1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

01.11.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Hülya Topcu1 Kasım 2004
https://p.dw.com/p/Absp

Avrupa basınında bugün ABD başkanlık seçimleri, El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in 11 Eylül saldırılarının sorumluluğunu üstlendiği yeni bir video bandının ortaya çıkması, Filistin lideri Arafat’ın sağlık durumu ve AB Komisyonu’nun tartışmalı üyesi İtalyan politikacı Buttiglione’nin geri çekilme kararıyla ilgili haber ve yorumlar dikkat çekiyor.

Alman Frankfurter Allgemeine Zeitung, El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in hafta sonu El Cezire televizyonunda yayınlanan ve ABD’ye yönelik yeni tehditler içeren video bandının seçimlere etkisini ele alıyor. Yorumda şu satırları okuyoruz:

"Video bandının Amerikan halkı üzerinde fazla etkisi olmayacak. Çünkü Bin Ladin’in açıklamaları, ne Bush ne de Kerry’ye avantaj sağlayacak. ABD, Bin Ladin’in video bandının ortaya çıkmasından önce olduğu gibi bölünmüş durumda. Birçok seçmen, bu seçimlerde ABD’nin değerleri hakkında görüş bildirecek. Kentlerde yaşayan entellektüeller, Bush’u bir işten anlamayan tehlikeli bir politikacı olarak nitelendirirken, kırsal kesimde yaşayanlar Kerry’nin ABD’nin dini temelini sarsacağından korkuyor. Ancak diğer seçmenler de kararını verdi. Bu seçmenlerin tercihlerinde gelir düzeyleri, etnik kökenleri ve dünya görüşleri, ABD’nin nefret ettiği Usame Bin Ladin’in video bandından daha fazla etkili olacak.”

Berlin’de yayımlananan Tagesspiegel gazetesi de yorum sütunlarında aynı konuya yer veriyor:

”Usame Bin Ladin’in video bandında verdiği mesaj, ABD dışında yayımlanan ve başkanlık seçimleriyle ilgili seçmenlere tavsiyelerde bulunan gazetelerden farklı. Bin Ladin mesajında, Bush ya da Kerry'den yana tercih yapmıyor. Tam tersine bu iki adaydan hangisi seçimleri kazanırsa kazansın, ABD’nin güvenliğinde Müslüman dünyasına karşı tavrının rol oynacağını vurguluyor. Peki bu açıklama iki adaydan hangisinin işine yarayacak?”

İsveç’in Malmö kentinde yayımlananan Sydsvenska Dagbladet gazetesi ise başkanlık seçimleriyle ilgili yorumunda, Bin Ladin’in video bandının Bush’un işine yarayacağını savunuyor. Yorumda, ”Bush terörizm konusunda seçmenlerin güvenini kazanmanın tadını çıkarırken, Kerry iç politik ya da ekonomi konularıyla ilgili açıklamalar yapmayı tercih ediyor. Video bandı dikkatleri, Bush’u zor durumda bırakan, Irak’ta Amerikan işgali sonrasında kaybolan patlayıcılardan farklı yöne çevirmeyi başardı” deniliyor.

Avrupa basınında göze çarpan bir başka önemli konu ise Filistin lideri Yaser Arafat’ın sağlık durumu. Alman Welt am Sonntag gazetesi, Arafat’ın sağlığının bozulmasının İsrail ve Filistin tarafında yapacağı etkileri irdeliyor ve ”Arafat’ın durumu, Ortadoğu barışına katkı sağlayabilir” yorumunu yapıyor. İsrail Başbakanı Şaron’un Gazze’den çekilme planları yüzünden kendi parti ile fanatik yerleşimcileri karşısına aldığı, Filistin’de ise radikal dinci Hamas örgütünün, Arafat’ın sağlık durumunun kötüleşmesi yüzünden ortaya çıkan yönetim boşluğundan yararlanmayı beklediğinin altını çizen yorum şöyle devam ediyor:

”Bu olumluz tabloya rağmen, Ortadoğu 2000 yılında Camp David’de başarısızlıkla sonuçlanan müzakerelerden bu yana belki de barışın sağlanabilmesi için en büyük fırsatı yakaladı. Filistin tarafını şimdi Başbakan Ahmed Kurey, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün başındaki Mahmud Abbas ve Parlamento Başkanı Raufi Fatuch’dan oluşan üçlü bir ekip yönetiyor. İşin önemli yanı bu üçlü, geçtiğimiz dönemlerde İsrail’le müzakereler yürütebileceklerinin sinyalini vermişti.”

Düsseldorf’ta yayımlananan Handelsblatt gazetesinin aynı konuyla ilgili yorumunda Arafat’ın rahatsızlığı ile ilgili spekülasyonların düşündürücü olduğu vurgulanıyor:

"Arafat kanser mi, virüs mü kaptı? Durumu iyiye mi gidiyor, kötüye mi? Arafat’ın sağlık durumu ile ilgili bu sorular, onur kırıcı. Aslında herkes Arafat’ın sağlık durumu ile ilgili gerçeği bilmek istiyor. Ama bunu endişelendikleri için değil, soğukkanlı bir taktik için yapmayı istiyor. Arafat’ın sağlığı ile ilgili kamuoyuna yapılan açıklamaların içeriğine değil, bunu kendi çıkarlarına uygun olarak nasıl kullanacaklarına konsantre oluyorlar. Bunu hem Filistin Kurtuluş Örgütü hem de İsrail kabinesi yapıyor.”

Arafat’la ilgili seçtiğimiz son yorum Frankfurter Allgemeine gazetesinden. Michael Borstede imzasıyla yayımlanan, ”Arafat ölürse, herşeye sıfırdan başlayacağız” başlıklı yorumda, Arafat’ın ölmesi halinde Filistin cephesinde yönetimde bir karmaşa yaşanacağı, bu durumun da en çok İsrail tarafının işine yarayacağı belirtiliyor.

Avrupa basınında dikkat çeken bir başka konu da AB Komisyonu’nun Adalet ve İçişleri’nden sorumlu üyeliğine getirilmesi planlanan, ancak eşcinseller ve kadın hakları konusunda yaptığı açıklamalar yüzünden eleştirilen ve geri adım adan İtalyan Rocco Buttiglione. İtalyan La Stampa gazetesi Buttiglione’nin geri çekilme kararının olumlu olduğunu belirtiyor. Yorumda şöyle devam ediyor:

"Komisyon’un müstakbel başkanı Barroso’nun parlamentoda oylanacak listesini son anda geri çekmesi, parlamentoya duyduğu saygıyı gösteriyor. Başbakan Berlusconi ve Buttiglione da doğru adımı attı. Zaten Buttiglione’nin Komisyon’da yer almasında ısrar etselerdi, bu, İtalya için utanç olurdu.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung,

Buttiglione ile yaptığı özel söyleşiye yer veriyor. Söyleşide Buttiglione, Komisyon üyeliğinden geri çekilme kararıyla ilgili olarak yöneltilen soruya şu yanıtı veriyor:

”AB üyesi her ülkenin Komisyon’a politik eğilimi yüzünden dışlanmaksızın bir üye gönderme hakkı var. Ne yazık burada bu olay yaşandı. Ben kendi kişisel haklarımda ısrar ederek, AB’nin çıkarlarını tehlikeye atmak istemedim. Politikacılar bazen halka hizmet etmek için kendilerini kurban etmek zorunda kalabilir.”