01.06.2011 - Alman basınından özetler

Hindistan’a giden Almanya Başbakanı Angela Merkel’in uçağına İran üzerinden geçiş için verilen uçuş izninin bir süreliğine geri çekilmesi ve uçağın Türkiye üzerinde iki saat turlamak zorunda kalması bugünün Alman gazetelerinde geniş yankı buldu.

Frankfurter Allgemeine Zeitung'un yorumu şöyle:

“Önce verilen, sonra geri çekilen, sonra yeniden verilen uçuş izni ile ilgili diplomatik gerginlik, İran'ın Batı ile ilişkilerini zora sokan tartışma konularıyla karşılaştırıldığında hiçbirşey değil. Ama bu olay, Tahran'ın devletler arasındaki asgari nezaket kurallarına bile uymadığını gösteriyor. Bu tür bir kabalık, karşılıklı güvenin artırılmasına da katkı sağlamıyor. Bu olay, özellikle Merkel'in savunduğu, İran'a yaptırımlar uygulanması fikrine karşı sembolik bir misillemeyse, iş gerçekten ciddiye bindiğinde İran'ın neler yapabileceğini düşünmek bile zor. Bu, akıllıca bir eylem değildi. Başbakan, uçakta iki saat daha fazla uyuyabildiği için mollalara müteşekkir olsa da, bu olay Merkel'in İran'ın nükleer planlarıyla ilgili tutumunu yumuşatmayacaktır.”

Magdeburg’da yayımlanan Volksstimme gazetesinin yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“İran makamlarının Merkel’in Türkiye üzerinde ekstra turlamasına neden olmasının nedeni muhtemelen, Başbakanın yeni uçağının tadını daha uzun süre çıkarmasını sağlamak değildi. Üst uçuş izninin geri çekilmesi, Almanya Başbakanına yönelik bir kabalık, meydan okumadır. Sonuçta Başbakan tatile gitmiyordu, Yeni Delhi’de en üst düzeyde bekleniyordu. Merkel'in uçağı yakıt sıkıntısı nedeniyle acil iniş yapmak zorunda kalsaydı, bu bir diplomatik krize yol açardı. Merkel olayı büyütmemeye özen gösterdi. Nükleer enerjiden çıkış, Euro krizi ve Afganistan’daki perişan durum göz önüne alındığında Almanya’nın bir de İran ile sert bir tartışmaya girişmesine gerek yok. Ama bu olay Tahran rejiminin gergin politikalarla öne çıktığını gösteriyor. İran’ın silahlanma çabalarıyla bağlantılı düşünüldüğünde akla her şey gelebilir. Bunların yanında uçuş yasağı kötü bir şaka gibi kalıyor.”

Bugün Başkanlık seçiminin yapılacağı Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği FIFA yine rüşvet ve yolsuzluk iddialarıyla çalkalanıyor. Berlin'de yayımlanan Tagesspiegel gazetesinin yorumu şöyle:

“Almanya 2006 yılındaki Dünya Futbol Şampiyonası için evsahipliği yapma hakkını kazandığında da her şey doğru gitmemişti. Nüfuz kullanıldığı yönündeki kısık sesli iddialar görmezden gelindi. FIFA Başkanı Blatter Başbakan Merkel'den üstün hizmet madalyası aldı. Almanya futbol ülkesi. Katar ise futbol çölü. FIFA, geçtiğimiz yıl sonunda 2022 Dünya Futbol Şampiyonası evsahipliğini Emirlik'e vererek çok ileri gitti. Bu kararın satın alındığı şüphesiyle şu an her bir e-posta titizlikle inceleniyor. Görevi askıya alınan FIFA yönetim kurulu üyelerine yenilerinin eklenmesi oldukça mümkün.”

Hannoversche Allgemeine Zeitung ise üst üste gelen skandalların, kamuoyunda kayıtsızlığa neden olduğuna dikkat çekiyor.

“FIFA'da olup bitenler futbol meraklılarını ilgilendirmiyor bile. Çünkü zaten artık kimse Federasyon'da işlerin düzgün gittiğini düşünmüyor. Bir bakıma bisiklet sporunda olduğu gibi. Orada da doping konusu artık fazla ilgi çekmiyor. Kamuoyu zaten pek çok profesyonel bisikletçinin doping yaptığından yola çıkıyor. Joseph Blatter'in umduğu da bu aslında. Ama bu büyük düzenbazın hesabı bu sefer tutmayabilir. 2022 Şampiyonası'nın Katar'a verilmesinde rüşvet döndüğü kanıtlanırsa o zaman futbol dünyasını gerçekten de tsunami vuracak demektir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ahmet Günaltay