1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

01.02.2010 - Avrupa basınından özetler

1 Şubat 2010

Afganistan'daki gelişmeler, ABD'nin Tayvan'a silah satması, Irak savaşının haklılığıyla ilgili tartışmalar, Davos'un bilançosu ve Haiti depremi, Avrupa gazetelerinde öne çıkan konular.

https://p.dw.com/p/LoWA

Avrupa basınından özetlere, Fransız gazetesi L'Humanite’de yer alan yorumla başlıyoruz. Yorumda Afganistan’daki gelişmeler ele alınıyor:

“Başta Amerikalılar olmak üzere Batılı politikacılar, beş yıl önce kovulan Taliban lideri Molla Ömer'i, ‘milli barış’ adına yeniden Afganistan yönetimine ortak etmek istiyorlar. Maksatlarını anlamak mümkün değil. Perşembe günü Londra’da yapılan Afganistan Konferansı, Hamid Karzai’nin uzun uzun açıkladığı bu planı kabul etti. Aslında bunun sürpriz olduğu söylenemez.”

Günlük Polonya gazetelerinden Rzeczpospolita, ABD'nin Tayvan’a silah satma kararının Pekin-Washington ilişkilerinde yol açtığı gerginliği şöyle yorumluyor:

“Çin’in Uzak Doğu ve diğer bölgelerdeki artan nüfuzu, ABD’nin süper güç konumunu sarsmaya başladı. Çin Halk Cumhuriyeti, ekonomik ve siyasi bakımdan bağımlı olduğu on yıllar boyunca Washington ile didişmemeye özen gösterdi. Askerî bakımdan ABD ile zaten boy ölçüşemezdi. Şimdi güç dengesiyle birlikte Pekin’in tavrı da değişmeye başladı. Buna kimse şaşmasın. Çin kendini 200 yıldır hiç bu kadar güçlü hissetmemişti. Ama bu mutlaka, iki büyük devletin savaşa sürüklenecekleri ve dünyayı da peşlerinden sürükleyecekleri anlamına gelmez. Çin’in nüfuzu yıldan yıla artarken ABD’ninkinin azalacağını söylemek, daha doğru olur.”

Tayvan’ın silahlandırılmasıyla ilgili anlaşmazlığa Fransız gazetelerinden Le Figaro ‘siyasi ticaret’ başlıklı şu yorumla değiniyor:

“Çin ilk kez, Tayvan’a yapılacak silah satışına karışan Amerikan şirketlerine yaptırım tehdidinde bulundu. Çin’in tepki göstermesi beklenmekteydi. Ama tepkinin dozu herkesi şaşırttı. Çünkü bu silah satışı Başkan Bush döneminde kararlaştırılmıştı. Ayrıca Amerikan yönetimi F-16 tipi savaş uçaklarıyla denizaltıları silah paketine dahil etmemişti. Amerikan şirketlerine savrulan tehditlerin yol açacağı sonuçlar şimdi merak konusu. Söz konusu şirketler arasında Boeing de var. Çin, Boeing açısından büyük bir pazar. Çin havayolu şirketlerinin uçak ihtiyacını tek elden karşılayan Pekin yönetiminin eline son derece önemli bir siyasi koz geçmiş oluyor.”

Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair’in araştırma komisyonunda Irak’a savaş açılmasını haklı göstermeye çalışması, Avrupa basınındaki yorumlara konu oluyor. Sağ liberal Danimarka gazetesi Jyllands-Posten’in yorumu özetle şöyle:

“Tony Blair açısından Irak’ın işgali, devletler hukukunun geçerli kılınması değil, doğru olduğuna inandığı sabitleşmiş bir 'fikrî risk muhasebesi' ışığında tatbik etmekti. Blair karizmatik stiliyle, Saddam Hüseyin ve El Kaide’yi felaket senaryosunun baş kahramanları yapmış ve hiç tereddütsüz Irak’ın işgal edilmesini önermişti. Bu sosyal demokrat politikacı tarihe, İngiltere’nin en savaş canlısı lideri olarak geçecek. Aynı zamanda, saf gençleri canlı bombaya çeviren cihat mollalarının vicdansızlığından farkı olmayan bir Başbakan olarak da.”

Sol liberal eğilimli İspanyol gazetesi El Pais’ten aktaracağımız yorumun konusu ise Davos’ta yapılan Dünya Ekonomik Forum. Yorumda AB ülkelerinin bütçe disiplinine önem vermeleri gerektiği vurgulanıyor:

“Uluslararası Para Fonu’nun son raporu, ekonomik canlanmanın dengeli seyretmediğini, son derece cılız olduğunu ve kısmen sanayi ülkelerinin yardımlarıyla beslendiğini gösteriyor. Sanayi ülkeleri, krizin sosyal etkilerini vergi gelirleriyle yumuşatmaya çalışıyor. Yunanistan’daki aşırı kamu borçlanmasının yol açtığı problemlerin diğer ülkelere sıçramasından da endişe ediliyor. Avrupa hükümetleri, mali krizi aşma çabalarında Yunanistan'a yardımcı olacaklarını göstermeliler. Borç batağındaki Avrupa Birliği ülkelerinin orta vadeli mali reform planı hazırlamalıdır. Reform taahhütleri de, AB Bakanlar Konseyi’nin geçen hafta zorla çıkardığı ortak bildiriden daha inandırıcı olmalıdır.”

Viyana'da yayımlanan Die Presse gazetesinin, Haiti'deki deprem kurbanı kimsesiz çocukların durumunu alan yorumunda şu satırlar dikkatimizi çekti:

“Alelacele Haiti dışına çıkarılan öksüz çocukların ülkelerinde onlara bakabilecek akrabaları olup olmadığını tespit etmek imkansız. Hiçbir kütükte kayıtlı olmayan çocukların yurt dışına çıkarıldığına dair resmi veriler de yok. Haitili öksüzlerin akıbetiyle çocuk sahibi olmayı arzulayan yabancı çiftlerin beklentileri insan tacirlerinin işine yarayacaktır. Gıdasız kalan yavruları başka ülkelerde daha iyi bir gelecek bekliyor olabilir. Amma insan tacirinin gözü paradan başka şey görmez. Yetim çocukların içler acısı durumunda olmasına rağmen Haiti’nin, kötü niyetli insanların at koşturduğu bir yere dönmesine izin verilmemelidir.”


© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa