1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

03.05.2010 - Avrupa basınından özetler

3 Mayıs 2010

Bugünkü Avrupa gazetelerinden seçtiğimiz yorumlar arasında Yunanistan’a yapılacak mali yardım ve yardımın AB açısından yol açabileceği sonuçlar ağırlıkta.

https://p.dw.com/p/NDA3
Fotoğraf: AP

İspanyol sol-liberal El Pais gazetesi, Yunanistan için üzerinde uzlaşmaya varılan mali destek paketine ilişkin yorumunda, “bu defa Almanya’nın da destek olduğu yoğun mali yardım uzlaşması, atılması zorunlu bir adımdı” diyor ve şöyle devam ediyor:

“Bu konuda pasif kalmak, ya da çabuk davranmamak, Euro bölgesinden bazı ülkelerin içinde bulunduğu durumu daha da zorlaştırır ve euro bölgesini temellerinden sarsardı. Bu devasa mali yardımın avantajları, yol açacağı zararlardan çok daha fazla olacak. Geçen aylarda tanık olduğumuz tereddütler ve savrulmalardan sonra çıkartacağımız en önemli ders, euro bölgesindeki ekonomi ve her şeyden önce de ulusal bütçe politikalarının daha iyi koordine edilmesi zorunluluğudur.”

Güney Fransa’da yayımlanan La Republique des Pyrenees adlı gazete, Yunanistan’daki mali krize AB’nin enerjik müdahalesi olmasa, diğer birlik ülkelerine de sirayet edeceği ve euro temeli üzerine inşa edilmiş birlik sistemini dağılma noktasına getireceği görüşünde olan çevrelere Almanya’nın da nihayet katıldığına işaret ediyor. Yorumun devamında şu satırlar göze çarpıyor:

“Yunanistan için ve hatta Avrupa düzeyinde eşi görülmemiş bir tasarruf kürüdür sözkonusu olan. Aksi takdirde Yunanistan iflas bayrağını çekmek zorunda kalacaktı. Şimdi bir arınma sürecine girmek zorunda kaldı. Yeniden ekonomik büyüme rotası izlemek için ekonomisinin nasıl hareket etmesi gerektiğini önceden göremez hale gelmişti. Yunan halkı krizin ne zaman sona ereceğini tahmin edemediği müddetçe, sonsuza kadar fedakarlık yapmaya razı olacak mı?"

Avusturya’nın Der Standart gazetesi ise Batı'nın şu anda yaşamakta olduğu mali krizin Çin’in ekonomik sıçramasına daha fazla katkıda bulunacağı yorumunu yapıyor:

“Batıdaki vergi artışları, Çin’in, Hindistan’ın ya da Brezilya’nrın rekabet avantajlarını daha da artıracak ve yatırımları daha fazla bu bölgelere yönlendirecektir. Ancak bu oldukça basit mesajın kimseye ulaşmadığı görülüyor. Birçok ülke ekonomik büyümenin yeniden başlamasıyla, borç batağından kurtulabileceğini tahmin ediyor. Şimdi yerinden oynayan ne varsa, hepsi kurtarılmaya çalışılıyor ve Yunanistan örneğinde olduğu gibi bol keseden dağıtılan kredilerin hiçbir zaman geri dönmeyeceği gizlenmek isteniyor. Çok övülen devletin artık geri dönmesi ise doğrudan başka bir trajediye götürüyor.”

Norveç’te yayınlanan muhafazakar Aftenposten gazetesi ise farklı bir konuya, Meksika Körfezi önlerindeki çevre felakatine değiniyor. Yorum şöyle:

“Meksika Körfezi’ndeki çevre faciası, bir kez daha açık denizlerdeki ham petrol ve doğal gaz üretiminin ne kadar tehlikeli olduğunu gözler önüne serdi. Bu durum, enerji holdinglerinin kendilerini çok güvenli göstermelerine de neden kuşku ile yaklaşılması gerektiğini gösteriyor. BP, branşın herhangi küçük bir şirketi değil. Ancak resmi mercileri rahatlatmak için sunduğu güvenlik analizleri şirketin peşini bırakmayacaktır. Görünen o ki, olabileceğine ihtimal verilmeyen facialar pekala olabiliyor. Tüm güvenlik önlemlerinin bu temel ilkeden yola çıkması gerekiyor.”

Son olarak Fransa’da yayımlanan Le Journal de la Haute-Marne gazetesinden seçtiğimiz, New York’ta bomba yüklü bir aracın bulunması ve zararsız hale getirilmesiyle ilgili yorumu aktarıyoruz:

“Ortaya çıkartılan eylem, dünyanın en büyük ekonomik gücü olan ABD’nin terör karşısında ne kadar savunmasız olduğunu da gösteriyor. Eylemi Taliban’ın üstlenmiş olması, Afganistan’da süregelen askeri önlemlerin Taliban’a acı vermeye başladığının da göstergesi. Avrupa ve ABD’de terörizmle mücadelenin birkaç yıldan bu yana etkili olduğu farkediliyor. Ama mücadele sisteminde hala bazı boşluklar olduğu da ortaya çıkıyor. Güvenlik konularında hata yapmamak mümkün değildir.”



© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Ahmet Günaltay