1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0208 Presseschau 1

2 Ağustos 2010

Bugünkü Alman gazetelerinde Duisburg’daki Aşk Geçidi’nde ölenler için düzenlenen anma töreni, Yunanistan’daki grevler ve Hollanda'da kurulacak azınlık hükümetiyle ilgili yorumlar ön planda.

https://p.dw.com/p/OZjG
Fotoğraf: picture alliance/dpa

Duisburg’da tekno festivali Aşk Geçidi’nde ölen 21 kişi, hafta sonunda kentte düzenlenen törenle anıldı. Törene istifa baskısının giderek arttığı Duisburg Belediye Başbakanı Hrıstiyan Demokrat Birlik Partili Adolf Sauerland, ölenlerin yakınlarının hassasiyetini dikkate alarak törene katılmadı. Hamm’da yayımlanan Westfälischer Anzeiger konuyu şöyle yorumluyor:

"Adolf Sauerland artık görevde kalamaz. Görev süresi içindeki böylesine büyük bir resmi anma törenine rahatsızlık vereceği gerekçesiyle katılmayan kişi, kariyerinin de sonunu getirecek gerekçeyi kendisi yaratmış olur. Bu Belediye Başkanı facia ile yüzleşilmesini engelliyor. Cumhurbaşkanının açıkça istifa talebini bile yerine getirmemesi çok anlamlı: Bu adama ve kentine yardım edilmeli. Belediye Meclisi başkanı görevden almalı ve onu bu ağır yükten kurtarmalı. Bu gelişmeyi bekleyen sadece Duisburg değil.“

Mannheimer Morgen da aynı konuyla ilgili yorumunda benzer görüşleri savunuyor:

"Kendi kentinde yapılan böylesine büyük bir ulusal anma törenine katılmayan Belediye Başkanı’nın bu görevde işi yok demektir. Eğer Sauerland’ın istifa etmesinin önünde, emeklilik haklarını güvence altına almak istemesi yatıyorsa, o zaman Belediye Meclisi onu bu yükten kurtarıp, görevden almalı ve konunun toplumsal bir soruna dönüşmesini engellemeli."

Frankfurter Allgemeine Zeitung bugünkü sayısında, Yunanistan’da kamyon ve tır şoförlerinin yaptığı, akaryakıt ile gıda sevkiyatında ciddi sıkıntılara yolaçan, sorunun çözümü için ordunun devreye girdiği grevleri ele alıyor. Yorum şöyle:

"Eski Atina hükümetleri olsa çoktan pes edip, reformları geri almış, ülkedeki sosyal barışı, yeni borçlarla satın almış olurdu. Çünkü Yunanistan’da bazı çıkar gruplarının çoğunluğun zararına olacak olsa bile kendi taleplerini kabul ettirmeleri hep mümkün oldu. Kamuoyu bunu kabul etti, çünkü sonuçta o da günün birinde kendi taleplerinin söz konusu olabileceğini düşünen çıkar gruplarından oluşuyor. Başbakan Papandreu diğer ayrıcalıklı meslek gruplarının yapacağı olası grevlerin, tasarruf önlemleri konusunda izlediği politikadan geri adım atmasına izin vermeyeceğini özellikle vurguladı. Yunanlar ilerde ona teşekkür edecekler. Hatta birçoğu Başbakan’a şimdiden müteşekkir."

Hollanda'da aşırı sağcı, İslam karşıtı Özgürlük Partisi lideri Geert Wilders’in, liberallerle Hrıstiyan Demokratların kuracağı azınlık hükümetini destekleme kararı, basının yer verdiği konulardan biri. Berliner Zeitung yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"İngiltere hükümeti bir yıl önce Wilders’in ülkeye gelmesine izin vermedi. Berlin’de ise geçen hafta Wilders’i Almanya’ya davet ettiği için Rene Stadtkewitz Hrıstiyan Demokrat Birlik Partisi meclis grubunun yaptığı baskı sonucu parti üyeliğini bırakmak zorunda kaldı. İslam karşıtı, aşırı sağcı Wilders Hollanda’da ise seviliyor. Liberaller ve Hrıstiyan Demokratlar Wilders’in Özgürlük Partisi’nin dışarıdan destek vereceği bir azınlık hükümeti kurma konusunda uzlaşma sağladı. Bu çok tipik bir Hollanda uzlaşması. Koalisyon kurmaya hayır, ama koalisyonu dışarıdan desteklemesine evet! Bu durumdan en çok Wilders memnun. Dolaylı olarak koalisyonda yer alması, partisinin parlamento çalışmalarını etkilemesini kolaylaştıracak."

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay