getirisi olacağını pek sanmıyorum."