1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

03.01.2006 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Nihat Halıcı3 Ocak 2006
https://p.dw.com/p/Abnx

Avrupa basınında bugün, Rusya - Ukrayna arasındaki doğalgaz ihtilafı, Almanya’daki işsizlik, Avrupa Ekonomik ve Parasal Birliği’nde durum ve İstanbul Ayasofya’daki onarım çalışmalarına dair haber ve yorumlar yer alıyor.

Rusya - Ukrayna arasındaki doğalgaz kavgasıyla ilgili Avusturya’nın Salzburger Nachrichten Gazetesi’nin değerlendirmesi:

„Pek çok uzmana göre, dünyanın yaklaşık 160 yıl yetecek kadar doğalgaz rezervi kaldı. Rusya ile Ukrayna arasında bugünlerde yaşanan gerginlik, ileride meydana gelebilecek daha büyük olayların bir göstergesi. Devletler, doğalgaz için kıyasıya bir rekabete girişecek. En önemli doğalgaz rezervleri savaş ve terörün dinmediği, etnik, sosyal ve dini çatışmaların önünün alınamadığı Ortadoğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika gibi bölgelerde yer alıyor. Örneğin İran, dünyanın en önemli doğalgaz rezervlerinden birine sahip. Demek ki önümüzdeki yıllarda Çar Putin dışında başkaları da doğalgaz vanasını bir siyasi baskı unsuru olarak kullanabilir.“

Hollanda’nın De Volkskrant gazetesi, 1973 yılındaki petrol krizini hatırlatıyor:

„1973’deki kural geçerliliğini koruyor: Enerji eşittir siyaset. Enerji olmaksızın hiçbir ekonomi işlemiyor. Çağdaş toplum, enerjisiz takılıp kalıyor. 1973 yılında Arap aleminin oynadığı rolüyse 21. yüzyılın başında artık Rusya üstlenmişe benziyor. Rusya, dünyanın en önemli doğalgaz üreticisi, petrol üretiminde ise ikinci sırada. Doğalgaz ve petrolde vanalara hakim olan etkili bir silahı elinde tutuyor. Avrupa’nın tükettiği doğalgazın dörtte biri Rusya’dan geliyor ve bu oran giderek yükseliyor. Anlaşılan Rusya’ya doğalgazın ücretinin yalnızca parayla ödenmesi yetmiyor.“

Düsseldorf merkezli Rheinische Post gazetesi Rusya-Ukrayna doğalgaz krizinin Almanya açısından öğretici olması gerektiğine dikkat çekiyor ve enerjide Moskova’ya bağımlılığın ne kadar riskli olduğunun ortaya çıktığını kaydediyor. Luxemburger Wort Gazetesi ise doğalgaz kavgasının Kremlin’in gerçek yüzünü sergilemesine vesile olduğunu ifade ediyor. Gazetenin yorumu şöyle:

„Rusya bir süredir uluslararası toplumda kendisine, Sovyetler Birliği dönemini aşmış, güvenilir, çağdaş ortak imajı vermeye çabalıyordu. Ukrayna ile patlak veren kavga, bu imajın silinmesini sağladı. Başkan Vladimir Putin şimdi gerçek yüzünü ortaya koyuyor. Hala Soğuk Savaş döneminin kafasıyla hareket ettiği anlaşılan, eski KGB casusu Putin hangi adımı atacağı kestirilemeyen bir siyasi aktör konumunda. Putin, eski Çarlar ve Komünist Parti genel sekreterlerinin düşünce tarzını bünyesinde birleştirdiğini ortaya koyarken, Rusya’nın Sovyet İmparatorluğunun çöküşünü hala hazmedemediği ortaya çıkıyor. Bunun aslında Rusların milli karakteriyle ilgisi yok. Putin Kremlin merkezli iktidar aygıtını daha da geliştirmek istiyor. Bunu da Ukrayna demokrasisinin hesabına yapmakta çekince görmüyor.“

Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi’nde yer alan bir habere göre geçen yıl Almanya’da 121 bin kişi işini kaybetti. Federal İstatistik Dairesi’nin verilerini aktaran gazete, özellikle imalat sanayii ve inşaat sektöründe, istihdamın gerilediğini yazdı. 2005 yılında Almanya’da çalışan nüfus 34 milyon 400 bine indi. Kendine iş kuranların sayısında ise yüzde 3,2’lik kaydedildi.

Avrupa Birliği’ni ekonomi boyutunda derinleştiren Euro Bölgesi’nde mevcut durumla ilgili bir analize, Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi tarafından yer verilmiş. Avrupa Ekonomik ve Parasal Birliği’nin toplam 12 üyesinin 5’i aleyhinde bütçe açıklarından dolayı incelemenin devam ettiğini hatırlatıyor. Yazıda, Avrupa Birliği’nin yeni üyelerinin Euro Bölgesine de katılmayı hedeflediğine işaret ediliyor. Görüşlerine başvurulan finans uzmanları yeni üyelerin yeterli olgunluğa ulaşmadığı, Slovenya’nın mesafe kaydettiği, buna karşılık Polonya, Macaristan ve Çek Cumhuriyeti’nin hala yetersiz düzeyde bulunduklarını belirtiyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung Gazetesi’nde Georg Küffner imzasıyla yayınlanan bir incelemede, İstanbul’daki Ayasofya’da yürütülen onarım çalışmaları değerlendiriliyor:

“Statikçilerin iyi niyetli müdahaleler karşısındaki korkusu“ başlıklı yazıda, M.S. 537. yılda İmparator Jüstinyen tarafından yapılan Ayasofya’nın muhtemel bir deprem karşısında alabileceği hasar üzerinde duruluyor.“