Avrupa basınından özetler

İtalya’da yayımlanan La Repubblica gazetesi ABD'de iki başkan adayı arasında yapılacak televizyon düellosuna değiniyor. ABD Başkanı Barack Obama ile rakibi Romney’nin yapacağı konuşmanın ülkenin geleceğini etkileyeceği belirtiliyor:

“Bu akşam pekçok şey konusunda belirleyici olabilir. Sadece Barack Obama ile Romney’nin siyasi geleceği değil, ABD’nin önümüzdeki yıllarda ne tür bir toplumsal model oluşturmak istediği konusunda da. Bu, dünyanın geri kalanında da iz bırakacak bir karar olacak. İki adayda vücut bulan sınırlar içinde, iki siyasi kültür arasında bir seçim yapılacak. Muhafakârlar seçimlerin 'özgürlükle ilgili bir referandum' olduğunu söylüyor ve bireysellik ve girişimcilik üzerine kurulu bir Amerika istiyor. Obama ise bir 'yurttaşlık sözleşmesi' ilan ediyor, sınıflar arasındaki farklılıkların azaldığı, gerçek başarıya hep birlikte ulaşılan, ve bu kuralların bankalar için de geçerli olduğu bir toplum modeli öneriyor. Üçüncü bin yıla, aşırı neoliberalizm ile Amerika’nın baştan yeniden şekillendirilmesini savunan sosyal fikirler arasındaki savaş damgasını vuracak.”

Avusturya’nın Der Standard gazetesi yorumunda Gürcistan'da muhalefetin kazandığı parlamento seçimlerini değerlendiriyor:

“Sokak çatışmaları ve siyasi devrimler Gürcistan’da alışılmış olaylar. Demokratik seçimle siyasi gücün el değiştirmesi ve bunun sükunetle gerçekleşmiş olması ülke için – en azından şimdilik – gerçek bir yenilik. Eski Sovyet cumhuriyeti ülkelerinden çok azı bunu başarabildi. Özellikle Gürcistan’ın komşusu Rusya’yı bunların arasına katamayız. Pazartesi günü yapılan parlamento seçimleri ile Gürcistan, AB ile NATO'ya bir adım daha yaklaştı.“

The Times gazetesi İngiltere’nin İşçi Partisi’nin yıllık kongresini yorumuna konu alıyor:

“Parti kongresinin tüm katılımcıları, liderleri Ed Miliband’ın etrafında kenetlendi. Kuşkusuz, bu Miliband'ın işinde en verimli olduğu dönem. Muhafazakârları eleştiren sözleri çoşkuyla alkışlandı. Miliband’ın boy gösterisi bütününde ’Gelecekte bu politikacıyla yola çıkılır!’ izlenimi oluşturdu. Ancak bu izlenim uzun vadede kaçırılmış bir fırsat olabilir. Parti lideri o anda ülkesine, vatandaşların neden İşçi Partisi’ni seçmesi gerektiğini söylemeliydi. Bunu yapmak yerine yaşamayı arzuladığı bir ülkeyi tasavvur etti. Bu gerçek bir iktidar partisinin konsepti olamaz.“

Fransa Başbakanı Jean Marc Ayrault Fransa Ulusal Meclisi'nde yaptığı konuşmada AB’nin hazırladığı Mali Pakt’a ‚evet’ denilmesi çağrısında bulundu. Fransız Libération gazetesi, ülkede Mali Pakt üzerine Salı günü başlayan tartışmaları ele alıyor:

“Başbakan hiç bir riski göze almak istemedi ve kimseyi kızdırmayacak genel ifadelerle yetindi. Ne hükümettekileri ne de meclisteki hükümet çoğunluğunu. Jean Marc Ayrault bölünmelerin yaşanabileceği korkusuyla kendi (AB) vizyonunu unuttu. Cumhurbaşkanı François Hollande’ın gizemli ’dayanışma yoluyla uyum’ sözlerine de açıklık getirmedi. Fransızlar Avrupa’da baş gösteren güçlüklerle bu şekilde mücadeleye girişemezler. AB’ye karşı artan hoşnutsuzluk da bu yolla giderilemez.“

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Deniz Eğilmez

Editör: Beklan Kulaksızoğlu