1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0306 Presseschau 1

3 Haziran 2010

Bugün Almanya'da tatil olması nedeniyle gazetelerin sadece bir kısmı çıktı. Gazetelerde Almanya'daki Cumhurbaşkanı arayışı, hükümetin tasarruf planları ve zorunlu askerliğin kaldırılması önerisi ön planda.

https://p.dw.com/p/NgI7

Die Welt gazetesinde Dorothea Siems imzasıyla yayımlanan yorumda, istifa eden Cumhurbaşkanı Horst Köhler'in haleflerinden en güçlü ismin Çalışma Bakanı Ursula von der Leyen olması yorumlanıyor:

"Başbakan Merkel devletin en üst düzey makamı için bu kez emin olmak istiyor. Horst Köhler'in istifasının ardından devletin başına ancak uzman bir politikacının gelmesi gerektiğini düşünüyor. Merkel'in ilk seçimi Ursula von der Leyen. Almanya'nın ilk kadın başbakanı, ülkenin ilk kadın Cumhurbaşkanı'nın yolunu mu hazırlıyor? Devletin başında iki kadının olması, böylesine kriz zamanlarında kadınların daha güçlü olduğu yönünde verilecek bir sinyal mi? Von der Leyen'in favori olmasını, Merkel'ın kadınların özgürleşmesi için izlediği strateji şeklinde yorumlayanlar, yanılabilir. Çalışma Bakanı von der Leyen'in bir kadın olması, Merkel'ın gözünde yarardan çok zarar, bir engel teşkil ediyor. Çünkü Merkel şimdiye kadar etkili ve güçlü bir kadın profili sergilemekten, muhafazakar bir ülkede, karşı savunmaya geçilebileceği endişesiyle kaçındı. Başbakan bugüne kadar aslında kadınları çalışma arkadaşı olarak pek tercih etmedi, onlara öncelik vermedi. Merkel'ın cumhurbaşkanlığı konusundaki hesabı halkı harekete geçirebilecek bir ismi bu yarışa sokma temeline dayanıyor. Popüler bir politikacı olan von der Leyen'in cumhurbaşkanlığına seçilmesiyle, eğer hesaplar tutarsa, son zamanlarda imajı zedelenen hükümet de biraz olsun puan toplayabilir. Von der Leyen'le Merkel çok sıkı dost olmasalar da von der Leyen'in cumhurbaşkanlığına seçilmesi halinde Merkel'e sadık kalacağı kesin. Toplumsal konularda da her iki politikacı aynı görüşlere sahip. Ancak kabine masasının ucu Bellevue Sarayı'na kadar uzanmamalı. Bu tehlike büyük, çünkü von der Leyen politik hedeflerini hayata geçirme konusunda inanılmaz büyük bir isteğe sahip, ayrıca sabırsızlığını kontrol altına almakta güçlük çeken bir politikacı. Von der Leyen kabinede doğru sandalyede oturuyor. Orada da kalmalı."

Nürnberger Nachrichten ise cumhurbaşkanı adayı tartışmalarını, hükümetin içinde bulunduğu durum bağlamında ele alıyor:

"İktidar nedeniyle bir arada olan bu koalisyonunun çok hızlı biçimde Ursula von der Leyen'i ülkenin ilk kadın Cumhurbaşkanı seçmesi mümkün. Ancak von der Leyen bu göreve seçilirse hangi politikayı, içerik olarak neleri savunup, vatandaşlara aktaracak? Politikacı olarak bu görevi yerine getirmesi gereken Başbakan Merkel bile bunu başaramıyor. Ancak bu olmasa bile durumun nasıl işleyebileceğini söyleyebiliriz: Bir zamanlar birbirlerini çok isteyen, şimdilerde ise mümkün olduğunca ayrı olmayı temenni eden koalisyon ortaklarının ortak amaçlarında ve insanları ikna edebilecek politik konseptlerinde de eksiklikler var."

Alman gazeteleri bugünkü sayılarında hükümetin tasarruf planlarına da geniş yer ayırıyor. Bu bağlamda gündeme gelen önerilerden birisi de zorunlu askerliğin kaldırılması. Bonn'da yayımlanan General-Anzeiger, Savunma Bakanı Karl-Theodor zu Guttenberg'in önerisini şöyle yorumluyor:

"Zorunlu askerliğin, buna yeterince para ayrılamadığı gerekçesiyle kaldırılması önerisi tasarruf yapılması gereken şu zor zamanlarda uygun düşüyor gibi görünse de aslında politik bir korkaklık. Zu Guttenberg konunun uzmanı bir bakan olarak zorunlu askerliği bunca yıldan sonra sadece bütçede tasarrufa gidilmesi gibi bir sebepten kurban vermeme sorumluluğunu hissetmeliydi. Gerçek: Bakanın güvenlik güçlerini farklı biçimde düzenlemek istemesi. Bunu yapmak isterken de zorunlu askerlik ona engel teşkil ediyor."


Berliner Morgenpost ise hükümetin haftasonunda yapacağı 2011 bütçesini ve tasarruf önlemlerini gözden geçireceği toplantıyı değerlendiriyor:

"Haftasonunda tasarruf önlemlerini görüşmek üzere toplanacak hükümet sadece koalisyon için yeni bir başlangıç yapmayı değil, aynı zamanda bütçe politikasındaki değişiklikle yeni bir dönemin başlamasını, yani kredi politikasının sona ermesini istiyor. Toplantıda sadece bazı pragmatik kesinti kararlarının alınması sözkonusu değil. Amaç yapısal bir tasarrufa gitmek değil. Bundan daha da fazlası sözkonusu: Enflasyon tehlikesinin bastırılması, euronun güçlendirilmesi ve bir vizyona sahip olunması. Eğer politikacılar bir perspektif vermeyi ve hedef belirlemeyi başarırlarsa, işte o zaman vatandaşlar da kendilerini kurban etmeye hazır olurlar."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu