1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

01.03.2010 - Alman basınından özetler

1 Mart 2010

Borç krizine sürüklenen Yunanistan ile Avrupalı ortakları arasındaki gerginlik, Şili depremi ve sona eren Kanada'nın Vancouver kentindeki 21. Kış Olimpiyatları bugünkü Alman gazetelerinin öne çıkan yorum konuları.

https://p.dw.com/p/MEiW
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Düsseldorf'ta yayımlanan Financial Times Deutschland gazetesinin yorumunda Yunanistan'ın borçlarını ödeyemez duruma düşmesinin büyük Alman bankalarını da krize sürükleyebileceği uyarısında bulunuluyor:

“2008 ve 2009 yıllarının mali krizinden alınabilecek çok ders var. Devletin, kurtardığı piyasa oyuncularını riske ortak etmemesi durumunda, verdiği paranın tamamını kaybedebileceği de, bu derslerden biri. Bu kuralın ihmal edilmesi, Almanya'daki banka kurtarma operasyonunda devlete, yani vergi mükellefine büyük paralar kaybettirdi. Almanya hükümeti yine Yunanistan'a ve dolayısıyla Alman bankalarına yardım etmeyi düşünüyorsa, bu kuralı aklından çıkarmamalı. Çünkü Yunanistan'a yardım elini uzatmakla, sadece güney Avrupalı bir ortağa jestte bulunmuş olmayıp, yüksek miktarda Yunan, İspanyol ve Portekiz devlet tahvili bulunduran Alman bankalarını da krizin sonuçlarından korumuş olacak.”

Süddeutsche Zeitung'un ayrı konuya ayırdığı değerlendirmede, Yunanistan ile Almanya arasında patlak veren gerginliğin gereksizliğine işaret ediliyor:

“Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu'nun hafta sonunda Berlin'de yapacakları görüşme öncesinde gerginliğin azaldığı ve Yunan kamuoyunun, krizden tek çıkış yolunun dayanışma ve yardımlaşma olabileceğini idrak ettiği anlaşılıyor. Alman mallarını boykot çağrıları, büyükelçinin bakanlığa çağrılması ve diğer protestolar, sanki Yunanların kendilerini mali krizden kurtarabilecek en güçlü ortaklarıyla bozuşmayı göze aldıkları izlenimini uyandırıyordu. Almanların eleştirileri de dar görüşlüydü. Yunanistan'dan esirgenecek dayanışmanın ilerde çok pahalıya mal olacağını bilmeleri gerekirdi. Almanya'daki kendini beğenmişlik, hayret vericiydi. Sanki Alman şirketleri Yunanistan'da bol rüşvet dağıtmamış, sanki Almanya modern silah satmak için ısrar ettiği Yunanistan'ın mali durumunu hesaba katmıştı. Bir ülkeyi iflasa, Avrupa Birliği'ni de felaketin eşeğine sürükleyen ekonomik sisteme ne kadar öfke duyulsa azdır. Ama bu öfke, Yunan sisteminin devletli şişirip, sömürdüğü, toplumu da yolsuzluğa teşvik ettiği gerçeğini de perdelememelidir. Devlet AB'ne yalan söylemiştir ama Brüksel'den gelen paraların büyük bölümü halka yaramamış ve Yunanlar hekimlere rüşvet verebilmek ve çocuklarını iyi okullara gönderebilmek için vergi kaçırmaya adeta mecbur edilmiştir. Atina ve Brüksel finans spekülatörleriyle birlikte mücadele ediyorlar. Yabancı spekülatörler ise Alman - Yunan gerginliğinden yararlanıp Yunanistan'ı izole etmeye çalışıyorlar. Yunanistan'daki mali reform aleyhtarları da, zaruri adımlara engel çıkarıyorlar.”

Şili'deki yüksek can ve mal kaybına yol açan şiddetli depremle ilgili olarak Berliner Zeitung gazetesinde yayınlanan yorum özetle şöyle:

“İnsan çoğu faktörü etkileyemez ama Şili örneği, insanın doğal darbeler karşısında tamamen savunmasız olmadığını gösterdi. Sık, sık yerin sarsıldığı Şili'de depremden depreme inşaat standartları yükseltildi, teknik detaylar düzeltildi, binalar daha dayanıklı ve yıkıldığı zaman, enkazda boşluklar bırakacak hale getirildi. Afetle mücadele idaresi düzenli deprem tatbikatları yapıyor. Depremde nasıl davranılacağını her çocuk biliyor. Şili'nin iyi yönetilen bir ülke olduğu depremden hemen sonra anlaşıldı. Yardım çalışmaları planlı ve iyi koordine edilmiş şekilde başlatıldı. İki hafta sonra Şili'de yeni hükümet göreve başlayacak. Yeni başkan, görev süresi dolan Michelle Bachelet'ten desteğini esirgemedi. Şili depremi, Haiti'nin yeniden imarını planlayanlara örnek olabildiyse, işe yaradı demektir.”

Basın özetlerine, Leipziger Vokszeitung gazetesinin Vancouver Olimpiyatları'nı konu alan yorumuyla son veriyoruz:

“Her şeyin daha hafif, daha basit ve daha sempatik olması planlanmıştı. Bu plan tuttu ve ortaya bir sıcaklık ve coşku tablosu çıktı. Kuzey Amerika profesyonel liglerinde oynayan paraya doymuş yıldızların Olimpiyat aşkına sergiledikleri duygu ve heyecanı gördükten sonra şunu teslim etmek gerekiyor: Vancouver, Olimpiyat ruhunun halâ yaşadığını müjdeledi. Olimpiyat idealini tazeleyen iki haftalık şölen, yeni spor branşlarının parlamasına ve genç nesillerin Olimpiyat ruhuna ısınmasına vesile oldu.”


© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa