1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

05.12.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Yeşim Kasap5 Aralık 2005
https://p.dw.com/p/AboH

Yeni bir haftaya başlarken, Avrupa gazetlerinde belli başlı birkaç konunun öne çıktığı görülüyor. CIA’in terör zanlılarını taşıyan uçakları ve bu bağlamda gerçekleşen, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’in Avrupaz ziyareti, Kazakistan seçimleri ve İsrail siyaset sahnesindeki gelişmeler Avrupa basınında bugün en çok işlenen konular.

Alman Süddeutsche Zeitung ABD Dışişleri Bakanı Rice'ın bugün başlayacağı Avrupa gezisinde, CIA’in işkence uçuşlarının Avrupalı liderlerin bilgisini dahilinde gerçekleştirildiğini vurgulayacağı, yani Avrupalıları suçlayacağını belirtiyor:

„Avrupa turundaki Rice’ın vereceği mesaj aslında açık ve net. CIA uçakları İngiltere’ye 210 iniş gereçekleştirdi. Almanya’ya ise 238 CIA uçağı indi. Her iki ülkenin yönetimi de bundan haberdardı. Rice, teröre karşı Amerikalıların ve Avrupalıların ortak hareket etmelerinin hayati bir önem taşıdığını vurgulamaya geliyor. Şunu demek mümkün: Amerikalıların günah keçisi ilan edilmelerine izin vermeyecek.„

Yerel ölçekli Alman gazetesi Saarbrücker Zeitung ise aynı konuya ilişkin şu yorumu yapıyor:

„Avrupa ziyaretindeki Rice’in konuyu tamamıyla aydınlatacağı umulmamalı. Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı, İrlanda’da savunmasının nasıl olacağını gösterdi. İrlanda yasalarının çiğnenmediğini söyleyerek, konuyu kestirip attı. Buna göre, Avrupa daha uzun süre CIA uçakları meselesi üzerindeki sis perdesini kaldırmaya çalışacak.“

Başka bir yerel ölçekli Alman gazetesi Wilhemshavener Zeitung da, Avrupa ve tabii Alman hükümetinin konuya ilişkin ne kadar bilgi sahibi olduklarının açığıa çıkarılması gerektiğini vurguluyor. Gazetede şöyle deniliyor:

„CIA’ın işkence uçuşlarından haberdar olup gizlemeye çalışmak, bildirmemek ağır bir suç. Avrupa Parlamentosu’nun soruşturmasının durumu aydınlatmasını ummaktan başka yapacak bir şey yok şimdilik.“

İngilizlerin muhafazar Daily Telegraph gazetesi de, Rice’ın Avrupa ziyareti konusunda „Avrupalılar kendilerini kurtaran eli ısırıyor“ başlıklı bir yoruma yer vermiş:

„Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birliği ülkelerinin anlaşmazlık noktaları gözler önüne seriliyor. Altı kategori var: Küba, İran, Irak, İsrail, Çin ve milliyetçilik meselesi. Milliyetçilim meselesi başlığı altında, Birleşmiş Milletler’in gücü, Kyoto Protokolü gibi siyasi tartışmalar sıralanıyor. Amerika Birleşik Devleletleri demokrasiyi tercih ederken, Avrupa oyunu hep istikrardan yana kullanıyor. Rice dikkatli olmalı. Washington hen ne kadar 40 yıldır Avrupa Birliği’ni desteklediyse de, bu Brüksel’dekileri Amerikan yanlısı yapmaya yetmedi. Aslanda tekrarlanan şey hep ayrı: Avrupalılar, kendilerini kurtaran eli ısırmak için delice bir istek duyuyor.„

Danimarkanın sağ liberal gazetesi Jyllands Posten, İsrail’in siyaset sahnesindeki ilginç gelişmelerini, Nobel Barış Ödülü sahibi Şimon Perez’in hasmı Şaron’un partisini geçmesini analiz ediyor:

„İsrail politika sahnesinde değişim rüzgarları esiyor. Yeni bir manzara oluşuyor. Ariel Şaron’un kurduğu Kadem partisine şimdi Şimon Perez de katıldı. Oysa iki lider birbirine rakipti. Ve eğer Kadem seçimlerden galibiyete çıkarsa, bu İsrail’de artık pragmatik bir politika izlendiğine işarettir. İnşallah bu değişim rüzgarları, Filistin meselesinin ele alınışında da hissedilir.„

Lüksemburg’da yayımlanan Luxemburger Wort gazetesi, Kazak lider Nursultan Nazarbayev’in yeniden göreve seçilmesini yorum sayfalarına taşımış. Gazetede şöyle deniliyor:

„Nursultan Nazarbayev’in yeniden seçilmesi, sürpriz değil. 1991 yılında bağımsızlığını elde eden, Rusya, Çin ve Hazar Denizi arasındaki bu ülke başka lider tanımıyor. Muhalefet seçimlerin adil olmadığını ileri sürse de, ülke ‚turuncu devrimden’ çok uzak. Ukrayna ve Gürcistan’da açlık, perspektifsizlik ve yolsuzluklar halkı sokağa dökmüştü. Kazakistan ise petrol ve başarılı bir ekonomi politikası sayesinde son yıllarda hayli kalkındı. Kazak yönetiminin yapması gereken, ülkede adalet ve hukuku hakim kılmak."

İsviçre’de yayımlanan Basler Zeitung’da ise, bir haftasını geride bırakan Montreal’deki Dünya İklim Konferansı’na ilişkin şu satırlar göze çarpıyor:

„Bu ilk hafta bir tür ısınma turuydu. Ama artık kürü tamamlamak, ciddi işler yapmak gerek. En azından Kyoto ruhunun yaşadığı söylenebilir. İlkbahar aylarında hayata geçirilen Kyoto protokolü, artık işleyebilir hale getirildi. Artık ileriye bakmak gerek. Ama herkes zorlu bir mücadeleye hazırlıklı olmalı.“