1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

3 Nisan 2012

Falkland Adaları'nın yeni bir anlaşmazlığa yol açma riski, Macaristan’da cumhurbaşkanlığı arayışları ve Almanya ile İsviçre arasındaki vergi kaçakçılığı gerilimi bugünkü Avrupa basınında öne çıkıyor.

https://p.dw.com/p/14Wx8
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Barcelona’da yayımlanan liberal La Vanguardia gazetesi, Falkland Adaları yüzünden İngiltere ile Arjantin arasında 30 yıl önce baş gösteren anlaşmazlığın bugün de diplomatik gerginliklere yol açmaya devam ettiğine değiniyor ve yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Arjantin Cumhurbaşkanı Cristina Fernandez, ülkesinin içinde bulunduğu kötü ekonomik durum ve kendi partisi içindeki çekişmeler yüzünden aciz durumda. Yaptığı milliyetçi konuşmalarla Londra’ya karşı kullandığı tonun dozunu sertleştiren Fernandez, adalar grubunu denizden abluka altına alma tehdidinde de bulundu. İnandırıcılığı sarsılmış olan İngiltere Başbakanı David Cameron da Arjantin ile baş gösteren bu çekişmeyi fırsat bilerek, iç politikada puan kazanma çabasında. Arjantin ve İngiltere gibi iki medenî ulusun Falkland Adaları yüzünden yeniden savaşa tutuşma riski olduğuna inanmak çok güç.”

Sol liberal Macar gazetesi Nepszabadsag, Macaristan Cumhurbaşkanı Pal Schmitt’in doktora tezinde intihal yaptığının ortaya çıkması üzerine istifa etmesinden sonra, yerine kimin geçeceğini irdelediği yorumunda şunları yazıyor:

“Macaristan'da devletin başında kimin olacağı önemsiz bir konu değil. Hal böyle olmasına rağmen, Başbakan Viktor Orban, Pal Schmitt’i bu göreve getirmekle önemsiz bir şeyi yerine getirmiş gibi yaptı. Ne var ki başbakan, özellikle Schmitt’in olası halefleri arasında sayılan isimlerin üzerini çizerek, geçmişte işlediği bu hatayı düzeltebilir. Sağ cenahta tartışmasız bu göreve uygun olabilecek çok sayıda insan var. Başbakan Viktor Orban açısından cumhurbaşkanlığının gerçekten dokunulmazlığı olan bir makam mı, yoksa sadece Orban’ın kendini iyi hissetmesine hizmet eden bir merci mi olacağı, önümüzdeki günlerde ortaya çıkacak.”

İsviçre ile Almanya arasında vergi kaçakçılığından kaynaklanan gerilim büyüyor. Almanya, İsviçre’nin vergi cenneti olmaya devam ettiğini iddia ediyor ve buradan yola çıkarak İsviçre’nin banka sırrı kalkanının arkasına saklanmamasını, banka sistemini şeffaf hale getirmesini talep ediyor. Muhafazakâr Avusturya gazetesi Die Presse, “Bern ile Berlin arasındaki çocuk oyunları” başlıklı yorumunda bu konuya şöyle değiniyor:

“Şu sıralarda ‘Güçlü olanın borusu öter' yasası geçerli. ABD gibi baskı uygulayabilen bir ülkenin, İsviçre’deki bankaların dehlizlerinde yatan kara vergi hesaplarına ulaşmada bir sorunu yok. Buna karşın Avusturya gibi küçük ülkelerin elindeki kartlar o kadar iyi değil. O zaman da insan kendi kendine, ‘Neden Avrupa Birliği var?’ diye soruyor. Nasıl oluyor da bu ölçüde geniş yansımaları olan vergi anlaşmaları, tek tek ülkeler bazında müzakere edilebiliyor? En azından Avrupa Birliği düzeyinde yapılacak akılcı bir anlaşma, şu sıralar Bern ile Berlin arasında yaşanan çocuksu girişimleri engelleyebilirdi. Ve burada yapılması gereken şey, popülist güç gösterilerine değil, konunun özüne yönelik olmalı!”

Belçika gazetesi De Standaard, malî kriz kapsamındaki yorumunda, ‘bankaların ekonomiye oksijen pompalaması' gerektiği görüşünü savunuyor. Gazete yorumunda, bunun nasıl olacağını şöyle izah ediyor:

“Yapısal çözümler eksik kaldığı sürece Euro krizi her an yeniden alevlenebilir. Bu nedenledir ki tasarruf mevduatı sahipleri, sonuçta düşük faizlerle kötü bir biçimde mükafatlandırıldıklarını bilseler dahi, yine de güvenli yolları benimsiyorlar. Bankaların Avrupa Merkez Bankası’ndan aldıkları ucuz paralar ve bununla bağlantılı düşük faiz oranları, bilançolarını düzeltmede onlara büyük fırsatlar sunuyor. Bu, aslında hayra yorulmalı, zira bu durum bankaların kurtarılması için vergi mükelleflerinin yeniden devreye girmesi riskini azaltıyor. Ancak bankaların da artık kendilerinden bekleneni yapmaları, yani ellerindeki yüksek tasarruf mevduatlarını yatırımcılara kredi sağlamak için kullanmaları gerekmekte. Bankaların ekonomiye oksijen pompalaması lazım.”  

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Ercan Coşkun