1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0309 Presseschau 2

Nihat Halici3 Eylül 2010

Bugünkü Avrupa basını ağırlıklı olarak Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu'nun, göçmenleri hedef alan açıklamaları yüzünden tepki çeken üye Thilo Sarrazin'in görevinden alınması için harekete geçmesini ele alıyor.

https://p.dw.com/p/P3UZ
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu dün yaptığı toplantıda, göçmenleri aşağılayan açıklamaları ve yazdığı kitapla şu günlerde gündemde olan Thilo Sarrazin'in görevinden alınması için Cumhurbaşkanı'na talepte bulundu. İsviçre'nin Neue Zürcher Zeitung gazetesi konuyu şöyle yorumluyor:

"Merkez Bankası Sarrazin'in göçmenlere karşı ayrımcı sözleri nedeniyle Pazartesi günü bir açıklama yapmış ve alışılmışın dışında sert bir üslup taşıyan açıklamada yönetim kurulunun Sarrazin'in sözleri nedeniyle Banka imajının zedelenmesinden büyük rahatsızlık duyduğu mesajı verilmişti. Gerçekten de Merkez Bankası'nın davranış yönetmeliğinin bir elemanca hiçe sayılması, Yönetim Kurulu'nun bu üyenin görevinden alınması isteğini dile getirmesi için yeterli sayılabilir. Yönetmelik yönetim kurulu üyelerinden, özel hayatları da dahil olmak üzere her zaman Merkez Bankası'nın imajını ve halkın kuruma olan güvenini desteklemeye çaba göstermelerini talep ediyor. Merkez Bankası yönetimi Sarrazin'in sözlerine mesafeli olduğunu belirtse de, bu açıklamaların bankanın itibarına zarar verdiği kanısı hakimdi. Yönetim Kurulu üyelerini Sarrazin'in görevinden alınması için harekete geçmeye de bu sevketti."

Fransız Le Figaro aynı konuyla ilgili yorumunda şu değerlendirmeyi yapıyor:

"Irkçı ifadeleriyle tanınan Thilo Sarrazin, bu kez fazla ileri gitti. Göçmenlerle ilgili tezleri onun Merkez Bankası'ndaki görevine mal oldu. Sarrazin'in Yahudiler'in belirli genlere sahip olduğu ya da Müslüman göçmenlerle ilgili zehirli açıklama ve saldırıları, Almanya'da neonazi partiler dışındaki politik partilerin tamamının kasılmasına, tepki göstermesine neden oldu. Cumhurbaşkanı Christian Wulff, görevden alınması talebini hızla imzalayabilir. Sarrazin skandalı, Merkez Bankası Başkanı Axel Weber'in, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet'in halefi olması şansını da tehlikeye atabilir."

Gazetelerde yer bulan bir başka konu ise İsraille Filistin arasında başlayan doğrudan görüşmeler. Fransız Quest-France gazetesi, Washington'daki görüşmeleri şöyle yorumluyor:

"Ortadoğu'da iyimser olabilmek için günümüzde hiç olmadığı kadar iyi niyete ihtiyaç var. Peki başka bir seçenek var mı? Karamsarlığa teslim olmak, ne Filistin, ne İsrail, ne de Amerikalılar için iyi bir seçenek. Peki ya Avrupa? Müzakere masasında olmamasına tepki göstermemeli. Orada bulunmaması, uluslararası alanda statüsünün acı bir biçimde gerilemesiyle ilgili. Ne ekilirse, o biçilir."

Macaristan'ın Nepszabadsag gazetesi bugünkü sayısında, Amerikan muharip birliklerinin çekilmesinin sonuçlarını mercek altına alıyor:

"Bu savaş diğer savaşlar gibiydi. Asla başlamamalıydı. Saddam Hüseyin eli kanlı bir diktatördü. Ancak ABD eli kanlı bütün diktatörlere savaş açamaz. Eğer Usame bin Ladin 2001 yılında Pakistan-Afganistan sınırındaki Tora-Bora mağarasında yakalansa ya da öldürülseydi, 2003 yılı Mart ayında Irak Savaş'ı büyük olasılıkla başlamazdı. ABD Başkanı Barack Obama şimdi Irak'ta kalan Amerikan askerlerinin çatışmalara katılmayacağını, askerleri eğiten uzmanların da ülkeyi terkedeceğini ve Irak'ın kaderinin artık Iraklıların elinde olduğunu açıkladı. Ancak Irak'ta koşulların şans eseri uyumlu ve yolunda gitmesi, ülkenin başına yeni bir diktatörün gelmesini ve en başa dönülmesini engeller."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu