1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

05.05.2011 - Alman basınından özetler

5 Mayıs 2011

Almanya Başbakanı Merkel'in yoğun eleştirilere neden olan Bin Ladin açıklaması ve AB'nin ortak mülteci politikası, Alman basınında öne çıkan konuları oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/119Hl


Der neue Tag adlı gazete, Başbakan Merkel’ın genel yaklaşımına dikkat edildiğinde, bir dil sürçmesinin söz konusu olmadığının daha iyi anlaşılacağını belirtiyor ve yorumuna şöyle devam ediyor:

“Başbakan Merkel konuşmasının başka bir yerinde de Bin Ladin’in öldürülmesini ‘başarı' olarak nitelendiriyor ve hatta günahlarının bedelini ödediğinden bile sözediyor. Bu görüşler, birçok vatandaşın hissiyatına tercüman olabilir. Ne var ki bir insanın ölümünden sevinç duyduğunu söylemesi yine de yakışık almıyor. Nitekim kilise temsilcileri de haklı olarak başbakanın, başında 'Hrıstiyan' ibaresi bulunan bir siyasi partinin lideri olduğuna işaret ediyorlar.”

Reutlinger General-Anzeiger gazetesinin yorumu da benzer eleştiriler içeriyor:

“Belki birçokları, bir numaralı terörist Bin Ladin’in öldüğünü duyduğunda içten içe sevinmiştir. Ama Angela Merkel herhangi biri değil! Bir hukuk devleti olan Almanya’nın ikinci sıradaki temsilcisidir. Ve bu sıfatla kamuoyunun önünde linç hukukunu savunur ifadeler kullanmıştır. Dünya bugün Bin Ladin’in ölümü öncesindeki dönemden bir parça daha güvenli duruma gelmiş olsa bile, bu tür ifadeler Almanya Başbakanı’na uygun düşmüyor.”

Münchner Merkur gazetesi, ‘Başbakan’ın kullandığı ifadeler üzerinde düşündükçe, insanın içi daha fazla daralıyor’ diyor ve ekliyor:

“Terörist başı zarif duygular hakettiğinden dolayı değil; başbakanın bir ‘Hrıstiyan’ partisinin lideri olduğu ve bu nedenle de kendisini merhamet duygularına adamış olması gerektiğinden dolayı… Ayrıca içindeki duyguları milyonlarca izleyici önünde dışa vurmak suretiyle, kültürümüzü sembolize eden, onur duyduğumuz değerleri de kamuoyu önünde ayaklar altına almış olduğu için. Merkel’ın muhtemelen kasten yapmadığı bu hataya ilişkin tartışma birilerine fazla akademik gelebilir. Ama bu tartışma, kendimize gelmemiz için anlamlı bir girişimdir, ayrıca İslam Dünyası’na değerlerimizi sergilemek açısından da iyi bir fırsattır.”

Neue Osnabrücker Zeitung ise farklı görüşte. Gazete, Bin Ladin’in ortadan kaldırılmış olmasına, Hamas ve başka köktendinci İslamcılar dışında hemen hemen tüm dünyanın sevindiğini, sadece Almanya’da eleştiri fırtınası yaşandığını belirtiyor. Yorumda şu görüşlere yer veriliyor:

“Başbakan, ABD'nin başarısından sevinç duydu diye, ona ‘Ortaçağ görüşlü, Hrıstiyanlıktan uzak, uluslararası hukuka karşı’ gibi eleştiriler yöneltiliyor. Kimsenin alkış tutması gerekmiyor; ama kitlesel cinayetler işlemiş birinin ortadan kaldırılmasına onay vermek neden etik olmasın ki? 10 yıllık takip sonucunda Amerikan özel timleri riskli bir askerî operasyonu başarı ile sonuçlandırdı. Eleştirilerde dile getirildiği üzere, bu bir intikam operasyonu değildi. Burada sadece, teröre yanıt olmak üzere BM kararlarının onayladığı şey hayata geçirilmiştir.”

Saarbrücker Zeitung gazetesinden seçtiğimiz yorumda ise farklı bir konuya, AB'nin mülteciler ve sığınma politikalarına değiniliyor:

“Tunuslu mültecilerle birlikte Lampedusa adasında ortaya çıkan sorun, AB’nin sınırlarının herkese açık olması değildir. Sorun, AB’nin ortak bir sığınma ve göç hukuku olmamasından kaynaklanıyor. Oysa ki tam da şu anda, özellikle İtalya’nın Kuzey Afrika’dan gelen göç dalgasının büyük külfetinden kurtarılması için böyle bir ortak uygulamaya gerek duyuluyordu. Bu konuda takınılacak tavır konusunda önümüzdeki hafta karar verecek olan AB içişleri bakanları, İtalyanlar ile Fransızların sürekli yaygaralarından etkilenmezler ve sığınma hukuku konusunda nihayet bir ilerleme kaydederlerse çok hayırlı bir iş yapmış olacaklardır.”

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Murat Çelikkafa