1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

02.10.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Ahmet Günaltay2 Ekim 2005
https://p.dw.com/p/Abp0

Avusturya’nın son anda bloke etmesi yüzünden tehlikeye giren AB ile Türkkiye arasındaki tam üyelik müzakereleri, hafta sonunda yayımlanan Alman ve diğer Avrupa gazetelerinin yorum köşelerini işgal eden konuların başında geliyor. Süddeutsche Zeitung gazetesi kritik konsey toplantısından önce “Riyakarlar Kulübü” başlığıyla yayınladığı yorumda özetle şu görüşlere yer vermiş:

“Avrupa Birliği müzakerelerin başlamasına iç huzuruyla yeşil ışık yakabilir. Çünkü bu karar, hiç peşinen biçilen ve beklenen önemde olmayacaktır. Ortaya üç şık çıkıyor. Birincisi, Türkiye uzun yıllar sonra, entegrasyon modelinden iyice uzaklaştığı için yeni üye ile ilgili endişelerin önemini kaybettiği bir AB’ye katılacaktır. İkincisi, güçlenen milliyetçi mihrakların Avrupa yolundan dönülmesi için bastırmaya başladığı Türkiye kendiliğinden üyelik sürecini terkedecektir. Üçüncüsü, Avrupa eski gücüne kavuştuğu taktirde, Türkiye için referandum yapılacak olan ülkeler Türkiye’nin Birlik’e katılmasını önleyeceklerdir. Bu bakımdan, Pazar günkü dışişleri bakanları buluşması riyakarlıktan başka birşey değildir. Avusturya, Avrupalılar’ın büyük ekseriyetle düşündüğünü telaffuz edebildiği için aferini haketmiştir. Avrupalılar’ın büyük çoğunluğu, üyelik taahüdünün yerine getirilemeyeceğini düşünmektedir. Aslında üyelik görüşmelerini başlatmadan önce AB’nin, Türkiye’nin nasıl bir Birlik’e alınacağı sorusuna yanıt araması gerekirdi. Anayasa ve bütçe anlaşmazlıkları yüzünden felce uğrayan Birlik ne için var olduğuna, milli devletlerin egemenliklerinden ne ölçüde feragat edeceklerine ve bu dev kulübün hangi kurallara göre işleyeceğine karar vermelidir. Dışişleri Bakanları’ndan iğneyi kendilerine batıracak dürüstlük beklenemeyeceğinden müzakerelerin başlatılması en iyisidir. Görüşmelerin başlamasının otomatikman Türkiye’ye üyelik garantisi verme anlamına gelmediği son günlerde iyice açığa çıkmıştır. Avrupa Birliği marjinalleşme tehlikesi doğuracak olan aşırı genişleme yerine taşıma kapasitesi hakkında kafa yorsa daha iyi olur.”

Viyana’da yayımlanan Kurier adlı Avusturya gazetesi Başbakan Wolfgang Schüssel’in ülkesindeki önemli seçimler arefesinde halkın nabzına göre şerbet vermek amacıyla Türkiye’ye karşı direndiğini yazıyor. Avusturya Başbakanı’nın Dışişleri Bakanları kriz buluşmasında yumuşayamayacak kadar büyük oynadığına da yorumda yer verilmiş.

İngiliz The Times gazetesi, “tarihi fırsat” başlığıyla yayınladığı yorumda, Türkiye’nin üyeliği için büyük çaba harcayan Başbakan Blair’in görüşmelerin tehlikeye girmmesine fırsat vermemesi gerektiğini yazarken, yine Londra’da yayımlanan The Daily Telegraph gazetesi de “Blair tam üyelik yolunda Türkiye’ye rehberlik etmelidir” diyor. Türkiye ile AB’nin ortak geleceğinden söz eden Observer adlı İngiliz gazetesinin yorumu ise özetle şöyle:

“Avrupalı seçmen, Türkiye’yi Avrupa’dan saymıyor. Buna rağmen, Türkiye’nin adaylığını bloke etmek hata olur. Böyle bir yabancı aleyhtarlığı sadece Avrupa hükümetlerinin aczini göstermekle kalmaz ama aynı zamanda batıyla İslam alemi arasındaki ilişkilere de zarar verir. Avrupa, diğer bölge ülkeleri için demokrasi ve refah örneği Türkiye’ye muhtaçtır. Avrupa’nın Türk iş gücüne ihtiyacı var ve Türkiye, Orta Asya petrol ve gazının emin bir şekilde Avrupa’ya ulaştırılmasının garantörü olabilir. Tabii ki insan hakkı ihlalleri gibi sorunların da müzakerelere konu edilmesi gerekir. Ama hedef ortak geleceğe götüren yolu açmak olmalıdır.”

Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel gazetesi, hafta sonu sayısında yayınladığı İstanbul mahreçli röportajında, Avrupa umudu tanımlamasını yapıyor ve bunun Türkler kadar Kürtler için de geçerli olduğunu vurguluyor. Yazıda, Türkler’in Avrupa’nın refah ve değerlerine ortak olmayı Kürtler’in de daha fazla hak elde etmeyi umdukları belirtiliyor, ancak Kürt milliyetçiliğini körükleyen PKK’nin büyük bir sorun oluşturduğuna işaret ediliyor. Gazetenin günün sözü köşesinde de Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün, “AB sözünü tutmamaya karar verirse bu ortaklık yürümez” açıklamasına yer veriyor.

Welt am Sonntag gazetesi de tam bir sayfa ayırdığı Türkiye - AB diyaloğuna Türkiye’deki Kürtler’in durumu ile Avusturya Başbakanı’nın en ateşli Türkiye aleyhtarı oluşunu konu etmiş. “Mağdurdan faile” başlıklı yazıda üçbin dolayındaki militan Kürt’ün devletle neden çatıştığı, neden şiddet ve teröre kaydığı inceleniyor, Türkiye ve Avrupa’daki Kürtler’in sorunlarına ve çelişkilerine yer veriliyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinin Pazar baskısında da konu birinci ve ikinci sayfaları kaplıyor. Avusturya’nın görüşmeleri bloke etme girişiminin konu edildiği haber ve analizlerde iktidarı tehlikede olan Başbakan Schüssel’in önemli eyalet seçimlerinde imaj düzeltmek için popülist davrandığı ve pazarlıkta koz olarak kullandığı Hırvatistan’ın bu oyundan zararlı çıkması ihtimalinin bulunduğu dile getiriliyor. Gazetenin yorumunda ise Avusturya Başbakanı’nın Avrupa projesinin raydan çıkmasını önleme cesaretini gösterdiği, seçmenin AB tarafından ciddiye alınmadığı hissine kapıldığı ve İslam ile batının anlaşabileceğini sanmak hayal olsa da Avrupa ile Türkiye arasında sıkı ortaklık kurulabileceği ifade ediliyor.