1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0111 Presseschau 1

1 Kasım 2011

Bugünkü Alman gazetelerinin ağırlıklı konuları Filistin’in BM’ye bağlı UNESCO’ya tam üye olması, Arap Baharı’nın ardından Mısır’da son durum ve Almanya’da asgari ücret tartışmaları.

https://p.dw.com/p/132fn

Bağımsız devlet olma çabalarını sürdüren Filistin’in dün BM’nin Bilim, Eğitim ve Kültür Teşkilatı UNESCO’ya yaptığı tam üyelik başvurusu kabul edildi. Berliner Zeitung yorumunda, ABD'nin buna tepki göstererek, UNESCO’ya malî yardımı kesme kararını ele alıyor:

“ABD, İsrail ve Filistin Özerk Yönetimi’nin ilişkileri gergin ve karmakarışık. Aslında Obama'nın İsrail ve El Fetih Hareketi’ne ne yapmaları gerektiğini dikte edebilmesi gerekirdi. Çünkü ABD geçen yıl Filistin Özerk Yönetimi’nin bütçesinin yüzde 16’sını karşıladı. İsrail ise 3 milyar dolar askerî yardım ve diplomatik destek aldı. Buna rağmen Başbakan Benjamin Netanyahu ve Filistin Özerk Yönetim Konseyi Başkanı Mahmud Abbas, Amerika’yı görmezden geliyor. Obama, Filistin-İsrail barış müzakerelerini çıkmaz bir sokağa soktu. Alternatiflerin yetersiz olması nedeniyle yaptığı tehditler etkili olmuyor.”

Financial Times Deutschland aynı konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“UNESCO’nun bir parçası olarak ABD, kurallara riayet etmeli. UNESCO’dan Filistin konusunda istenmeyen bir karar çıkması halinde ödediği aidatı kesme yönündeki tehdidi, gereksiz bir güç gösterisi. Bütün bu gelişmeler ışığında, ‘kurallarına uyulmayacaksa, neden bir teşkilata üye olunur?' sorusu akla geliyor."

Berlin’de yayımlanan Die Tageszeitung, Arap Baharı’nın etkisine kapılan ülkelerden Mısır’daki son gelişmeleri analiz ediyor. Gazete, Mısırın en tanınmış blog yazarlarından Ala Abdülfettah'ın ‘halkı şiddete teşvik ettiği gerekçesiyle' tutuklanmasını şöyle yorumluyor:

“Bu tutuklamanın Mısır’ın kendi kalesine attığı bir gol olduğu anlaşılacak: Mısırlı ünlü blog yazarı Ala Abdülfettah 15 gün tutuklu kalmak durumunda, çünkü 9 Ekim'de göstericilerle askerî polis arasında çıkan çatışmalarla ilgili yazdıkları, ordunun damak tadına göre değildi. Ala herhangi bir blog yazarı değil. Onun tutuklanma haberi internette yıldırım hızıyla yayıldı. Sosyal paylaşım sitesi Twitter’da ona özgürlük isteyen ‘freealaa’ sloganı birkaç saat içinde dünya genelinde en fazla tıklanan beşinci sözcük oldu. Anlaşılan dünya genelinde birçok insan böyle düşünüyor. Aslında suç işlediği için teşhir edilmesi gereken kişi Ala değil, Mısır ordusu yönetimi. Günlük politikalara karıştığı her gün, ordu kurum olarak daha fazla sorgulanıyor, bilhassa da internet ortamında. Yani Mübarek’e karşı başkaldırının başladığı yerde.”

Bugünkü gazetelerde yer bulan bir başka konu ise Almanya’da asgari ücret tartışması. Hrıstiyan Birlik Partileri bugüne kadar karşı çıktıkları asgari ücret konusunda yumuşadı. Frankfurter Allgemeine Zeitung konuyu şöyle yorumluyor:

“Devlet toplu iş sözleşmesindeki taraflardan, yani işçi ve işveren sendikalarından daha güçlü olmak zorunda. Çünkü devlet halkın tamamını temsil ediyor. Buna karşın işçi ve işveren sendikaları vatandaşların bir bölümünün çıkarlarını gözetiyor ve bir bölümünü temsil ediyor. Bu nedenle gelecekte asgari ücret sınırını kimin belirleyeceği tartışması, ülke çapında geçerli olacak bir asgari ücretin belirlenmesinin önlenmesi için yapılan, nispeten önemsiz bir tartışma. Hrıstiyan Demokrat Birlik partisi ve onun Genel Başkanı Başbakan Merkel, toplumda sosyal adaletin sağlanmasının, mağdur olan işçilerin yoksullaştırılmasına karşı bir duvar örülmesinden geçtiğinin farkına vardı. Böylelikle eski durumun devam etmesine neden olan bir engel de ortadan kalktı."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Ercan Coşkun