1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

01.10.2010 - Alman basınından özetler

1 Ekim 2010

Bugünkü Alman gazetelerinde ağırlıklı olarak Almanya'da işsizliğin azalması, Çin - ABD gerginliği ve Almanya'nın birleşmesinin 20. yıldönümü konusunu işleyen yorumlara yer veriliyor.

https://p.dw.com/p/PRkn
Fotoğraf: AP

Ekonomik krizi izleyen canlanmaya paralel olarak Almanya’daki işsiz sayısı üç milyona kadar geriledi. Mittelbayerische Zeitung Federal İş Kurumu’nun olumlu gelişmeye rağmen istihdam piyasasındaki gelişmeyi neden endişeyle izlediğini şöyle değerlendiriyor:

“Bu endişenin neden kaynaklandığı hemen göze çarpıyor. Sosyal sigorta kapsamındaki istihdam gerçi artıyor. Ama hangi branşlarda? Toplu sözleşme kapsamındaki dolgun ücretli işler mi? Hizmetler sektöründe istihdamın arttığı kesin. Ancak, dört milyon kişinin, çalıştığı halde İş Kurumu’nun yardımına muhtaç olduğu da unutulmamalı.”

Dresden’de yayımlanan Saechsische Zeitung'un Alman istihdam piyasasındaki gelişmeyi konu alan yorumu ise özetle şöyle:

“İşsizliğin henüz ‘az’ denebilecek seviyeye indiği söylenemez. Üç milyon işsiz, pek fazla işsiz demektir. Ekonomik canlanma dünya piyasalarındaki yeni krizlerden etkilenmese de, iş arayıp da bulamayanların sayısı azaltılamıyor. İstihdamdaki artış kadınlardan çok, kiralık işçi olarak tercih eden erkeklere yarıyor. Uzun zamandan beri işsiz olanların durumunda ise düzelme görülmüyor.”

İhracat artışıyla birlikte tüketim harcamalarının da artmasının istihdama yansıdığını belirten Neue Osnabrücker Zeitung, toplu görüşmelerde satın alma gücünü arttıracak sözleşmeler yapılması için ortamın elverişli olduğuna dikkat çekiyor:

“Çelik endüstrisinde ücretlere %3,6 oranında zam yapılması sayesinde reel gelirler artacak ve bu da muhakkak tüketim harcamalarına yansıyacak. Çelikteki sözleşme diğer branşlara da emsal teşkil edebilir. Çelik branşında kiralık işçiye de kadrolu elemanlar kadar ücret ödenecek olması da tüketimi destekleyecektir. Aynı zamanda, üretim artışını karşılamada kullanılan kiralık işgücünün ücret dampingine alet edilmesi de önlenmiş olacaktır.”

Berliner Zeitung da bugünkü yorum sütunlarında Çin’in dış politikasını mercek altına alıyor. Yorumda Pekin yönetiminin artan özgüvenini dikkatli kullanması gerektiğine işaret ediliyor:

“Pekin’in diplomatları son zamanlarda aşırı nezaketsizlikleriyle göze batıyorlar. Pekin önce Güney Çin Denizi’ndeki komşularına, sonra Japonya’ya kafa tuttu. Para kuru anlaşmazlığında da bütün dünyaya meydan okuyor. Çin yönetimi, sertlik göstermediği takdirde dış dünyada ciddiye alınmayacağını sanıyor. Çinliler dünyaya sert davranmayı milli gurur vesilesi de sayıyorlar. Başta ABD olmak üzere Batı’nın kendini beğenmişliğine daha fazla katlanmak istemeyen Çin Batı’nın kibirli tutumunu taklit ettiğini nedense fark etmiyor.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung ABD ile Çin arasındaki ticari dengesizliğin tehlikelerine işaret ettiği yorumunda ikili gerginlikte kasım ayındaki Kongre ara seçimlerinin de rol oynadığını vurguluyor:

“Muazzam Amerikan ticaret açığı, Çin parasının suni olarak ucuz tutulmasının da yardımıyla Çin’in ticaret fazlası rekorları kırmasına yarıyor. Amerikalı tüketici durumdan memnun. İki para arasında gerçek kura geçilmesinin ABD’nin ihracatını ve istihdamı arttıracağı da şüpheli. Temsilciler Meclisi’nin Çin’e yaptırım uygulanmasını istemesi endişe vericidir. İşsizliğin faturası Başkan Obama’ya çıkarılıyor. Demokratlar da bu baskıyı Çin’e kanalize ediyorlar. Himayeciliğin ayak seslerini duyar gibiyiz.”

3 Ekim Pazar günü iki Alman devletinin birleşmesinin 20. yıldönümü kutlanacak. Frankfurter Neue Presse gazetesinin bu vesileyle kaleme aldığı yorum özetle şöyle:

“20 yıl önce Almanya’nın yeniden birleşmesini sağlayan tarihi hadisenin yurt dışında uyandırdığı korkular da unutulmadı. Ama hiçbir devlet Almanlara güvendiğine pişman olmadı. Birleşen Almanya dünya siyasetinin güvenilir bir ortağı oldu. Almanya’daki müteredditlerin korktuğunun aksine Almanya birleştikten sonra da büyüklük sevdasına kapılmadı.”

Flensburger Tageblatt’ın yorumunda ise şu satırlar göze çarpıyor:

“20 yıldır her 3 Ekim’de, doğu ile batı Almanyalar arasındaki hala büyük farklar bulunduğundan dem vurulur. Sanki o durumu yaşayanlar gerçek ekonomik, sosyal ve kültürel sınırların nerelerden geçtiğini bilmiyor. Almanları ayıran hendekler artık doğu ile batı arasında uzanmıyor. Bütün toplumu kapsayan uçurumlar ne eski sosyalist Almanya’nın eseri ne de batı Almanya’dakilerin. 2001 yılında patlayan yeni ekonomi balonu, küreselleşmenin ekonomik hayat ve istihdam üzerindeki etkileri ve finans krizinin açtığı derin yaralar sosyal eksen kaymasına neden oldu. Zenginle fakir arasındaki makas giderek açılıyor. Doğu ile batı arasındaki farklar değil, asıl bu sosyal kopmalar gündeme getirilmelidir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu