1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

3 Ekim 2012

Bugünkü Alman basınında, iki Almanya’nın birleşmesi ve sünnet yasağına ilişkin tartışmalar ağırlıklı olarak ele alınan konular arasında.

https://p.dw.com/p/16JSF
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Doğu ve Batı Almanya, 3 Ekim 1990 tarihinde resmen birleşti. Birleşme, her yıl olduğu gibi bu yıl da çeşitli törenlerle anıldı. Berlin merkezli Tagesspiegel törenlerde yapılan konuşmalar ışığında piyasaları eleştiriyor:

“Eğer güven Avrupa’nın onsuz idare edemeyeceği tek değer ise hukuk devleti ilkesi ve demokrasi de üzerine kurulduğu temellerdir. Bu nedenle Sosyal Demokrat Klaus Wowereit ve Hrıstiyan Demokrat Norbert Lammert’in konuşmalarında aynı uyarılarda bulunmaları bir tesadüf değil tam aksine mantıklı bir sonuçtur: Bu Avrupa, parlamentolar yerine piyasaların yönetimde olduğu ve ekonomik hesapların hukuktan önce geldiği bir yer olamaz. Bu, sadece Avrupa için değil yeniden mutlu bir şekilde birleşen Almanya için de geçerli olduğundan 3 Ekim, bunu hatırlatmak için doğru bir tarihti.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung, yorum sütunlarında aynı konuyla ilgili şu değerlendirmede bulunuyor:

“Almanya ve Avrupa hakkında yeni hikâyeler duymak isteyenler, Almanya’nın birleşme gününde şikâyet edecek bir şey bulamadılar. Zira Almanlar güne Bavyera aksanıyla yapılan eyaletler sistemi vurgusuyla başladı, öğlen konuşulan konu Avrupa olurken akşam televizyonda Uwe Tellkamp’ın kitabından uyarlanan ‘Kule’ adlı film vardı. Bu tablo herkesin hoşuna giderdi gitmesine tabii eğer Federal Meclis Başkanı Norbert Lammert’in Münih’teki konuşmasında dile getirdiği izlenim egemen olmasaydı: ‘Mevzu para, borçlar, bunların ödenmesi, yapılandırılması, kapsamı...' Lammert bu sözleriyle Avrupa’yı kast etti ancak Almanya, eyaletleri ve belediyelerinde de durum farklı değil. Çünkü eyalet sisteminin o kadar da şiirsel olmayan bir yanı da var: Alman malî anayasası ve eyaletler malî dengesi…”

Süddeutsche Zeitung gazetesi ise yorumunda Almanya’nın birleşmesinden yola çıkarak, Avrupalılık bilinci konusunda bir değerlendirme yapıyor:

“Protestan ilahiyatçı Dietrich Bonhoeffer, bir keresinde şunu dile getirmişti: ‘Arabacı sarhoşsa, tekerleği tekerlek göbeğine geçirmek sorumluluk icabıdır.’ Bu, Avrupa ekonomi ve finans piyasalarındaki durumu oldukça iyi betimliyor. Tekerlekler yanlış yöne dönmüş durumda. Küçük insanların üzerinden geçiyor. Artık tekerleği göbeğine yerleştirme zamanıdır. Bankaları denetim altına alma programı bu proje için bir başlangıç olabilir. Avrupa’daki insanlar Avrupa’nın onlara zarar verdiğini değil yardımcı olduğunu hissetmelidir. Gençler güçleri değerlendirilip, yaşlılar da güçten düştükleri halde temel güvence altına alınınca, Avrupa bir vatan olacaktır. Avrupa’nın geleceğe yönelik bir hareket planına, bir düşünce ve rota değişikliğine ihtiyacı var.”

Mannheimer Morgen gazetesi ise yorum sütunlarında Federal Alman hükümetinin çocukların sünnet edilmesini düzenleyen yasa tasarısını ele alıyor:

“Özellikle Almanya'nın Yahudi ve Müslümanların sünnetini cezaî işleme tabi tutan dünyadaki ilk demokratik ülke olup olmayacağı bu kadar uzun tartışılmamalıydı. Ancak ne yazık ki çok farklı gerekçelerle, şamatalı bir öfke ittifakı ortaya çıktı. Bugün gittikçe artan oranda, etrafında olup bitenleri göremeyecek kadar misyonunun doğruluğuna inanan, dünyayı daha iyi hale getirme sevdalısı insanlarla karşılaşıyoruz. Binlerce yıllık dinî törene imkân tanıyacak yasa, bir an önce hayata geçirilmelidir. Umarız, öfke ittifakı aldığı yenilgiye razı olur.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Sezen

Editör: Ercan Coşkun