1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0211 Presseschau 2

2 Kasım 2010

ABD’deki Kongre ve eyalet seçimleri, öncelikle yorum konularından. Yorumlarda, vaatlerini yerine getiremediği için Amerikalıları hayal kırıklığına uğratan Demokrat Başkan Obama’nın ara bilançosuna kırık not veriliyor.

https://p.dw.com/p/PwGZ

Londra’da yayımlanan sol liberal The Independent gazetesinin yorumuyla başlıyoruz.

“Halkın öfkesine rağmen Obama temel rotasına sadık kaldı ve Amerikalı seçmenin ilkel içgüdülerine uzanmaktan kaçındı. İlkelerinden taviz vermeye yanaşmaması, Obama’nın ülkesini ekonomik güçlüklerden kurtarmasına yardımcı olabilir. Biraz iyimser olabilmesi için başka nedenler de var. Cumhuriyetçiler Kongre’ye hakim oldukları takdirde, her şeyi ret etme avantajını kaybedecekler. Bazı gözlemciler Demokrat Parti’nin yenilgiye uğramasının tıpkı 1994’de Bill Clinton’da olduğu gibi Obama’nın başkanlık döneminde de yeni bir sayfa açabileceğini belirtiyorlar.”

Avusturya’nın Salzburger Nachrichten gazetesi Barack Obama’nın beklentileri yerine getirmediğini yazıyor:

“Anketlerden çıkan sarsıcı sonuçlara göre, bir zamanlar kurtarıcı gibi karşılanan ve özellikle de Avrupa’da idolleştirilen Barack Obama büyük beklentileri tabiatıyla yerine getiremedi. 2010 yılının hiçbir gününde seçmen Obama’ya olumlu not vermedi. Bir zamanlar Amerika’yı kurtaracağı söylenen başkanın ekonomi politikaları Amerikalıların yüzde 60’ı tarafından ret ediliyor. Amerika’nın doğru yolda olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 30’u geçmiyor. Obama anketlerden çıkan kötü sonuçlara, hangi partiden olursa olsun Kongre üyelerinin çok daha kötü imaja sahip olmaları sayesinde katlanabiliyor. Seçmenin üçte ikisi, hiçbir Kongre üyesinin bir daha seçilmemesini istiyor.”

İtalyan gazetesi La Stampa ise Barack Obama’nın siyasi partiler krizinin kurbanı olduğu görüşünde:

“Tek bilinmeyen, siyasi tercihin hangi yönde değil, ne kadar değişeceği. Kongre seçimi deprem dalgası mı yaratacak, yoksa tarihi boyutlarda bir dalga mı? Seçimlerin Başkan Barack Obama açısından büyük bir fiyasko olacağı, kesin. Washington’daki Demokratlara ulaşan siyasi dalgayı yorumlamadan seçim kampanyasının şiddetini kavramak mümkün değil. Amerikalı seçmen iki partiye de güvenmiyor. Böyle düşünen Amerikalıların oranı hiç bu kadar büyük olmamıştı. Siyasete duyulan güvensizlik, Obama’ya gösterilen ilgiyi de aldı götürdü.”

Belçika’nın önde gelen gazetelerinden De Standaard, sağ demagojinin ABD’ye zarar verdiğini belirttiği yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Sağcılıkla büyük paralar kazanan Sarah Palin gibi politikacılar ile Glenn Beck gibi medya guruları halkı, başta Barack Obama olmak üzere, kendileri gibi olmayan herkese karşı kışkırtıyorlar. Yaratılan düşmanca atmosfer ve halkın öfkesi Cumhuriyetçilerin altın madeni oldu. Bu öfke taraftarlarını sandığa sürüklüyor. Üstünlük açık farkla sağ kanatta. Partilere yapılan para bağışlarının üst sınırı mahkeme kararıyla kaldırıldıktan sonra, büyük şirketler Obama’nın karizmasını çizmeye çalışan muhafazakar gruplara para akıtıyor. Bu sürek avı siyasi kazanca dönüşebilir ama, siyasi ve toplumsal tartışmalara, dolayısıyla da demokrasiye zarar verdiği aşikâr. Halkı kandıran radikal sağcı çevreler büyük sorumluluk altına girdiklerini unutmasınlar.”

Kongre seçimlerini konu alan son yorumu Fransız Liberation gazetesinden aktarıyoruz:

“Bütün ülkenin güvenini kazanmayı başaran aday şimdi başkanlığını benimsetmekte zorlanıyor. Obama’ya, orta sınıfın çok uzağında, soyut ve yönetimde ince düşünceli olmayan biri gözüyle bakılıyor. İyi anlatamadığı için kötü algılanan sağlık reformu sırtındaki kambur olarak kalacak. Ama Obama, iki savaş veren ve kapitalist sisteminin yol açtığı ekonomik krizin pençesinde kıvranan bitkin ve bölünmüş bir ülkenin başkanlığını devraldı. Demokratların huzurunu kaçıran faktörlerin başında kriz ve yüksek işsizlik geliyor. Obama’nın bu alanda başlattığı reformlar henüz tam etkisini göstermedi.”

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu