1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

04.08.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Nihat Halıcı4 Ağustos 2006
https://p.dw.com/p/AblX

Ortadoğu’daki çatışmalar ve Ukrayna’daki siyasi değişim, Alman basınında bugün işlenen başlıca konular arasında… Neue Osnabrücker Zeitung gazetesi, Lübnan krizinin perde arkasındaki güçlerini sorguluyor ve savaşta asıl kimlerin kaybettiğini tartışıyor. Gazetenin yorumu, özetle şöyle:

“İsrail ve Hizbullah arasındaki çatışmada kaybedenlerin başında, Lübnanlı siviller geliyor. Kadınıyla erkeğiyle bütün Lübnanlılar, hiçbir katkıda bulunmadıkları bir düşmanlığın hedefi konumundalar. İşin garibi, Hizbullah’ı İsrail’e karşı fişekleyen güçler Lübnanlı bile değil. Kışkırtıcılar, çatışmalardan yüzlerce kilometre uzakta, İran’da ve Suriye’de… Tahran’daki İsrail düşmanları için Lübnanlı sivillerin ölümünün hiçbir önemi yok; onlar, Tahran’ın hedeflerine ulaşmasında sadece bir araç. Bir savaş, daha alçakca yürütülemezdi.“

Düsseldorf’ta yayımlanan Westdeutsche Zeitung gazetesi, Ukrayna’da Viktor Yanukoviç’in iktidara dönüşünü, Batı yanlısı siyasetçilerin yenilgisi olarak değerlendiriyor. Berlin’de yayımlanan Die Tageszeitung, Ukrayna’daki siyasi durumu tahlil eden gazetelerden:

„Başkan Viktor Yuşçenko’nun başbakanlığa Yanukoviç’i getirme kararı, belki pek çok Ukraynalı’yı ürküttü. Yine de bu adımın olumlu yönleri olduğunu kabullenmek gerek. Yanukoviç’in partisi, demokratik şekilde yapılan seçimlerden güçlenerek çıktı. İktidarın, seçmenin tercihiyle değişmesi, tıpkı basın özgürlüğü gibi, genç Ukrayna demokrasisi açısından önemli bir deneyim. Eski Sovyet cumhuriyetlerinin pek çoğunda bu durum hiç de olağan ve doğal karşılanmazken, Ukrayna’nın bu süreci yaşaması, demokratik yapıya güç katacak. Ukrayna’da gayet rahatlıkla koalisyon tartışmaları yürütülürken, Moskova ve Belarus, bu tecrübelerin hayli uzağında.“

Nürnberg’de yayımlanan Nürnberger Zeitung gazetesi, Batının Turuncu Devrimi abarttığını yazıyor:

„Turuncu Devrimin liderlerini hayranlıkla izlerken önemli bir ayrıntıyı gözden kaçırdık: Devrimi, halk hareketi denmesine rağmen, aslında halkın geniş kesiminden kopuk bir grup başarıya ulaştırdı. Özellikle Rusya ile tarihi, dini ve kültürel bakımdan yakın bağları bulunan, ülkenin doğusu, devlet başkanı Yuşçenko’nun Batı yanlısı çizgisine baştan beri kuşkuyla yaklaştı. Yuşçenko’nun siyaseten iflası, Turuncu Devrimin de sonunu getirdi.“