1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

2 Temmuz 2012

Alman iç istihbarat teşkilatı Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın Başkanı Heinz Fromm’un istifası Alman basınının tek yorum konusunu oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/15QDC
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Almanya'nın önde gelen ekonomi gazetesi Handelsblatt, Fromm'un görev süresi dolmadan emekliye ayrılma kararını şöyle değerlendiriyor:

"Heinz Fromm’un istifası çok açık. Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın onurlu Başkanı tüm suçu üstlenmek zorunda kaldı, çünkü muhtemelen onun haberi olmadan bir teşkilat çalışanı Zwickau kentinde ortaya çıkan Neonazi terör hücresi üyelerinin işlediği cinayetlerle ilgili belgeleri imha etti. Tabii Fromm’un İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich tarafından işten çıkarılması dışında her şey, kurumun kimliğine ve özellikle de hukuk devletine telafisi mümkün olmayan zararlar verirdi. Peki ya daha ne gibi sonuçlar ortaya çıkmaya devam edecek? Devlet bütçesindeki para yeterli olmasa bile, kim aşırı sağcılıkla mücadele konusunda tasarruf yaparsa, kesinlikle çok yanlış bir alanda tasarruf yapıyordur."

Stuttgarter Zeitung gazetesinin aynı konuyla ilgili yorumu ise şöyle:

“Baştan beri soruşturmayı yürütenler ile aşırı sağcı gruplar arasında bir takım dostluk ilişkilerinin rol oynayabileceğinden endişe ediliyordu. Ama buna dair şimdiye dek hiçbir kanıta rastlanmamıştı. Ancak önemli belgelerin imha edildiğinin ortaya çıkmasının ardından, bu kaygılar biraz daha güçlenmeye başladı. Bugüne kadar kulağa bir komplo teorisi gibi gelen şeyler, artık doğruluğu mümkün olabilir gerçekler haline gelmeye başladı. İç istihbarat teşkilatındaki görevliler üçlü terör grubunun eylemlerinden haberdar mıydı? Onların yeraltında saklandıkları mekanı biliyorlar mıydı? Neonazi cinayetlerini işleyenlerin çevresinde muhbirler var mıydı? Peki ya şimdi büyük bir hata ya da politik bir skandal ört bas edilmeye mi çalışılıyor?"

Frankfurter Allgemeine gazetesi ise konuyla ilgili şu satırlara yer veriyor.

"Fromm’un sessiz protestosu, Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller Partisi’nin istediği gibi kurumun kendisini ve istihbarat sistemini tartışmaya mı açacak ya da Sol Parti ve muhtemelen de aşırı sağcı NPD’nin de istediği gibi tamamen ortadan kaldırılmasına mı yol açacak, tüm bunlar Kasım ayında ortaya çıkan Neonazi cinayetlerinin yol açtığı şokun beraberinde getirebileceği abartılı sonuçlardan biri olurdu.  Ama şimdi konu, sistem sorunu değil, aksine tıpkı Adalet Bakanı Leutheusser-Schnarrenberger’in de bir kez daha talep ettiği gibi güvenlik kurumunun yeniden yapılandırılması olmalı. Demokratlar arasında  kurumun varlığının gerekliliği konusunda fikir birliği varsa, ama kurum, anayasa ve vatandaşı korumak görevine ters düşen bir tutum sergiliyorsa o zaman Anayasayı Koruma Teşkilatı anlamını yitirir."

Son olarak Frankfurter Rundschau gazetesinden konuya dair bir yoruma yer veriyoruz:

“Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın güven krizi, işte böyle bir meşruiyet krizine dönüşür. Bu krizi de teşkilatın yeni başkanı olması düşünülen Alexander Eisvogel ancak kurum içerisinde bir şeffaflık yaratırsa, personel ve organizasyon konusunda gerekli sonuçları çıkarırsa aşabilir. Şube müdürü tek başına mı hareket etti, yoksa ona yardımcı olanlar da var mıydı? Başka belgeleri de değiştirdi mi? İç istihbarat teşkilatı terör üçlüsü hakkında, bugüne kadar açıklanandan daha fazla bilgiye mi sahipti? Eğer yeni başkan tüm bunları açıklığa kavuşturamaz ve kurumun tek gözü kör imajını değiştiremez ise o zaman bütün kurumun bunun sorumluluğunu üstlenmesi gerekir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir
Editör: Nihat Halıcı