05.01.2007 - Alman basınından özetler...

Süddeutsche Zeitung, yeni Amerikan Kongresi’ne büyük umut bağlıyor ve şunları yazıyor: “Cunhuriyetçi yılların aşırılıkları durdurulacak. Bütçe açığı, seçim bölgesi hediyeleri, karanlık harcama yasaları... Başkan’ın yine para için mücadele etmesi gerekiyor ve birdenbire tasarruf komiseri gibi davranmaya başlıyor.”

Gazetenin bahsettiği ABD Başkanı George Bush, dün Washington’da Avrupa Birliği dönem başkanı sıfatıyla Beyaz Saray’a gelen Alman Başbakanı Angela Merkel’le de görüşerek, onun kendisine yaptığı Ortadoğu’da aktifleşme çağrısını dinledi. Berliner Zeitung bu konuda şu yorumu yapıyor: “Dünyanın hala en güçlü adamı tarih kitaplarında sadece savaş başkanı olarak anılmak istemiyorsa, Avrupa’nın şefi karşısında hızla geri adım atar. Çünkü Bush’un dış politikada başarıya, Alman Başbakanı’ndan daha fazla ihtiyacı var.

Frankfurter Allgemeine Zeitung ise bugün, Irak Başbakanı Nuri El Maliki’nin bir dönem daha hükümetin başında kalmak istemediğini açıklamasını yorumluyor ve Maliki’nin bilançosunun zayıf olduğunu, ama ülkeye istikrar gelmesi için ulusal birlik ve güçlü bir merkezi hükümete ihtiyaç olduğunu vurguluyor: “Ne biri ne de öteki var; olamaz da. Fakat yeni kurumlardan vazgeçilmemeli. Bu Washington için de geçerli. Amerika’nın çekilmesi, tümden çöküş için verilen bir sinyal olur.”

Bugün Tagesspiegel gazetesinde yayımlanan bir röportajda Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının Kuzey Kıbrıs’la Birlik arasında doğrudan ticareti olanaklı kılacak bir anlaşma hazırlayacağını hatırlatıyor ve Kıbrıslı Rumları uyarıyor. “Tüm üye devletlerin, bu arada Kıbrıs’ın da, verdiği sözü tutmaya hazır olması gerekiyor” diyen Asselborn, Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyeti’ni Birleşmiş Milletler çerçevesinde kapsamlı bir çözüm bulunması için katkıda bulunmaya çağırıyor.

Yine Tagesspiegel gazetesi, Almanya’daki Sol Parti ile Ermeni diasporası arasında patlak veren kavgaya da değiniyor. Gazete, partinin Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Bodo Ramelow’un, “o dönemdeki tüm olayların objektif, her iki tarafın da anlayabileceği şekilde açıklıpa kavuşturulması lazım. Bu ancak birlikte olur” dediğini aktarıyor. Ramelow, Almanya’daki Ermeni Merkez Konseyi’ni bu tür girişimleri tabu haline getirmekle suçluyor.