1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

02.04.2009 - Alman basınından özetler

Murat Çelikkafa2 Nisan 2009

Türkiye-Pakistan-Afganistan zirvesi, Londra'daki G20 finans zirvesi ve AB'nin Afrikalı kaçak mülteciler sorunuyla mücadele stratejisi, 2 Nisan 2009 tarihli Alman gazetelerinden seçtiğimiz yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/HOki
Fotoğraf: AP

Afganistan ile Pakistan arasındaki gerginliklerin aşılması amacıyla dün Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün evsahipliğinde Ankara'da yapılan üçlü zirveye dair bir yorumla başlıyoruz basın turumuza. Önemli ulusal gazetelerden Frankfurter Allgemeine Zeitung'da konuyla ilgili şu ifadeler yer alıyor:

"Türkiye'nin, bölgedeki Müslümanlar arasında -Osmanlı İmparatorluğu zamanından kalma- iyi bir nâmı var. Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Afganistan ve Pakistan Devlet Başkanları Hamid Karzai ve Asıf Ali Zerdari'yi Ankara'da ağırladı. Her ne kadar bu iki ülke arasındaki gerginliklerin aşılması için yapılan arabuluculuk çabaları çok yararlı olsa da şu soruyu sormakta da yarar var: Acaba Ankara bazen sınırlarını zorlamıyor mu? Pek çok kimse için Türkiye, Batı ile Doğu arasında bir köprü vazifesi görüyor. Bunda gerçeklik payı var. Ama yine de iyiliği fazla abartmamak gerek."

İngiltere'nin başkenti Londra'da düzenlenen G20 zirvesiyle ilgili bir yoruma geçiyoruz. Düsseldorf merkezli ekonomi gazetesi Handelsblatt'tan bir alıntı:

"Dünya ekonomisi dengesini yitirdi; üstelik de mali krizin patlak vermesinden çok önce... Ancak G20 Zirvesi'nin katılımcılarının elinde, bu durumu düzeltebilecek bir reçete yok. Hal böyle olunca da geriye sadece, giderek vahşileşen mali piyasaları dizginlemek için birtakım kurallar manzumesini belirlemeye çalışmak kalıyor. Bu takdire şâyan, hatta son derece gerekli bir adım. Ama konjonktürün bu sayede ivme kazanması söz konusu olamaz. 'Hedge Fond'ları dizginlemek ya da korumacılık önlemleri almak, dünyayı resesyondan kurtarmak için yeterli değildir. G20 ülkeleri, krizin köklerine inebilme cesaretini göstermelidir. Aksi halde başarısızlığı mahkûm olurlar."

Akdeniz'i geçerek Avrupa'ya ulaşmak isteyen Afrikalı kaçak göçmenlerin yaşadıkları drama, geçtiğimiz günlerde bir yenisi daha eklendi. İçinde 350'den fazla Afrikalı mültecinin bulunduğu bir tekne, Libya açıklarında battı. Olayda en az 300 kişi yaşamını yitirdi. Almanya'nın başkenti Berlin'de çıkan Tagesspiegel gazetesi, sorunun çözümü için AB'nin daha somut adımlar atması gerektiğini savunuyor:

"Avrupa sınırları içinde daha iyi yaşam koşullarına kavuşmayı uman herkesi kabul etmek, elbette ki Avrupa Birliği'ni zorlar. Kaçak göçmenlerin geldiği ülkelerle daha fazla işbirliği yapmak istiyorsa, birliğin çok daha fazla gayret göstermesi gerektiği de yeni bir bulgu değil. Ancak henüz AB politikalarında bu yönde çok fazla bir gelişme yok. Sarkozy'nin Akdeniz Birliği, Mali'de bir göç merkezi, Libya ile enerji alanında daha yoğun işbirliği... Tüm bunlar münferit adımlar. Oysa AB'nin yapması gereken, gençlerinin karnını artık doyuramayan ülkelerle gerçek bir diyalog içine girmektir. Bu diyalog süreci sadece 'mülteci sezonuyla' da sınırlı kalmamalıdır."