1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

05.12.2003 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Murad Bayrakdar5 Aralık 2003
https://p.dw.com/p/AbwQ

Alman basınında bugün gündemdeki birçok konuda farklı farklı değerlendirmeler var. Osnabrück’de yayınlanan Neue Osnabrücker Zeitung gazetesi, Irak savaşı ile ilgili olarak ABD ile anlaşmazlığa düşen Fransa ve Almanya’nın bu konuda artık geri adım atmak zorunda kalabileceğine dikkat çekiyor:

“Nazları her ne kadar devam etse de Almanya ve Fransa da en azından NATO çerçevesinde, eninde sonunda Irak’ta daha fazla görev üstlenmek zorunda kalacaklardır. Bu görevin askeri birlikler şeklinde gerçekleşmesi de gerekmiyor. Maddi ya da lojistik destek de olabilir. Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın Brüksel’de verdiği mesaj çok açık ve net: Irak’taki yükü Washington yönetimi artık tek başına taşıyamıyor. Irak’taki bu yük farklı farklı omuzlara dağıtılmadıkça ülkedeki kargaşa, kaos ortamına dönüşecek ve Irak adeta uluslararası terörün yuvası haline gelecek. Şimdi Irak’ta istikrarı sağlamak herkesin görevi. Ama NATO için bu adet haline gelmese iyi olur. Çünkü bugün ittifak desteğini isteyenler Irak’a saldırmadan kimseye sormaya ihtiyaç duymadılar.”

Berlin’de yayınlanan Neues Deutschland gazetesi de ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell’ın Brüksel’deki ziyaretine değinmiş. Gazete yorumunda, Avrupa Birliği’nin geliştirmek istediği ortak savunma stratejisinin Amerikan hükümetini rahatsız ettiğini yazıyor ve şöyle devam ediyor:

“Avrupa’daki müttefiklerinin hazırladıkları ortak savunma planlarının Colin Powell’ın hoşuna gittiği söylenemez. Washington yönetimi, Avrupa Birliği’nin ABD'den bağımsız bir savunma yapısına kavuşmasını kesinlikle kabullenmek istemiyor. Amerikan yönetimi Avrupa’nın askeri gücünü arttırmasını istiyor ama bu gücü bir bakıma sadece ABD'nin daha keskin bir kılıcı haline gelmesini istiyor. Halbuki Avrupalılar artık tehlike gördükleri yerde kendileri müdahale etmek istiyorlar. Her ne olursa olsun, hangi strateji ön plana çıkarsa çıksın, asıl önemli olan anlaşmazlıkların sivil ve barışçıl yollardan giderilmesini sağlayacak ve çatışmaları önleyecek başarılı bir barış politikası.”

Başbakan Gerhard Schröder Çin Halk Cumhuriyeti’nden sonra gittiği Kazakistan’daki temaslarını da tamamladı, ama Schröder’in Çin’deki görüşmeleri ve söyledikleri bugün hala gazetelerde yankılanıyor. Hamburger Abendblatt gazetesi bugün bu konuda şu değerlendirmeyi okurlarına aktarıyor:

“Schröder, Hanau’daki eski plütonyum fabrikasını Çin’e satmanın yanlış olmayacağını, buna karşı çıkanların konuyu abarttığını söylüyor. Pes doğrusu. Hessen eyaletinde zamanında Yeşiller de sosyal demokratlar da bu fabrikaya söylemediklerini bırakmadılar. Şimdi bu tür konularda dünyaları yıkan ve etrafı karıştıran Yeşiller’in sesleri sedaları kesildi. Anlaşılan bu tezat ve çifte standart tutumlarının farkındalar. Bu fabrikanın satışı Schröder hükümetine pahalıya patlayacak çünkü Sosyal Demokrat-Yeşiller koalisyonu birkez daha inandırıcılığını yitirecek.”

Bugün Alman gazetelerinin birinci sayfadan verdikleri haberler arasında ayrıca Münih’te tutuklanan radikal dinci terör zanlısı ile ilgili gelişmeler yer alıyor. Bunun dışında Türkiye’deki terör olaylarının ardından başlayan ‘İslami terör’ tartışması ile ilgili haberler dikkat çekiyor. Ayrıca bugün Almanya’da eyaletlerin temsil edildiği Federal Konsey ile Federal Parlamento arasındaki Uzlaşma Komisyonu’nda eye alınan göç yasasına da geniş yer verilmiş.

Die Welt gazetesi bu bağlamda Bayvera Eyaleti İçişleri Bakanı Günther Beckstein’la yaptığı bir söyleşiyi yayınlamış. Beckstein sözkonusu söyleşide koalisyonun küçük ortağı Yeşiller’in tutumlarını değiştirmedikleri sürece uzlaşma görüşmelerinin başarılı olamayacağını belirtiyor.