1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

2 Mayıs 2012

Ukrayna'da yapılacak Avrupa Futbol Şampiyonası'nı boykot çağrıları, El Kaide ile mücadele, Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri, Çin'deki insan hakları sorunu Avrupa basınından seçtiğimiz yorum konuları.

https://p.dw.com/p/14o4O
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

İsviçre’den Neue Zürcher Zeitung gazetesi Ukrayna’da hapiste bulunan eski Başbakan Yulya Timoşenko’nun serbest bırakılmaması halinde Alman siyasetçilerin Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılmayacakları yönünde çıkan haberleri yorum sütunlarına taşıyor:

“Yıllardır görmezden gelmelerin ve artık rutin hale gelmiş tavizlerin ardından Almanya, Ukrayna’da bir siyasi skandal yaşandığını keşfetti. Yaklaşan Avrupa Futbol Şampiyonası ve Devlet Başkanı Viktor Yanukoviç rejiminin muhalif siyasetçi Yulya Timoşenko’ya skandal niteliğindeki tutumu, siyasi zümrenin insan hakları konusunda uzun süredir uyuyan vicdanını yeniden ortaya çıkardı. Hükümet ile muhalefetin birlikteliği Kiev’deki iktidar sahiplerini baskı altına aldı. Hem Turuncu Devrim'in liderlerinden Timoşenko hem de eski devlet başkanı Viktor Yuşçenko'nun demokrasi ve hukuk devleti konusunda tam bir titizlik göstermemesi ve Timoşenko’nun hapisteki hücresinden skandalı yönetiyor olması ise Almanya’da kimsenin umurundaymış gibi görünmüyor.”

Avusturya'dan Salzburger Nachrichten gazetesi El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in öldürülmesinin yıldönümünde El Kaide ile bundan sonra nasıl mücadele edilmesi gerektiği sorusuna yanıt getirmeye çalışıyor:

“El Kaide kalıntılarıyla mücadelenin devam etmesi şart. En büyük tehlike bireysel eylemcilerden kaynaklanıyor zira bunlara karşı verilen 'savaş' sırasında sürekli tetikte olmak çok kolay değil. Ancak yine de dil farklılıklarını ortadan kaldırmanın ve bir uyum sağlamanın olanağı var. Şiddeti reddeden ve terörizm tehlikesinin azaltılmasına katkı sunabilecek siyasal İslâm’ın temsilcileriyle görüşmek de pekâlâ mümkün. Bir utanç lekesi olan Guantanamo tutuklu kampının daha olgun bir biçimde ele alınması da yardımcı olacaktır. Ancak, buradaki tutukluların ülke içindeki cezaevlerine nakledilmesi konusunda Amerikan Kongresi'nin korkak bir biçimde uyguladığı blokajı, seçimlerin yapılacağı yılda vazgeçeceğini beklemek sadece bir yanılsama olur. Seçim kampanyasında, El Kaide kalıntılarıyla mücadelenin bir sonraki dönemine ilişkin bir diyalog kurmak yerine, ölü terörist (Usame Bin Ladin) gündemden düşmüyor. Aslında bu kadar saygınlık görmeyi hak etmiyor.”

Paris’te yayımlanan Liberation gazetesi 6 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu öncesinde Nicolas Sarkozy ile François Hollande arasında televizyonda gerçekleşen seçim düellosunu yorumluyor:

“Bu aşırı yapılandırılmış televizyon tartışmasında en büyük tehlike, aslında iki cephenin de işine gelen tarzda iki monologun karşı karşıya gelmesi. Her iki adayın da argümanları iyice şekillendirilmiş. Son kampanya kliplerine bakılması yeterli zaten. Nicolas Sarkozy’nin klibinde yabancılar tarafından dolup taşan bir Fransa resmi görmek mümkün. Mesaj şu: Herkes Fransa’nın en üst düzey polisinin arkasına geçip kendini korumaya alsın. François Hollande’ın klibinde ise sınırların arkasına çekilmeden ortak bir geleceğin nasıl kurulabileceğine dair bir dizi olanaktan bahsediliyor. Bu sınırlar zaten uzun süredir yok ve her kim zafer kazanırsa kazansın bu sınırlar 6 Mayıs’tan sonra da olmayacak.”

Hollanda’dan de Volkskrant gazetesi Çin’de ev hapsinden kaçan ve ülkenin ABD ile arasında bir gerginlik yaşamasına neden olan insan hakları eylemcisi Çen Guangçeng’in durumunu yorum sütunlarına taşıyor:

“Çin’deki iktidar sahipleri açısından Çen’in firarı hassas sonuçları olabilecek bir yenilgi. Hele hele muhtemelen ABD Büyükelçiliği'ne firar etmiş olması… Olay bu nedenle hiç de hoş olmayan bir siyasi sorun boyutlarına ulaşıyor. Pekin ve Washington görünüşe göre kapalı kapılar ardında, içine girdikleri bu çıkmazdan çıkmaya çalışıyorlar. Çen’in ailesiyle birlikte ABD’ye seyahat etmesi mümkün; güvenliğinin garantiye alınması şartıyla Çin’de kalmayı da tercih edebilir. ABD’nin ikinci ihtimali tercih etmesi umuluyor. Pekin’in insan haklarına sahip çıkmanın devlet düşmanı faaliyette bulunmak olmadığını öğrenmesi şart.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ercan Coşkun
Editör: Ayhan Şimşek