1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

02.06.2003 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Murat Çelikkafa2 Temmuz 2004
https://p.dw.com/p/AbuB

Avrupa basınında bugün Bağdat’ta ilk kez yargı önüne çıkan Irak’ın eski diktatörü Saddam Hüseyin ile ilgili değerlendirmeler ön plana çıkıyor.

Hamburger Abendblatt, Saddam’ı destekleyenlerin, artık onun gerçek yüzünü görmeleri gerektiğini belirtiyor:

"Dünkü ilk ifadesinde Tikritli tiran Saddam’ın sergilediği sükunet, gerçekten de ürperticiydi. O, kuşkusuz Hitler, Stalin ya da Pol Pot gibi en acımasız katiller sınıfına dahil edilmesi gereken biri. Bugüne kadar ona tam bir sadakatla bağlı olan taraftarları, artık Saddam’ın gerçek yüzünü görmek zorundalar. O, sandıkları gibi “Araplar'ın bir kahramanı” değil. İhtiraslı bir megoloman olan Saddam Hüseyin, hırsı uğruna kendi yurttaşları ve din kardeşlerini kurban etmekten çekinmeyen acımasız bir liderdi.”

İtalya’nın Torino kentinde çıkan La Stampa adlı gazete, Saddam davasınınnın ABD için tehlikeli bir süreç olduğunu savunuyor ve ekliyor:

“Saddam‘ın çizdiği savnuma stratejisini, gücü yettiği müddetçe, yargı sürecinin sonuna kadar devam ettireceği ve bunun Arap dünyası üzerinde büyük etkileri olacağı şüphe götürmüyor. Zayıflamış ve sakallarına aklar düşmüş Saddam’ı mahkeme salonunda görünce, sanki o zalim diktatör gitmiş ve yerine nur yüzlü mulis bir adam gelmiş izlenimine kapılıyor insan. Eğer, Irak’ta savaş gerçekten de bitmiş olsaydı, mahkeme önünde dünkü gibi konuşan bir Saddam için sadece ‘gülünç‘ tanımlaması yapılabilirdi. Ancak savaş halen devam ediyor ve bu nedenle de Saddam Hüseyin, yakın gelecekte Irak’taki siyasi gelişmeler açısında kilit bir konumuna gelebilir."

Sol liberal Fransız gazetesi Liberation, devrik Irak diktatörünün yargılandığı davanın, aynı zamanda yeni yönetimin de bir aynası olacağını savunuyor:

“Bağdat’taki davada sadece hukuki bir karar verilmeyecek. Yargı süreci, aynı zamanda mevcut yönetimin, eskiye oranla tümüyle farklılaştığı ve gerçekten de egemenliği elinde bulundurduğuna ilişkin kamuoyunu ikna etme yönünde bir araç olacak. Zira yeni hükümet, Saddam yönetimi altında inim inim inleyen halkın takdir ve sempatisini kazanmak niyetinde. Aynı zamanda da hukuk devletinin ilkeleri uygulanmak isteniyor. Saddam’a yapılacak muamele, Irak’ta işbaşında olan hükümetin de gerçek niyetini gösterecektir.”

Almanya’nın 9‘uncu Cumhurbaşkanı olan Horst Köhler ile ilgili yorumlarla devam ediyoruz. Alman Federal Meclisi ve Eyalet Temsilcileri Meclisi’nin ortak otumundaki ilk konuşması hayli hararetli ve sıradışı olan Köhler ile ilgili Frankfurter Allgemeine Zeitung’un yorum sütunlarından şu satırlar yer alıyor:

"Köhler, hangi konulara öncelik verdiğini, halkın da anlayabileceği açık bir dille anlattı. Çünkü, diğer politikacılar gibi suya sabuna dokunmama gayreti içinde değildi. Köhler’in dünkü ilk konuşması, alışılagelmişin dışında bir cumhurbaşkanlığı döneminin başlangıcıydı.”

Münih’te çıkan Tageszeitung ise Köhler ile ilgili şu yorumu yapıyor:

“Meclis sıralarında uzun zamandan beri hiç bu kadar gülünmedi ve grupların tümünden birden bu kadar çok alkış sesi duyulmadı. Göreve başladıktan sonra hayli akıcı bir konuşma yapan yeni Cumhurbaşkanı Köhler, geleceğe dair de oldukça iyimser bir tablo çizdi. Hatta bunu Alman futbolu konusunda bile yapmayı başardı. Horst Köhler, konuşmasıyla dinleyicileri adeta sürükledi, zaman zaman bilinçi olarak onları güldürdü. O bir özel şirket yöneticisi gibi düşünüyor ve konuşuyor. Muhataplarını motive etmek istiyor. Politikacıların başlarını zıvazlamak yerine, onlara tatlı sert uyarılar yaptı. Hiç de fena bir başlangıç değildi.”

Almanya'da bugünlerde ayrıca futbol oldukça gündemde. Almanya’nın, Avrupa Şampiyonası’nda gruptan çıkamaması üzerine istifa eden teknik patron Rudi Völler’in ardından yeni bir hoca arayışına giren futbol federasyonu dün şok bir haberle sarsıldı. Teknik direktörlük konusunda kendisine teklif götürülen ve Rudi Völler’in halefi olmasına kesin gözüyle bakılan Bayern Münih’in eski çalıştırıcısı Ottmar Hitzfeld, bu teklifi geri çevirdi. Şimdi yana yakıla yeni alternatifler arayan Alman Futbol Federasyonu’nun gündeminde Fenerbahçe teknik direktörü Christoph Daum ve Yunanistan’ı sürpriz bir şekilde finale taşıyan Otto Rehhagel gibi isimler var. Stuttgarter Nachrichten adlı gazete, Almanya’daki teknik direktör kaosunu şöyle yorumluyor:

“Yeniden başa döndüldü ve teknik direktör arayışlarına yeniden başlandı. Bu arada Alman Futbol Federasyonu Başkanı Gerhard Meyer-Vorfelder’e yönelik eleştiri sesleri giderek daha da güçleniyor. Ancak burada sorumluluğun yanlış yerlerde aranması hata olur. Çünkü Ottmar Hitzfeld’in milli takım antrenörlüğünü reddetmesinde Meyer-Vorfelder’in hiçbir suçu yok. Almanya’da kaliteli çalıştırıcıların sayısının giderek azalmasının tek sorumlusu da o değil. Federasyon ve kulüpler birliğinin, artık bir masada buluşup, Alman futbolunu enine boyuna tartışmaları ve çözüm aramaları gerek. Rudi Völler’in halefi kim olursa olsun, Alman futbolundaki en itibarlı görevi üstlenmeye nail olacağı da unutulmamalı.”