1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0306 Presseschau 2

3 Haziran 2011

Bugünkü Avrupa basınının ağırlıklı konuları, EHEC bakterisinin yol açtığı enfeksiyonun giderek yayılmasıyla Alman hükümetinin nükleer santralleri 2022 yılında kapatma kararı.

https://p.dw.com/p/11TYE

Muhafazakâr Fransız gazetesi Le Figaro, Almanya’nın kuzeyinde ortaya çıkan, kısa süre içinde başka ülkelere de sıçrayan EHEC bakterisinin yol açtığı enfeksiyonları masaya yatırıyor. Gazetenin yorumu şöyle:

“EHEC skandalı Avrupa’nın birçok konuda görüş birliği içinde olmadığını gösteren bir örnek. Her ülke kendine göre tavır takınıyor. Almanya ölümcül salatalıklar yüzünden İspanya’yı suçluyor. Elbette ulusal bir sorun olan nükleer enerji ve santraller konusunda Berlin tek başına hareket ederek, nükleer enerjiden vazgeçme kararı aldı. Göç konusunda ise İtalya Fransa ile tartışarak, AB kurallarını ihlâl ediyor. Yunanistan’ın borç krizinde çıkan sürtüşme de cabası. AB’nin yöneticileri, AB Konsey Başkanı Herman von Rompuy, AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, muhtelif cephelerdeki çatlakları kapatmaya hiçbir katkıda bulunmadı.”

İtalya’dan La Stampa ise aynı konuyla ilgili yorumunda, EHEC karşısında Avrupa’nın bocaladığı görüşünü savunuyor:

“Avrupa’yı kasıp kavuran, esrarengiz EHEC salgınını taşımakla suçlanan, Endülüs’ten gelen salatalıklar beraat ettiğinden beri Avrupa’da büyük bir şaşkınlık ve karmaşa hakim. Şimdi bu feci bakterinin kaynağı sıfırdan aranıyor. 2012 yılında dünyanın sonunun geleceğini iddia eden internet sayfaları, kanlı ishale yol açan EHEC bakterisinin bu sonda rol oynayıp oymayacağını soruyor. Henüz bir felaket filminde değilsek de, bu çeşit yeni bulaşıcı hastalıklarla mücadelede izlenen stratejiye daha fazla kafa yorulduğu görülüyor. Antibiyotik benzeri, bu bakteriye karşı etkili olacak mucize bir ilacın geliştirilmesine çalışılıyor. Kesin olan bir nokta var: Her bulaşıcı hastalığa kısa zamanda çare bulunabileceğine inanma devri geride kaldı.

Bir başka Fransız gazetesi, Katolik La Croix ise aynı konuyla ilgili yorumunda, EHEC skandalının Avrupa’da işbirliği ve dayanışmanın ne kadar gerekli olduğunu ortaya çıkardığını yazıyor:

“Bugüne dek kaynağı bilinmeyen bir bakteri ile ortaya çıkan bu tehdit, dayanışma içinde olunması yönünde bir tepkinin ortaya çıkmasını beraberinde getirmeli. Ancak Avrupalılar ne yazık ki bunun tam tersini yapıyorlar. Çok aceleci biçimde, düşüncesizce yöneltilen suçlamalardan sonra ülkeden ülkeye değişen tek taraflı önlemler alındı. Oysa bu kriz sıkı bir işbirliğini zorunlu kılıyor. Alman Risk Değerlendirme Enstitüsü Fransız Gıda Güvenliği Ajansı uzmanlarıyla birlikte bakterinin teşhisi için ortak bir metot geliştirdi. İtalya’da bir laboratuar da bu konuda çalışıyor. Bu, doğru bir yol. Bu işbirliği genişletilmeli. Herkesin başına gelebilecek bu tehdide karşı ihtiyatlı bir seferberlik sağlanması elzemdir.”

Bugünkü gazetelerde yer bulan bir başka konu ise Alman hükümetinin nükleer enerjinin 2022 yılından devre dışı kalması yönürdeki kararı. Danimarka’dan sağ liberal Jyllands-Posten gazetesi bu kararı şöyle değerlendiriyor:

“Almanya Başbakanı Angela Merkel’in nükleer enerji konusunda sergilediği 180 derecelik dönüş, bu enerjinin Almanya’ya ait olmadığını savunan Alman seçmenlerin karşısında kesinlikle diz çökülmesi anlamına geliyor. Aslında bu genel tutum, Fukuşima’daki kaza öncesinde de böyleydi, ama kazayla birlikte güçlendi. Merkel yeniden seçilmek arzusunda. Nükleer santrallerin süresinin uzatılmasında ısrar etmesi, nükleer santraller konusunda hükmünü çoktan veren seçmenin gözünde siyasi intihar olurdu. Almanya aldığı yeni kararın ağır bedelini ilerde ödeyecektir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay