1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

03.11.2008 - Alman basınından özetler

Derleyen: Murat Çelikkafa3 Kasım 2008

ABD seçimleri, finans kriziyle küresel açlık tehlikesi arasındaki bağlantı ve Hessen eyaletindeki koalisyon hükümeti kurma çalışmaları, 03.11.2008 tarihli Alman gazetelerinin başlıca yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/FmQt

Köln'de yayımlanan Express gazetesinden bir alıntıyla başlıyoruz basın turumuza:

"Beyaz Saray'a talip olanlar arasındaki yarışta görülmemiş bir heyecan yaşanıyor. Gerçi anketlerde Demokrat Partili Barack Obama açık ara önde görünüyor. Ama bu eğilimin doğruluğuna tam olarak da güvenmemek gerekir. Amerikalılar gerçekten de tarihlerinde ilk kez siyahi bir Başkan seçecekler mi? Bu ABD için çok büyük bir adım olur. Zira kağıt üstünde her ne kadar tüm azınlıkların hakları güvence altına alınmış olsa da pratikte durum çoğu kez daha farklı oluyor. Kesin olan şu ki: Bu karizmatik lidere Amerikalıların güvenmeleri ve onu Başkan seçmelerini tüm dünya memnuniyetle karşılayacaktır. Obama, aynı zamanda yeryüzündeki savaşların azalmasının, sosyal adalet anlayışının yaygınlaşmasının ve çevreye daha duyarlı bir yaklaşımın da timsali durumunda."

Koblenz'de çıkan Rhein-Zeitung'un Amerikan seçimlerine dair yorumuysa şöyle:

"ABD'nin uluslararası alandaki itibarini daha önce hiç kimse Bush kadar tahrip etmemişti. Bu açıdan bakıldığında 44'üncü Başkan'ın adının McCain ya da Obama olması pek fark etmiyor aslında. Çünkü ikisi de Bush'dan daha kötü olamaz herhalde. Yeni Başkan'ın önceliklerini hangi konulara vereceği kendi bileceği bir iş. Her halükârda ülkesinin bozulan imajını düzeltmesi, aynı zamanda da karamsarlık içindeki vatandaşlarına da yeniden iyimserliği aşılayabilmesi öncelikli hedefler olmalı. Ama bunları yapabilmesi için de öncelikle mevcut kriz ortamını bertaraf etmesi gerekiyor. Yani Beyaz Saray'ın yeni patronu her şeyden önce bir itfaiye başçavuşu olacak."

Başkent Berlin'de yayımlanan Tageszeitung ise küresel finans kriziyle birlikte unutulmaya yüz tutan açlık tehlikesini gündeme taşıyor.:

"Finans krizi, küresel açlık tehdidini artırıyor. Bunun önü sadece siyasetçilerin hazırladığı kurtarma paketleriyle alınamaz; tarım politikalarında radikal bir değişikliğe gidilmesi gerekir. Tıpkı finans krizinde olduğu gibi bu konuda da özellikle AB'nin sorumluluk alması ve Dünya Ticaret Örgütü'nde yeni bazı kuralların saptanması için önayak olmalıdır. Yeterli miktarda gıda ham maddesinin üretimi güvenceye alınmalı ve gıda ticaretinde âdil koşullar sağlanmalıdır."

Son olarak Almanya iç siyasetine ilişkin bir yorum aktarıyoruz. Hessen eyaletinde Sosyal Demokrat Parti ile Yeşiller'in kuracağı ve Sol Parti tarafından dışarıdan desteklenecek azınlık hükümetinin başkanlığını yapacak Andrea Ypsilanti'nin soyadına atıfta bulunan ve tarîhi bir olayı hatırlatan Kölnische Rundschau'da şu satırlar yeralıyor:

"Prens Aleksandros İpsilantis, 1821 yılında Türklere karşı bir isyan başlatmıştı. Bir özgürlük savaşçısı olarak pek çok sempatizan kazanmıştı. Ancak çok önemli bir hata yaptı: Destekçilerinin gücünü gözünde fazla büyüttü. Neticede isyan Yunanlılar açısından büyük bir hezimetle sonuçlandı. İşte Prens İpsilantis'in soyadını taşıyan Andrea Ypsilanti de şimdi Hessen'de meydan muharebesine hazırlanıyor. Gerçi burada tarih tekerrür etmeyecek ama Sosyal Demokrat Partili politikacı, bu soyadını borçlu olduğu eski eşinin ailesinin başına gelen kıssadan yine de bir hisse almalı: Kılpayı bir çoğunluğa sahipseniz, arkanızdaki ahaliye de yüzde yüz güvenebilmelisiniz."