1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

01.10.2004 - Avrupa basınından özetler...

1 Ekim 2004
https://p.dw.com/p/AbtB

4,5 milyon tirajıyla Avrupa’nın en çok satan gazeteleri arasında yer alan Alman Bild gazetesi, Almanya’nın eski Cumhurbaşkanları'ndan Richard von Weizsaecker ile Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği konusunu görüşmüş. Weizsaecker, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı’nın 1963 yılında Türkiye’nin Avrupa’ya dahil olduğunu açıkladığına işaret ederek şunları söylüyor:

”Türkiye, Avrupa’nın sürekli ve vazgeçilmez bir parçasıdır. Bu nedenle Avrupa Birliği’ne üyelik müzakerelerinin başlatılması için Ankara’ya bir an önce verilmelidir.”

Richard von Weizsaecker, Alman muhafazakarlarının, Türkiye’ye tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık statüsü tanınmasını önerisini ise, "Evinize davet ettiğiniz kişiye, ‘geç şu köşede ayakta dur’, diyeceksiniz... Bu mümkün değil" sözleriyle değerlendiriyor.

Almanya eski Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin sunduğu ekonomik imkanların ötesinde, Avrupa Birliği’nin güvenlik ve dış politikasına sağlayacağı katkının daha büyük önem taşıdığını dile getiriyor. Demokratik yollarla işbaşına gelmiş hükümete sahip tek İslam ülkesi olan Türkiye’nin müzakere partneri sıfatıyla muhatap alınmaması durumunun Batı ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri çıkarlarına olumsuz yansıyacağını savunan Richard von Weizsaecker, Türkiye’nin özellikle Ortadoğu bölgesindeki sıkıntı ve gerilimleri aşma sürecinde katkısının önemine işaret ediyor.

Almanya Cumhurbaşkanı Weizsaecker, Bild Gazetesi ile söyleşisinde, Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi alanında kaydettiği önemli gelişmelerin önemine işaret ediyor. Weizsaecker, Türklerin de vatanlarına düşkün olduklarını ve öngörülen göç patlamasının yaşanmayacağını ifade ediyor.

Süddeutsche Zeitung da sütunlarında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik süreciyle ilgili son gelişmelere yer vermiş. İlerleme Raporu'na ilişkin haber, ”Avrupa Birliği’nden Türkiye’deki yeni özgürlüklere övgü” başlığıyla verilirken, Ankara’nın muhtemel üyeliğinin Brüksel’e yılda 28 milyar euroyu bulabilecek ek yük getireceği kaydediliyor.

Yine Süddeutsche Zeitung’da, aynı konuda kaleme alınan bir yorumda, Ankara’nın Avrupa Birliği’ne tam üyeliği sürecinin çoktan işlemeye başladığı, sonucun da belli olduğu ifade ediliyor. Yorum şu satırlarla devam ediyor:

"Avrupa Birliği treni çoktan Anadolu’ya doğru yola çıktı bile... Avrupa Birliği liderlerinin aralık ayında yapacağı zirvede, hiç kimse, istediği kadar içinde Ankara’ya yönelik kuşku taşısın, bu treni durdurmaya kalkışmayacaktır. Hele bir de müzakereler başlasın... Emin olun, 2013’ten önce Türkiye’nin tam üyeliğinin gerçekleşmesi için baskı oluşacaktır.”

Almanya’nın büyük gazetelerinden Frankfurter Allgemeine, başsayfaya taşıdığı habere “Avrupa Birliği Komisyonu müzakerelerden yana” başlığını vermiş. Yazıda, Brüksel’de açıklanan rapor taslağı doğrultusunda, Avrupa Birliği Komisyonu’nun, önümüzdeki hafta Çarşamba günü Türkiye‘nin tam üyeliğine ilişkin müzakerelerin, büyük bir ihtimalle başlatılmasını isteyeceği belirtiliyor. Raporda, Türkiye’ye ilişkin olumlu bir karar durumunda, Avrupa Birliği‘ni zor ve pahalı bir sürecin beklediği, ancak iyi bir organizasyon ve planlamayla, bunun her iki taraf için çok avantajlar getireceği yönünde ifadeler yer aldığı dile getiriliyor. Türkiye'nin birliğe üyeliğinin 16 ila 28 milyar euro dolaylarında olacağı ve bunun 2025 yılında Avrupa Birliği’nin Gayri Safi Milli Hasılası'nın yaklaşık yüzde 1‘ine tekabül ettiği belirtiliyor. Dikkate alınması gereken bir diğer noktanın da, olası bir üyelik durumunda, diğer Avrupa Birliği ülkelerine göç edecek olan Türkler'in olduğu vurgulanıyor. Yapılan tahminler, 20 yıllık bir süre içinde toplam dört milyon Türk vatandaşının göç edeceği yönünde.

Avusturya’nın başkenti Viyana’da yayımlanan Die Presse adlı gazetenin Türkiye’nin AB üyeliğine ilişkin yorumu şöyle:

“.... Avrupa Birliği yetkilileri müzakerelerin bir an önce başlamasını isterken, halk arasındaki kuşku giderek artıyor. Avrupa Birliği tarihinde ilk kez böylesi bir fikir ayrılığı yaşanıyor...Müzakere süreçleri şimdiye kadar hep üyelikle sonuçlanmıştır. Müzakereler mutlaka başlayacaktır, ve durdurulması ancak Türkiye’nin geri çekilmesiyle mümkün....”

Financial Times Deutschland, Putin’in Kyoto Protokolü'ne yeşil ışık yakmasını değedlendiriyor:

“...Sürpriz açıklamasıyla Putin uluslararası anlaşmayı kurtarıyor... Putin birdenbire iyilik meleğine dönüşmedi tabii, protokol yedi yıldır inceleniyordu. Asıl amacı, giderek antidemokratik yön alan politikasına karşı artan uluslararası tepkiye karşı koymaktı.”

Schwäbische Zeitung’da çıkan yorum, Tony Blair’in izlediği ve giderek artan tepkilere yol açan politikasına ilişkin. Yorumda şu cümleler yer alıyor:

“...Blair, parti içi eleştirilere kulak asmıyor... Sanki hayatın gerçekleriyle bağını gitgide koparıyor. Bir zamanlar Thatcher’in düşü de böyle başlamıştı... Ancak Blair’e karşı güçlü bir rakip yok gibi. Muhafazakarlar bir türlü uygun adayı ortaya koyamadılar. Liberal Demokratlar ise, Irak Savaşı'nı eleştirerek puan topladılar, fakat hükümete gelecek kapasiteye sahip olduğuna kimse inanmıyor. Blair'in hükümetten indirilmesi için henüz çok erken."