1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

05.11.2003 - Alman basınından özetler

Derleyen: Murad Bayraktar5 Kasım 2003
https://p.dw.com/p/Abwl
Almanya’da yayınlanan haftalık Der Spiegel dergisi ile Birinci Alman Televizyonu ARD’nin internet sitelerinde yer alan iki röportaj göze çarpıyor. Avrupa Birliği Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Günther Verheugen ile yapılan bu söyleşilerin konusu, Türkiye’nin Avrupa Birliği yolunda attığı adımlar. Verheugen Der Spiegel dergisinin internet sitesinde yayınlanan röportajda şunları söylüyor:

"Özellikle 11 Eylül'den sonra Türkiye’nin AB'ye tam üye olarak kabul edilmesi yönündeki görüşler giderek çoğaldı. Bunun çok basit bir nedeni var. Artık İslam dünyası ile batılı demokrasiler arasında bir köprü kurmamız gerektiği anlaşılmış durumda. AB Komisyonu, Türkiye’de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki hükümetin etkileyici reform temposunu övgüyle karşılamaktadır. Bu reformlar yasalara yansıyor, ancak uygulamaya konulmuyor. Bunu İlerleme Raporu’nda da vurguluyoruz. İşkence devam ediyor. İfade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri hürriyetinin sağlanması gerekiyor. Türkler'e uzun zamandır şunu söylüyorum: Önce hapishanelerinizde yatan düşünce suçlularını salıverin. Hapishanelerinde düşünce suçlusu yatan bir ülke Avrupa Birliği ülkesi olamaz!"

Günther Verheugen, Alman Birinci Televizyonu ARD’nin internet sitesinde yer alan röportajda ise Türkiye’deki tutucu güçlerin, Avrupa Birliği yolunda süren ilerleyişe set çekmek istediğini belirtiyor. Söyleşide Verheugen, "Türkiye’de şüphesiz hızlı bir refom süreci yaşanıyor. Ama asıl sorun devlet yapısı içinde hüküm süren bazı tutucu güçler. Bunlar Türkiye’den talep ettiğimiz siyasi ve ekonomik değişiklilerin yapılmasına ve uygulanmasına engel oluyorlar" diyor. Verheugen söyleşide Kıbrıs ile ilgili olarak da şunları söylüyor:

"Kıbrıs konusunu ayrı değerlendimek lazım. Avrupa Birliği bu konuda Türkiye’nin yapıcı bir adım atmasını bekliyor. Sonunda kalkıp da ‘Hadi artık, Türkler bu Kıbrıs konusunu halletsin, biz de siyasi kriterler konusunda biraz esneklik gösterelim’ demeyeceğiz tabii ki. Böyle bir pazarlık asla ve asla yapılmayacak."

İsviçre’de yayınlanan ve uluslararası siyasi gelişmeler konusundaki yorumları ile tanınan Neue Zürcher Zeitung gazetesinde, Almanya’nın eski savunma bakanlarından biri olan Volker Rühe imzasıyla yayınlanan yorumun konusu da Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği. Volker Rühe, genelde Türkiye’nin Avrupa Birliği sıcak bakmayan ana muhalefet Hristiyan Birlik partisinin Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. Rühe’nin satırlarından bazı alıntılar:

“Avrupa’nın modern bir Türkiye’ye ihtiyacı var. Türkiye Cumhuriyeti’nin AB'ye katılımı her iki tarafın da çıkarları açısından önemlidir. Türkiye Irak, İran ve Suriye’nin komşusu olarak Ortadoğu ve çevresinde istikrar sağlanması açısından da büyük bir öneme sahiptir. AB çeşitli zirvelerde Türkiye’ye üyelik perspektifi sağlamıştır. Şimdi görev Türkiye’de. Türkiye’nin iyi bir yolda olduğunu, hükümetin ve parlamentonun son aylarda karara bağladığı reformlarda görüyoruz. Ancak AB'nin Türkiye konusunda vereceği karar çıkarılan yasalara değil, yasaların uygulamasına bağlı olacak. Yüzünü AB'ye çeviren bir Türkiye, ülkede yaşayan Kürtler'in de siyasi ve kültürel olarak kendilerini geliştirmelerine izin vermeli. Türkiye ve AB bu zorlu süreci birlikte başarıyla sonuçlandırabilirse bu sadece Türkiye için değil, AB için de önemli bir başarı olacaktır. Türkiye’ye AB üyeliği için sunulacak bir perspektif, AB için de Ortadoğu ve çevresinde istikrar perspektifi anlamına gelecektir.”

Kısa adı KSK olan ve Alman ordusunun yurtdışındaki operasyonlarında görevlendirilen Özel Komando Timleri’nin komutanı Tuğgeneral Reinhard Günzel dün Federal Savunma Bakanı Peter Struck tarafından görevinden alındı. Günzel, yaptığı bir konuşmada yahudileri ağır bir dille suçlayan Hristiyan Demokrat Birlik Partili Martin Hohmann’a bir mektup göndermiş ve sözkonusu konuşmayı övmüştü. Almanya’da yayınlanan bütün gazeteler bugün bu konuya geniş yer vermiş. Berliner Kurier gazetesinin konuyla ilgili yorumu şöyle:

“Alman ordusunda bir zerre dahi Yahudi düşmanlığına izin verilmemeli. Bu kaideyi içine sindiremeyen bir generalin böyle bir orduda yeri yoktur, giydiği o üniformayı derhal çıkarmalıdır. Savunma Bakanı Peter Struck Almanya’nın zarar görmemesi için hızlı davrandı. Bu kadar önemli bir komutanı görevden almak kolay değil tabii ki. Struck bu kararı ile cesur ve kuvvetli olduğunu gösterdi.”

Münih’te yayınlanan Süddeutsche Zeitung gazetesi de konuya şöyle bir bakış açısı getirmiş:

“Bir hukuk devletinde düşünce ve ifade özgürlüğü halkın kışkırtılmaya çalışıldığı noktada biter. Ancak Günzel-Hohmann skandalından çıkartılması gereken tek ders bu değil. Günzel’in övdüğü konuşmanın sahibi Hristiyan Demokrat Birlik partili Martin Hohmann’ın derhal partinin meclis grubundan atılmalı. Hohmann tehlikeli ve aptalca konuşarak partiye de leke sürmüş oldu. Ama Savunma Bakanı Peter Struck’un gösterdiği cesareti Hristiyan Demokrat Birlik Genel Başkanı Angela Merkel gösteremedi."