Avrupa basınından özetler

İsviçre’den Neue Zürcher Zeitung Erdoğan’ın Almanya Başbakanı Angela Merkel ile görüşmesini şu şekilde yorumluyor:

“Türkiye politikasında yeni bir rüzgâr estiğini hissetmek henüz mümkün değil. Berlin’in Hıristiyan olmayan Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne alma hevesinin sınırları var. Merkel’in Hıristiyan Demokrat Birlik (CDU) partisi bir ‘ayrıcalıklı ortaklıkla' yetinecektir. Türkiye, Avrupa Birliği üyesi Kıbrıs’ı tanımayı reddediyor ve başta ifade özgürlüğü olmak üzere çeşitli demokratik faziletleri tam bir biçimde benimsemiyor. Hâlihazırda Türkiye ile müzakereler yürüten Almanya Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger salı günü bu alanda geriye doğru adımlar atıldığını belirtti. Vize tartışması ve Ankara’nın terör örgütü olarak tanımladığı çeteci Kürt örgütü PKK’nın Almanya’da para tahsil etmesine ve üye kazanmasına Merkel hükümetinin göz yumduğu yönünde Erdoğan’ın şikâyeti de ikili ilişkilerdeki sorunlu alanlardan.”

Hollanda'dan de Volkskrant Amerikan başkanlık seçimlerinde Barack Obama ve Mitt Romney arasındaki mücadeleyi yorumluyor:

“Sandy salı günü seçimleri gölgeleyecek. Her iki aday da hiç beklemedikleri bir ikilemle mücadele ediyor. Ancak Başkan Barack Obama eski başkan George W. Bush’un ‘Katrina’ kasırgası sırasında yaptığı hataya düşmüyor. Obama son derece belirleyici olan son günlerinde de olsa seçim kampanyasına ara verme riskini göze alıyor. Özellikle siyasi rakiplerinin belirttiği gibi bunun karşılığını da alacağa benziyor. Buna karşılık felaket bölgesindeki insanların tüm ülkede merhamet duygusu uyandırdığı bir dönemde Cumhuriyetçi Romney de Obama karşısındaki sert söylemini yumuşatmak zorunda kalıyor.”

Muhafazakâr İngiliz gazetesi The Times ABD’deki seçim mücadelesini şu şekilde yorumluyor:

“Obama muhaliflerinin teslim ettiğinden çok daha iyi bir bilanço sunabilir. Sağlık reformu, Demokrat Parti’nin hayalini kurduğu tarzda bir kilometre taşı niteliği taşımasa da Amerikalıların ilk kez sağlık sigortasına kavuşmalarını sağladı. Obama 10 trilyon dolarlık bütçe açığı miras aldı. Şayet borçların eritilmesi meşakkatliyse, bunun nedeni onun mütereddit davranmasından ziyade Kongre’deki didişmede aranmalı. Obama'nın ilk görev dönemi hiç kuşkusuz parlak bir başarı hikâyesi değildi. Ne var ki Sandy kasırgasına verdiği tepki bir başkanda aranan büyüklük ve metanete sahip olduğunu gösterdi. İkinci görev dönemini hak etti.”

Bağımsız Fransız gazetesi Le Monde Sandy kasırgası sonrası ABD’nin iklim politikalarını masaya yatırıyor:

“Barack Obama'nın göreve başlarken sözünü verdiği iklim politikasını hayata geçirmesi mümkün olmadı. Demokrat ekip makyaj niteliğindeki tedbirleri meşru kılmak için dört yıldır cumhuriyetçi muhalefetin arkasına saklanıyor. Bu tutum büyük bir oranda uluslararası iklim müzakerelerinin neden felç olduğunu da açıklıyor. Bir sonraki anlaşma, yapılabilmesi şartıyla, 2015 yılına ertelenmiş bulunuyor ve ancak 2020 yılında yürürlüğe girebilecek. Sandy, Washington’daki siyasetçileri uyandırabilir mi? Yale Üniversitesi’nin yaptırdığı bir ankete göre Amerikalıların yüzde 70’i iklim değişikliğinden endişe ediyor. Seçim mücadelesinde bunu konuşmak bir tabu olmamalı. Hele hele harekete geçmek, hiç olmamalı.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ercan Coşkun

Editör: Ahmet Günaltay