1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

01.02.2007 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Cem Sey1 Şubat 2007

Bugünkü Alman gazetelerinde Orhan Pamuk’un Almanya gezini iptal etmesi, CIA tarafından Afganistan’a kaçırılan Alman vatandaşı El Masri ve Alman ekonomisiyle ilgili yorumlar göze çarpıyor.

https://p.dw.com/p/AbjV

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, Almanya’da eserlerinden bölümler okumak ve Berlin’de Fahri Doktor ünvanı almak isteyen Orhan Pamuk’un bu gezisini son anda iptal ettiğini hatırlatıyor. Gazete bu konuda şu yorumu yapıyor:

“Federal Almanya’da da bol miktarda varolan Türk milliyetçilerinin son ölüm tehditlerinden sonra, yazarın kendini güvende hissetmediği söyleniyor. Kısa süre önce Türk-Ermeni aydını Hrant Dink’in vahşice öldürülmesinin ve onun katilinin Pamuk’a da tehditler savurmasının ardından bu karar anlaşılabilir. Türk milliyetçileri Pamuk ve benzerlerini, örneğin, Ermenilerin uğradığı katliamlar gibi konularda Türk tarihine eleştirel yaklaşımlarıyla Türkiye’nin adını lekelemekle suçluyor. Tabii onları bu konuda cesaretlendiren, bunu cezaya tabi kılan 301. madde.”

Aynı gazete, bir başka yorumda, CIA tarafından Afganistan’a kaçırılan Alman vatandaşı Halit El Masri davasında bir Alman mahkemesinin CIA ajanı oldukları tahmin edilen 13 kişi hakkında verdiği tutuklama kararını ele alıyor:

“Meclis Araştırma Komisyonu tüm resmi kurumlara, somut tehditlerin varolduğu durumlarda da -ki El Masri’nin kaçırıldığı dönemde bunlar kuşkusuz vardı-, devletin egemenlik haklarının ve ondan da önemlisi, vatandaşların özlük haklarının ihmal edilmemesi için gereken hassasiyeti kazandıracak. Münih Savcılığı’nın cezai kovuşturmasının, şimdi verilen tüm tutuklama kararlarına rağmen, büyük olasılıkla başarısız kalacak olması, bu dersin öğrenilmesini daha da önemli kılıyor.”

Tageszeitung gazetesi de, Münih Savcılığı’nın verdiği tutuklama kararının aslında haber değeri bile taşımaması gerektiğini vurguluyor ve şöyle devam ediyor:

“Fakat arananlar sıradan suçlular değil. Muhtemelen, ortak yürütülen ‘teröre karşı savaş’ çerçevesinde, dost bir gizli servis adına çalışıyorlar. Tutuklama kararları en azından adalet organlarının neyin hukuki neyin hukukdışı olduğu konusunda bir fikir sahibi olduğu umudu doğuruyor. Beş yılı aşkın zamandan beri devam eden ‘teröre karşı savaş’ ve onun meydana getirdiği zararların ardından bu iyi bir haber.”

Frankfurter Rundschau gazetesiyse şunları yazıyor:

„Meclis Komisyonu’nda, Alman resmi kurumlarının kaçırma olayı hakkında bilgileri olmuş olabileceği düşüncesini ‚alçaklık’ olarak niteleyen Alman Dışişleri Bakanı Steinmeier, bu durumu (en azından diplomatik şekilde) hukuku siyasi cesaretle desteklemek için kullanabilirdi. Bunun yerine hükümet sadece kesinlikle doğru olan ‚hukukun bağımsızlığı’ ilkesini öne çıkarmakla kalmıyor, aynı zamanda korku içinde gizli servisler arasında varolan iyi işbirliğini de vurguluyor. İyi bir işbirliği mi? El Masri vakasında bu uygunsuz bir sözcük olmanın da ötesinde. Tam Almanya’nın Avrupa Birliği Dönem Başkanı olduğu bir dönemde, bu tür vakaların aydınlatılması Avrupa’nın hukuk sağlığı ve temizliği açısından zorunlu.”

Berliner Zeitung, Almanya’daki işsizlik rakamlarının iyi yönde geliştiği şeklindeki açıklamaları konu alarak, uyarıyor:

“Şunu saptayalım: Evet, istihdam piyasasında durum iyileşti. Fakat hala iyi değil. Arkaya yaslanarak, elde edilene sevinmek için daha çok erken.”

Financial Times Deutschland ise ülkedeki işsizler içinde yabancıların çokluğuna dikkat çekiyor:

“Gerçi Federal İş Dairesi pek güzel şekilde ‘göçmen kökenli eski başvuru sahipleri’ olarak adlandırılan grup, yani yabancıların yıllardan beri meslek öğrenecek işyeri arayan ve bulamayan çocukları için, 4100 işletmedışı meslek eğitimi olanağını daha yeni sağladı, ama bu yetersiz. Yarın uzman işgücünün eksikliğinden şikayet etmek istemeyenin, bu grubun sorunlarını şimdiden ele alması gerek. Hem de tam Almanların işleri iyi gider ve sadece bu nedenle siyasi bakımdan daha fazla olanak olduğu sırada.”