1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

05.07.2011 - Alman basınından özetler

5 Temmuz 2011

Yunanistan kriziyle birlikte yeniden odak noktasına gelen kredi derecelendirme kuruluşları ve Almanya'nın Suudilere tank satışı, bugünkü Alman gazetelerinde öne çıkan başlıca yorum konuları.

https://p.dw.com/p/11ozj

Süddeutsche Zeitung, “Tanrı bir Amerikalı kredi derecelendirme kuruluşu olsa gerek; yoksa 17 tane demokratik hükümetin, bu ajanslardan birinin Yunanistan konusunda görüş açıklamasına endişe içinde, tırnaklarını yiyerek tepki göstermesi başka türlü açıklanamaz” diyor ve ekliyor:

“Seçkin Euro Kulübü’ne bağlı politikacılar enselerine inecek giyotine adeta hipnotize edilmiş gibi bakıyorlar ve giyotinden kurtulmayı ümit ediyorlar. Ne var ki, vatandaşlarının çıkarlarını savunmakla yükümlü hükümetlerin, kendi özel çıkarlarını korumakla yükümlü işletmelerin görüşlerine boyun eğmeme, onların yaydıkları korku senaryolarına inanmama zamanı da artık gelmiştir.”

Dresdner Zeitung da aynı konudaki yorumunda, merkezleri ABD’de bulunan üç büyük özel kredi derecelendirme kuruluşunun tek bir cümle ile işletmelerin ya da devletlerin kaderini belirleyebildiğine dikkat çekiyor ve bunun, gücün tek elde toplanması anlamına geldiğini vurguluyor. Yorumun devamında şu görüşlere yer veriliyor:

“Bu kredi derecelendirme kuruluşlarından biri olan Standart & Poor’s'un Yunan devlet tahvilleri için öngörülen gönüllü borç ertelemesinin aslında ülkenin ödeme yapamayacak durumunu gösterdiğini açıklaması da bu tek elde toplanmış gücün kanıtıdır. Ancak, kredi derecelendirme kuruluşlarına ilişkin hoşnutsuzluk ne kadar artarsa artsın, bu, Avrupalı politikacıları Yunanistan’daki krize kalıcı çözüm arama konusundaki sorumluluklarından kurtarmaz. Standart & Poors’un tavrı, krizin çözümüne özel bankaların katılımı gibi bir göz boyama yöntemi yerine, Yunan ekonomisi için yeniden yapılanma programlarını tartışmanın daha doğru yol olacağına ilişkin bir ikaz olarak da anlaşılabilir.”

Frankfurter Rundschau gazetesinin yorumu ise Almanya’nın Suudi Arabistan’a yapmak istediği tank satışları nedeniyle yeniden alevlenen tartışma ile ilgili. Gazetenin yorumu şöyle:

“Libya’nın eli kanlı lideri Muammer Kaddafi’nin zor kullanılarak koltuğundan indirilmesi doğrultusundaki BM oylamasında ret oyu kullanan aynı Dışişleri Bakanı, şimdi 200 adet Leopar II tipi tankın Suudi Arabistan’a satılmasına gizliden yeşil ışık yakıyor. Almanya'da iktidardaki muhafazakâr-liberal koalisyon hükümeti, bu yöndeki kararının arkasında duracağına ve kararın gerekçesini açıklayacağına, bir sır küpüne dönüşüyor. İzlenen bu politikanın değerler ve prensiplerle bir ilgisi yoktur, olsa olsa iki yüzlü bir politikadır!”

Almanya'nın güneyindeki Konstanz kentide yayımlanan Südkurier gazetesi de aynı konudaki yorumunda, “Suudiler, Alman tanklarına ilgi gösteriyorlarsa, bunun belli bir nedeni var. Arap dünyası çalkantılar içinde ve despotların koltukları sallanmakta” diyor. Yorumun devamında şu satırlar göze çarpıyor:

“Suriye ve Libya’da despotlar, askerleri halkın üzerine sürmekten çekinmiyorlar. Suudi Arabistan’daki Krallık da bu konuda çok vicdan sahibi sayılmaz. Suudi ordusuna bağlı askerler, komşu Bahreyn’deki gösterilerin bastırılmasında aktif rol oynamıştı. Alman hükümeti bu girişimleri hem konuşmalarında, hem de resmî açıklamalarda -haklı olarak- kınadı. Şimdi sırada bu sarfedilen sözlerin uygulamaya geçerilmesi bulunuyor. Ne var ki hükümeti oluşturan Hristiyan Birlik Partileri ile Hür Demokratlar, Ortadoğu’dan gelen taleplere açıkça hayır diyeceği yerde, kararsızlık içinde kıvranıyor. Bu, utanılacak bir durum!”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Murat Çelikkafa