1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

31 Mart 2015

Germanwings faciası, Avrupa üretimi insansız hava aracı projesi ve Almanya’da CSU genel başkan yardımcısı Gauweiler’in istifası, öne çıkan yorum konuları.

https://p.dw.com/p/1F0Kf
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Germanwings faciasıyla ilgili tartışmalar sürüyor. Uçağı kasten düşürdüğü sanılan yardımcı pilotun daha önce ağır depresyon hastası olduğu bilgisinin ortaya çıkması gözleri doktorların sır saklama yükümlülüğüne çevirdi. Doktorlar insan hayatı ya da büyük tehlikeler söz konusu olsa da hastalarına ait bilgileri paylaşmalı mı paylaşmamalı mı? Tartışmalar bu soru üzerinde yoğunlaşıyor. Ulm kentinde yayımlanan Südwest-Presse gazetesinin yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Germanwings uçağının muhtemelen bilerek düşürülmesi gibi trajedilerin önüne geçmek mümkün mü? Diğerleri için tehlike oluşturabilecek meslek grupları sadece pilotlar, otobüs şoförü ve makinistlerden ibaret değil. Hepsini düzenli psikolojik testlerden geçirmek, haklı gösterilemeyecek bir zan altında bırakılmalarına yol açar. Ayrıca bu testler normal bir insanın en saçma kabusunda bile göremeyeceği vakaları önlemeye uygun değil. Doktorlara belli mesleklerdeki hastaları için yazdıkları raporu doğrudan işverene iletme yükümlülüğü getirilmesi talebi ise hasta-doktor ilişkisini kalıcı olarak zedeleyecektir. Bu ilişki kat’i güvene dayanır. Bu güven yok olursa hasta, tam da acil psikolojik yardıma ihtiyacı olan bir durumda tedaviden kaçınacaktır.“


Frankfurter Rundschau gazetesi ise Almanya, Fransa ve İtalya’nın bu yıl içinde insansız hava aracı üretimine başlama planını konu alıyor.

“Alman ordusunun insansız hava araçlarına ihtiyacı var. Savunma Bakanı bu ihtiyacın acil olduğunu söylüyor. Ama ne için lazım olduğunu söylemiyor. Vatan savunması için mi? Bu simetrik savaştır. Yani orduya karşı ordu. Ülke savunması durumunda ordu şimdiye kadar savaş uçakları, tank, top ve tabii askerleri hesaba katarak planlama yapıyordu. Ya da söz konusu olan asimetrik savaştır ve ordu gerillaya karşıdır. Almanya şimdiye kadar kullanmamış olsa da savaş uçakları burada da işe yarar. Alman ordusunun yeni silahlara ihtiyacı varsa Savunma Bakanı, savunmakla yükümlü olduğu halka ne için olduğunu anlatmalıdır. Ülke savunması mı, gelecekteki yurtdışı görevleri mi, hedefli cinayetler mi? Önceden bilinirse iyi olur.“

Almanya’da iktidarın küçük ortağı Hristiyan Sosyal Birlik’ten (CSU) gelen bir istifa haberi Alman siyasetinde deprem etkisi yarattı. Euro krizine karşı uygulanan politikalara muhalefetiyle tanınan Genel Başkan Yardımcısı Peter Gauweiler, “Yönetim benden aksi kanaatte olmama rağmen Meclis’te Yunanistan yardımlarının uzatılması yönünde oy kullanmamı talep etti“ açıklaması yaptı. Gauweiler ile Parti Başkanı Horst Seehofer arasında mali politikalar konusunda görüş ayrılıkları yaşandığı biliniyordu. Gauweiler’in hem parti genel başkan yardımcılığı hem de milletvekilliğinden istifası Süddeutsche Zeitung’da şöyle yorumlanıyor:

“Gauweiler’in istifası, bunu yapış şekli itibariyle CSU için bir sorundur. Gauweiler’in istifa açıklaması parti yönetimine karşı bir saldırıydı. Gauweiler parti yönetimini Euro politikalarında kendi programına ihanetle suçluyor. Bu sadece pis kokular yayan bir istifa değil, aynı zamanda Euro karşıtı 'Almanya İçin Alternatif' partisinin ekmeğine yağ sürmektir. Gauweiler kafasının dikine gitmesiyle tanınır. Anayasa Mahkemesi’nde açtığı davalarda da belli başarılar elde etti. Ama aynı zamanda egoist ve dikkafalıdır. Bunu istifa ediş biçimiyle bir kez daha gösterdi.“

Münchner Merkur gazetesinin yorumu ise şöyle:

“Gauweiler, Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkarılması için uzun süre Federal Meclis’te yüksek sesli ama başarısız bir şekilde çabaladı. Ve şimdi parlamentodan kendi çıkışını ilan etti. Görüşlerini paylaşmasanız bile Gauweiler’in gidişi, hem partisi hem de genel siyaset için bir sefalet göstergesidir. Euro’yu eleştiren bir muhafazakar olarak Gauweiler Hristiyan Sosyal Birlik için küçük bir kanadı temsil etmiyordu. Bu kesim Merkel önderliğindeki Hristiyan Birlik içinde giderek daha az temsil edildiğini hissediyor.“

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu