04.06.2009 - Alman basınından özetler

ABD Başkanı Barack Obama dün Suudi Arabistan'la başladığı Ortadoğu gezisi çerçevesinde bugün Mısır'da temaslarda bulunuyor. Obama'nın Mısır'da Müslümanlar'a yönelik yapacağı konuşma ve Arap dünyasına vereceği mesajlar, merakla bekleniyor.

Flensburger Tageblatt, Obama'yı zor bir görevin beklediği yorumunu yapıyor:

"ABD Başkanı Obama, Kahire Üniversitesi'nde yapacağı konuşmanın ayarını iyi yapmak zorunda. Bu konuşma ile bir elini dünya genelindeki 1,5 milyar Müslüman'a uzatırken, diğer eliyle de ülkesinin yakın müttefiklerinden İsrail'in yüzüne vurmamalı. Obama, İsrail ve Filistin arasında denge kurulması için yeni bir inisiyatif oluşturulması amacıyla gerekli koşulların sağlanmasına konsantre olacak. Yani ABD Başkanı Obama, ülkesini yeniden ciddi bir arabulucu konumuna getirmeye çalışacak."

Weiden'da yayımlananan Der neue Tag gazetesinin aynı konuyla ilgili yorumu ise şöyle:

"Barack Obama'nın gezisinden beklentiler büyük: Babası Müslüman'dı. Ayrıca çocukluk yıllarında bir süre, halkın çoğunluğunun Müslüman olduğu Endonezya'da yaşadı. Yapılan son kamuoyu yoklamalarına göre Asya'da var olan Amerikan karşıtı eğilime rağmen Obama halk arasında çok popüler. ABD Başkanı bunu Ortadoğu barış sürecinde daha etkili olmak için stratejik açıdan kullanabilir. Arap dünyası bugün Obama'nın, İsrail'in yeni yerleşim yerleri inşa etme politikasına mesafeli yaklaşıp yaklaşmayacağını, yaklaşırsa bunu hangi oranda yapacağını duyacak."

Almanya'da devletin otomotiv devi Opel'in kurtarılması için şirketi devralacak Magna şirketine vermeyi planladığı 1,5 milyar euroluk kredi, zor durumda olan diğer şirketlere umut kaynağı oldu. 50 bin kişiyi istihdam eden perakende devi Arcandor da devletten yardım talep etti. Hamburg'da yayımlanan ekonomi gazetesi Financial Times Deutschland, devletin Arcandor'a yardım etmemesi gerektiği görüşünde:

"Alman Ekonomi Bakanı Karl-Theodor zu Guttenberg, AB'nin Arcandor'a devlet yardımı yapılmasına izin verebileceği yönündeki açıklamalarıyla, bu yöndeki beklentileri artırdı. Ancak bu bir yanılgı. Koşullar kötü ve şirketin kurtarılması için gereken süre çok kısa. Şirket yapısal değişiklikler için yaptığı harcamaların yükünü kendi taşımalı. Eylül ayındaki genel seçimlere hazırlanan politikacılar, Arcandor'dan elini çekmeli. Bu, ölmek üzere olan bir işletmeyi, yaşam destek ünitesine bağlayıp suni olarak hayatta tutmaktan daha iyi bir çözüm."

Bugünkü Alman gazetelerinin yer verdiği bir başka konu ise Çin'de 3-4 Haziran 1989'da çıkan öğrenci ayaklanmasının 20'inci yıldönümü. Lübecker Nachrichten, ayaklanmadan 20 yıl sonra da Çin'in izlediği çizginin değişmediği görüşünü savunuyor:

"Öğrenci protestolarının yıldönümünde umut veren hiçbir gelişme yok. Ayaklanma Çin'de hâlâ tabu konular arasında. Çinli gençler, 20 yıl önce Tiananmen Meydanı'nda neler yaşandığını bilmiyor. Çin'le ticaretin son yıllarda artmasının ülkede değişimi beraberinde getireceği yönündeki görüşün bir yanılgı olduğu görüldü. Kapitalist üretim ve tüketimin hızla artması, özellikle büyük kentlerde Komünist Parti'nin gücünü sarsmaya yetmez. Geçen yıl ülkede düzenlenen, Batılı spor çevrelerinin sorumsuzca alkışladığı ve Pekin'in liberalleşme yönündeki ilerlemesi olarak gördüğü Olimpiyat Oyunları bile taşları yerinden oynatamadı."

Würzburg'da yayımlanan Die Tagespost gazetesinin aynı konuyla ilgili yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

"Çin'de baskı gören kiliseye yardım şart. Pekin yönetiminin, 1989 yılındaki ayaklanmayı yeniden değerlendirip gözden geçirmeye zorlanması, uluslararası devletler topluluğunun da çıkarınadır. Hapisteki öğrenci liderleri serbest bırakılmalı, katliamın sorumluları da yargı önünde hesap vermelidir."

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Murat Çelikkafa