1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

03.01.2012 - Avrupa basınından özetler

3 Ocak 2012

Avrupa gazetelerinde bugün İran'ın nükleer programıyla ilgili yaşanan gerilim, Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff hakkındaki iddialar, Danimarka'nın AB dönem başkanlığı ve Mısır'daki gelişmeler geniş yer tutuyor.

https://p.dw.com/p/13dF0

Sol liberal eğilimli İtalyan gazetesi El Pais, "İran ateşle oynuyor" değerlendirmesini yapıyor. İran'ın nükleer programıyla ilgili tutumunu değerlendiren gazete şu satırlara yer veriyor:

"İran, hedefleriyle ilgili kuşkuların giderilmesi için uluslararası denetçileri kabul etmeye hazır değil. Tahran'ın nükleer programını iddia ettiği gibi elektrik sağlamak amacıyla mı yoksa atom bombası üretmek için mi geliştirdiği bilinmiyor. Herhangi bir kanıya varmak için eldeki deliller ikna edici değil. Ancak İran'ın müzakerelerin yeniden başlatılması için yaptığı öneri zaman kazanma amacı taşısa bile ABD bunu kabul etmeli. İran'ın sıkı bir denetimi şimdiye kadar olduğu gibi reddedeceği kesin. Ancak füzeler ve petrol piyasasında şiddet kullanılması söz konusu ise bu harekete geçmeyi gerektiriyor. Aşağı yukarı eş zamanlı gelen müzakere ve denetim önerileri, Batı'nın çekincelerinin giderilmesini sağlamalı. Ancak bu plana olumsuz yanıt verilirse, o zaman ülkesine uygulanacak yaptırımların sorumluluğu, İran'a ait olur."

Fransa'nın bağımsız gazetesi Le Monde da Avrupa Birliği dönem başkanı olarak Danimarka'nın Euro Krizi'nde oynayacağı rolü ele alıyor:

"Danimarka Euro Bölgesi'ne dahil değil ve bu özelliği temelinde genç Sosyal Demokrat Başbakan Helle Thorning-Schmidt ile Avrupa Birliği içinde bir köprü rolü üstlenebilir. Kopenhag'da da vurgulanan bu fırsat, Avrupa Birliği'nin bir aradalığının zor bir sınavdan geçtiği şu günlerde faydalı olabilir. Danimarka 'hayır' yanıtının çıktığı referandumun ardından 1992 yılında Euro Bölgesi'ne katılmayacağını açıklamıştı, ancak ortak para birliğine bir vebalı gibi de bakmadı. Danimarka elbette sıkı sıkıya bağlı olduğu Euro ülkeleriyle birlikte batmak istemediğinden de dayanışma için çaba gösteriyor."

Avusturya gazetesi Die Presse, Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff hakkındaki iddiaları şöyle değerlendiriyor:

"Alman cumhurbaşkanlarına biçilen rol belli: Sıkıcı olabilirler, ancak mutlaka her koşulda bir melek gibi tertemiz olmalılar. Aksi halde ahlak mahkemeleri tarafından cumhuriyetin yüksek papazlığına uygun görülmezler. Gerçi Christian Wulff da sıkıcıydı sıkıcı olmasına ama buna rağmen cumhurbaşkanlığı için iyi bir seçim değildi. Eski Doğu Almanya muhaliflerinden rakibi Joachim Gauck'la kıyaslandığında, Hrıstiyan Demokrat Birlik partisinin bu çalışkan ve hırslı askerinde başından beri eksiklikler görülüyordu. Nitekim başlangıçta uyandırdığı izlenim şimdi doğrulanıyor. Wulff cumhurbaşkanlığı görevi içinde büyümedi, aksine giderek küçüldü."

Macar gazetesi Nepszabadsag ise Mısır'daki seçim sürecine işaret ederek şu yoruma yer veriyor:

"Seçim zaferinin kıyısında duran Müslüman Kardeşler'in genel başkan yardımcısı, İsrail'le yapılacak barış antlaşmasını öncelikle halkın oyuna sunacaklarını açıklamıştı. Ancak böyle bir referandumdan 'ret' sonucunu çıkacağını tahmin etmek zor değil. Öte yandan askerî cuntanın bunu engelleyeceği konusunda her türlü bahse girilebilir. Zira böyle bir durumda ABD, İsrail düşmanı bir ülkenin ordusunu asla desteklemeyecektir. ABD'den gelen yaklaşık 1,5 milyar dolarlık askerî yardımın tehlikeye girmesi söz konusu. Yani askerî teçhizatların tedariki, ekonomik altyapı ve Mısırlı askeri seçkinlerin refahı... Bunlardan asla vazgeçilmeyecek."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Köylü

Editör: Ercan Coşkun