1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

02.10.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Cem Sey2 Ekim 2006
https://p.dw.com/p/Abks

Avusturya’da Sosyal Demokratlar’ın başarısıyla sonuçlanan genel seçim, Alman basınında ilgiyle izleniyor. Ekonomi gazetesi Financial Times Deutschland, bugüne kadar Avusturya’nın “reform ülkesi” olarak anılmayı küçük bir koalisyon tarafından yönetilmekte olmasına borçlu olduğunu belirtiyor ve bu dönemin artık kapandığını vurguluyor.

Frankfurter Rundschau gazetesi, öyle göründe bile seçim sonucunun bir sola kayış anlamına gelmediğine dikkat çekiyor:

“Yakından bakıldığında, sonucun başka bir mesaj içerdiği görülüyor. Bu mesaj, tüm Avrupa’ya yönelik. En azından küçük ülkelerde gelecekte muhafazakar, sosyal ve herşeyden önce de milli partiler seçilecek. En büyük şansa da bu üç özelliğin hepsini birleştiren partiler sahip. Seçmenler, bulamamış olsalar da bu partiyi aradı.”

Avusturya seçimleri bugün Alman basınında büyük ilgi görürken, Türkiye de yorumlarda geniş yer buluyor. Süddeutsche Zeitung, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Amerika Birleşik Devletleri’nin başkentinde Başkan George Bush’la yapacağı görüşmeyi ele alıyor. “Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri’nin birbirine neden ihtiyacı var” başlıklı yorumda, iki ülke arasında geçmişte mükemmel bir dostluk olduğu belirtildikten sonra, bunun artık geçmişte kaldığı vurgulanıyor. Süddeutsche Zeitung, Türk-Amerikan ilişkilerini şöyle yorumluyor:

“Washington Ankara’ya sadece çekici iş ilişkileri nedeniyle el uzatmıyor. Irak’taki Amerikan birliklerinin ihtiyacını tedarik etmesi için, Kazak petrollerine koridor olması için, Lübnan Barış Birlikleri’nde hem İsrail, hem de Arap dünyasında itibarlı bir ortak olarak ve hatta belki de Tahran’ın kapısını açacak bir anahtar olarak Türkiye’ye ihtiyaç var. Ankara ise komşu Irak’ın parçalanmamasını istiyor. Bütün bunlar, Amerika Birleşik Devletleri’yle Türkiye arasındaki stratejik işbirliğinin yeniden canlandırılmasını gerektiriyor. Ama bu hızla dostluğa dönüşmeyecek.”

Berliner Zeitung ise Alman Başbakanı Angela Merkel’in bu hafta Türkiye’ye yapacağı ziyarete değiniyor:

“Merkel’in ziyareti, sorunları dile getirmek, fakat aynı zamanda da en erken on yıl sonra gerçekleşebilecek Avrupa Birliği üyeliğine teşvik etmek için çok uygun olurdu. Bunun yerine aceleci Hristiyan Demokratlar Türkiye’ye yeniden, istenmeyen bir üyelik adayı olduklarını söylüyor. Bu, ne Türk hükümetini değişime teşvik ediyor, ne de Almanya’nın Ocak’ta başlayacak dönem başkanlığını güçlendiriyor. Kafadan tersleme politikasını deneyen eski Başbakan Helmut Kohl de başarısız olmuştu.”

Handelsblatt ise Lübnan’dan son İsrail askerlerinin de çekildiğini yazdıktan sonra şiyle devam ediyor:

“Fakat Hizbullah hala tehlikeli silahlara sahip ve Birleşmiş Milletler birliklerinin Hizbullah’ın yeniden güçlenmesini önlemeye hazır olduğunu daha kanıtlaması gerekli.”

“Lübnan Savaşı’nın ardından İsrail’in, tüm askeri gücüne rağmen, artık saldırılamayacak bir ülke olmadığı ortaya çıktı” ifadesini kullanan Frankfurter Rundschau gazetesi de, “ülkelerine dönen İsrailliler ne kadar mutlu gülümsese de, istemeden tekrar kanlı bir cepheye dönmelerini en iyi engelleyebilecek olan, barış sürecinin ciddi şekilde yeniden denenmesidir” diyor.