1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

04.03.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Aydın Üstünel4 Mart 2005

Alman ve Avrupa basınında bugün, Suriye ve Lübnan ekseninde yaşanan gelişmeler, Almanya’da hükümet ve muhalefet partilerin arasında işsizlik ile mücadele konusunda yaşanan tartışmalar dikkat çekiyor.

https://p.dw.com/p/AbrP

Lübnan’daki askerlerini geri çekmesi yönünde Şam yönetimi üzerindeki uluslararası baskı artıyor. Batı dünyasından yapılan sert uyarılardan sonra Suudi Arabistan da Suriye’nin Lübnan’daki birliklerini geri çekmesi yönünde görüş bildirdi. Ortadoğu gündemine damgasını vuran son gelişmeler hakkında Frankfurter Allgemeine Zeitung adlı gazetenin yorumu kısaca şöyle:

“Domino teorisi belki de doğru çıkacak. Lübnan’daki ‘sedir devrimi’, ülke içindeki nüfuzundan vazgeçmeyen Suriye’ye başkaldırıyor ve hükümette değişikliğe yol açıyor. Şam yönetimi ülkesinde rejim değişikliği istemiyorsa, siyasi rotasında radikal bir değişikliğe gitmek zorunda. Mısır’da bu sonbaharda ilk kez halk doğrudan devlet başkanını seçecek, Suudi Arabistan bile sadece yerel seçimler için bile olsa vatandaşlarının sandık başına gitmesine izin verdi. Filistinliler ve Iraklılar da seçim sınavını verdiler. Uluslararası haber kanalları, değişim rüzgarlarını Arap dünyasının en ücra köşesindeki hanelerin ekranlarına kadar taşıyor. Saddam Hüseyin’in devrilmesi ve Irak’taki seçimlerin ardından, uluslararası devletler topluluğu ve yıllardır ülkelerindeki baskıcı rejimlerden bunalan Arap halkı, çoktan vakti gelen değişim için ilk adımları atıyor.”

Lüneburg’da çıkan Landeszeitung da aynı konuya değiniyor:

“Doğu Avrupa’ya özgürlüğü getiren değişim rüzgarları, 15 yıllık gecikmeyle Ortadoğu’ya erişti. ABD yönetimi, ‘Çöl Fırtınası’ stratejisinin ilk meyvelerini topladığını savunuyor. Oysa tüm askeri müdahaleler sadece, birçok ülkedeki tarihi sürecin, bir sonraki kademeye geçmesini, bir derece daha olgunlaşmasını sağladı. Yine de değişim hareketi için arkadan esen rüzgar, karşıdan esen rüzgardan iyidir. Avrupa, şimdi uyanan Ortadoğu’da cesaretini kanıtlamak zorunda. İstikrar yerine demokratikleşmeye öncelik verilmeli ve demokratik seçimlerin yerine göre köktendinci demokrasi karşıtlarını iktidara taşıyabileceği gerçeği kabul edilmeli.”

Hollanda’dan de Volkskrant da, Ortadoğu’daki özgürlük ve demokrasi çabalarını değerlendiriyor:

“Suriye, henüz belli olmayan bir tarihte Lübnan’daki birliklerini geri çekse de, Şam yönetimi paramiliter güçler ve gizli istihbarat görevlileri ile ülkenin dizginlerini elinde tutacaktır. Ayrıca Suriye ile yakın ilişki içinde olan birçok Lübnanlı politikacı bulunuyor. Ülkedeki ayaklanmaya henüz katılmayan Şii nüfusun hangi tarafa destek vereceği de meçhul. Kesin olan tek şey var: Hem Lübnan’da hem de dışa karşı siyasi kültürel duvarları sanılandan daha alçak olan Ortadoğu’da gerçek bağımsızlık, özgürlük ve demokrasi mücadelesi devam edecek.”

Rusya’da yayınlanan Kommersant, Ortadoğu’daki son gelişmelerden yola çıkarak Kremlin’in dış politikasını eleşitiriyor:

“Biz gelecek perspektifi kalmayan rejimlere destek vermek konusunda ilginç bir ihtirasa sahibiz. Bu Miloşeviç’te böyleydi, Saddam Hüseyin’de de, Kuçma’da da aynı. Şimdi Suriye ile yakın ilişki içindeyiz. Şu anki şartlar gözönünde bulundurulursa, daha uygunsuz bir ortak bulmak epey zor.”

Münih’te çıkan Süddeutsche Zeitung, bu sabahki baskısında Atatürk’ün eşi Latife Hanım’ın belgelerini ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, hoşuna gitmeyen karikatürlerin çizerlerine dava açmasını haber sütunlarında ele almış. Gazetenin yorum sütununda ise Almanya’da işsiz sayısının rekor kırarak 5 milyon 200 bini geçmesinin ardından muhalefetteki Hristiyan Birlik partilerinin, federal hükümete, işsizliğe karşı işbirliği çağrısı değerlendirilmiş. Son günlerde karşılıklı açık mektuplar, masaya oturabilmek için dile getirilen talepler, ülkedeki siyasi gündemi belirliyor. Gazetenin bu sabahki yorumunda şu satırlara yer verilmiş:

“Yüksek işsizlik oranı ile devlet harcamaları ve borçlanma, 90’lı yılların ortasından bu yana Almanya’daki siyasi çekişmenin ana gündem maddelerini oluşturuyor. Bu süreç içinde periyodik olarak hükümet ile muhalefet arasında işbirliği önerileri dile getiriliyor. Ancak bazı istisnalar dışında bu girişimlerin tek amacı, karşı tarafın ne kadar isteksiz ve yeteneksiz olduğu konusunda kamuoyunu ikna etmek. Bu işbirliği teklifleri, önemli seçimlerin ne kadar öncesinde yapılırsa da, ciddiyeti ve samimiyeti de o kadar düşük oluyor.”

Kölner Stadt Anzeiger adlı gazete de siyasetçiler arasındaki tartışmalara değiniyor:

“Almanya’da, siyasetten bıkanların oranının artmasına şaşmamak gerek. İstihdam paktı için karşılıklı açık mektuplar yazan liderler, belki de vatandaşların uzlaşma özlemini deşti ve kendileri henüz bu dinamiğin farkında değiller. Siyasetçiler, sürmekte olan mektup trafiğinin, alışılagelmiş politik tellallıktan başka birşey olmadığının ortaya çıkmasıyla oluşacak hayalkırıklığını gözardı etmesinler. Schröder, Merkel, Stoiber ve diğerleri, işsiz sayısı 5 milyon 200 bini geçerken, hiçbir sonuca varamadan kendi yollarına devam etmeyi göze alabilecekler mi?”