05.08.2009 - Alman basınından özetler

Neue Osnabrücker Zeitung'dan aktaracağımız ve Filistinliler arasındaki kamplaşmanın konu edildiği bir yorumla başlıyoruz basın turumuza:

“El Fetih’in 20 yıl arayla parti kongresi tartiplemesi, demokrasi anlayışının ne kadar kıt olduğunu gösterir. Özerk yönetim başkanı Mahmud Abbas, bu geleneği yıkmak ve yeni bir başlangıç denemek istiyor. Son derece zaruri olan bu adımı atmakta geç kalmış da olabilir. El Fetih, Filistinliler arasındaki en güçlü siyasi akım olma özelliğini daha Arafat ölmeden önce kaybetmişti. Halefleri, yolsuzluk, kötü idare ve beceriksizliği ortadan kaldıramadıkları için kendilerine yardım eden Avrupa ve ABD’yi kızdırdılar. El Fetih, bunun faturasını Hamas’ın en güçlü siyasi grup olarak çıktığı son parlamento seçiminde ödedi. Mahmud Abbas sağduyulu bir lider. Ama Filistinlileri birleştiremeyecek kadar da zayıf.”

Berlin merkezli Tageszeitung ise aynı konuda şu satırlara yer vermiş:

“Gecikmeli de olsa El Fetih'in genel kongre yapması iyidir. Dünyevî politikacılar, hareketi yenilemeye ve yolsuzluk batağından kurtarmaya çalışıyorlar. İç reformların ele alındığı kongrede İsrail aleyhtarı militan beyanatların yapılması, paniğe kapılmak için neden değildir. Hamas’ın Gazze Şeridi’nde iktidara gelmesinden sonra El Fetih, Batı Şeria’da silahları bıraktı. Yeniden silaha sarılması büyük hata olur. Hele, ABD Başkanı’nın kan dökmeden Filistinlilere Batı Şeria yönetiminden daha fazlasını kazandırabileceği bir dönemde. El Fetih, ondan bu fırsatı esirgemeyecektir.”

Frankfurter Rundschau gazetesi eski ABD Başkanı Bill Clinton’un Kuzey Kore Devlet Bşkanı Kim Jong İl ile yaptığı buluşmayı şöyle değerlendiriyor:

“Kim Jong İl kendini yine galip hissedebilir. Kuzey Kore diktatörü rehin alma politikasıyla kendini zorla ziyaret ettirdi. Bill Clinton ne kadar kul köle gibi görünmemeye gayret etse de Kuzey Kore halkında, eski ABD Başkanı’nın ‘sevgili liderlerini’ takdir ve şükranla ziyaret ettiği izlenimi uyanacaktır. Clinton'un, rehin alınan Amerikalı gazetecilerle birlikte K.Kore'den ayrılması, Kim Jong İl kadar Clinton için de bir başarıdır. Ziyaret resmi özellik taşımasa da eski başkan, eşinin 'altılı ya da ikili görüşmelere yeniden başlanması' şeklindeki önerisini komünist lidere iletme fırsatını bulmuştur.”

Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel'den aktaracağımız yorumun konusu, eski Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliği görevine başlaması:

“Bir NATO Genel Sekreteri’nin göreve böylesine amirane bir şekilde başladığı enderdir. Daha Rasmussen görevi devralmadan da somut hedeflerinin olduğu belliydi. Hem Taliban'ın ılımlı kanadıyla diyalog başlatılmasını hem de Afganistan’a daha fazla asker sevkedilmesini istiyor. Yeni genel sekreterin mesajı şu: Afganistan savaşı, tarihe '21'inci yüzyılın meselelerini çözmekten aciz bir askerî ittifakın öyküsü' olarak geçmemeli. Rasmussen, neyin acilen yapılması gerektiğini ve hedefe nasıl varılabileceğini algılama yeteneğine sahip. Rasmussen’in ikili NATO stratejisi, ilkelerinden ayrılmadan karşısındakine kulak vermeye hazır olmak şeklinde özetlenebilir.”

Bonn’da yayımlanan General-Anzeiger gazetesinin, Alman gençleri arasındaki aşırı alkol tüketimi alışkanlığını konu alan yorumuyla basın özetlerine son veriyoruz:

“Gençlerin, belki gerekli de olan 'sınırlarını sınama merakı' en etkili aydınlatma çalışmasıyla da önlenemez. Ebeveyni üzse de uyuşturucu, çoğu zaman bu meraka dahildir. Önemli olan aşırı ve sürekli istismar karşısında gençleri uyarmaktır. Alkolün sadece bedene değil, sosyal çevreye de zarar verdiği onlara anlatılmalıdır. Başta çocukları olmak üzere alkoliklerin yakınları bunun ne demek olduğunu bilir.”

Derleyen: Ahmet Günaltay

Editör: Murat Çelikkafa