1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

06.05.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Çelik Akpınar6 Mayıs 2005
https://p.dw.com/p/Abqh

Alman basınında bugün Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in Türkiye ziyaretine ilişkin haber ve yorumlar ön planda. Diğer Avrupa basınında İngiltere’de İşçi Partisi lideri Tony Blair’ın aldığı seçim zaferine ilişkin yorumlar göze çarpıyor. Almanya’da yayınlanan Süddeutsche Zeitung gazetesinde Başbakan Schröder’in Türkiye temaslarına ilişkin “Duygu Masörü Başbakan“ başlıklı yorumda Schröder’in Türk muhataplarını daha ziyade yumuşak sözlerle reformlara devam yönünde uyardığı belirtiliyor. Yorumda şu görüşlere yer veriliyor:

“Başbakan Schröder, bundan bir süre önce Türkiye’nin avukatlığına soyunmuştu. Türkiye’nin AB yolundan şaşması söz konusu olursa, bu, Schröder’in politikaları açısından bir ayıp anlamına gelecek. Bu yüzden Schröder, Türkiye’yi uykusundan uyandırmak için yumuşak dozda uyarılarla sınırlı kalmaya çaba gösterdi. Ancak bu tür politik tavrın başarılı olup olmayacağı kuşkulu. Fener Rum Patriği’ne yaptığı ziyarette bile Schröder, Ruhban Okulu’nun açılması yönünde açık görüş belirtmedi. Sadece Rum Ortodoks Kilisesi’ni sabretmesini istemekle yetindi. Kıbrıs konusunda ise Schröder, Kıbrıs Türklerine haksızlık yapıldığına işaret ederek AB’nin Kuzey Kıbrıs’a vermeyi taahhüt ettiği 259 milyon Euro’yu bir an önce ödemesi gerektiğini söyledi. Schröder’in, Türkiye’nin reform çizgisini sürdürmesi yönündeki uyarı mesajlarını Türk yetkililerin idrak edip etmediğini ise zaman gösterecek. Yeni Türk Ceza Yasası ve Kıbrıs Cumhuriyeti ile bir bütün olarak yapılacak Gümrük Birliği Anlaşması gündemde duran acil reformlardan sadece ikisi. Schröder’in Türk muhataplarına da söylediği gibi, Türkiye’den istenen ve Türkiye’yi AB olgunluğuna ulaştıracak zihniyet değişikliği ise görünen o ki daha uzun zaman alacak.“

Süddeutsche Zeitung gazetesinin iç sayfadaki “Schröder, Türkiye’yi reformlar konusunda uyarıyor“ başlıklı haberde ise Schröder’in Türkiye’ye üyelik müzakerelerinin 3 Ekim’de başlaması konusunda bir değişiklik olmadığı güvencesi verdiği yer alıyor. Haberde, Başbakan Erdoğan’ın da reformlara devam konusunda güvence verdiği, ancak Kıbrıs’la Ankara Anlaşması’nın ne zaman imzalanacağı konusunda somut bir tarih söylemediği belirtiliyor. Erdoğan’ın, Fransa’da AB Anayasası için yapılacak referandum konusunda endişeli olduğunu açıklaması üzerine Schröder, Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakerelerinin başlaması yönünde AB Konseyi ile bir anlaşma imzalandığını, bu anlaşmaya iki tarafın da uyma taahhüdünde bulunduğunu anımsatıyor. Ermeni meselesine ilişkin olarak da Başbakan Erdoğan’ın Sosyal Demokrat - Yeşiller koalisyonunun girişimlerini eleştirdiğine, Başbakan Schröder’in ise parlamentodan çıkan kararları etkileme gücü olmadığını söylediğine haberde yer veriliyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinde aynı konu hakkında yer alan “Schröder Ankara ziyaretinden umutlu“ başlıklı haberde ise reformlar, dini özgürlükler, Ermeni meselesi ve çifte vatandaşlık gibi konuların temaslarda gündeme geldiği bildiriliyor. Gazetenin haberinde özetle şu satırlar yer alıyor:

“Schröder temaslarında Türkiye’nin büyük siyasi ve stratejik öneminin altını çizdi. Dini özgürlükler konusunda, Fener Rum Patriği’ni ziyareti öncesinde bir demeç veren Schröder, inanç özgürlüğünün AB’nin temel ilkelerinden biri olduğunu vurguladı ve Ruhban Okulu’nun açılması yönünde gösterilen gayretlerden övgüyle bahsetti. Başbakan Schröder, Ermeni meselesine ilişkin olarak da Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin iyileşmesi için Almanya’nın üzerine düşen görevleri yerine getirmeye hazır olduğunu söyledi. Almanya’daki Türkler’in çifte vatandaşlığı konusunda ortaya çıkan pürüzlere ise hızlı ve karmaşık olmayan bir biçimde çözüm getireleceğini vadeden Başbakan Schröder’e Marmara Üniversitesi tarafından fahri doktorluk ünvanı da verildi.“

Avrupa basınında yer alan gelişmelerin başında İngiltere seçimleri var. İngiliz The Daily Telegraph, Başbakan Tony Blair’in tahmin edildiğinden çok daha erken siyaset sahnesinden ayrılacağını yazıyor. Gazete, “İşçi Partisi’nin 1997 ve 2001’de olduğu gibi sandıktan zaferle çıktığını, ancak bu seçimlerde elde ettikleri oy oranında gerileme yaşandığını belirtiyor. Ayrıca, şimdiye kadar Başbakan’a sadık görünen Maliye Bakanı Gordon Brown, Blair’i bir an önce Başbakanlık koltuğundan indirebilmek için sabırsızlanacaktır” görüşünü dile getiriyor. Bir başka İngiliz gazetesi The Guardian, seçmenin İşçi Partisi’nden uzaklaşmasında yalnızca Irak savaşının etkili olmadığını vurguluyor, buna rağmen 2005 genel seçimlerinin İngiliz tarihine “Irak seçimleri” olarak yansıyacağını kaydediyor.

Belçika’da yayınlanan La Libre Belgique ise İngiltere seçimlerini yine Blair açısından değerlendiriyor:

“Blair iki başbakanlık dönemi boyunca İngiltere’nin dört savaşa katılmasını sağladı. Kosova, Afganistan ve Sierra Leone’ye seçmenin itirazı olmadı. Ancak Irak’ta ABD’nin yanında yürütülen savaş İngiliz seçmenin tepkisine neden oldu. Seçmen, Başbakan Tony Blair’in önce kitle imha silahlarını gerekçe göstermesini, ardından bunları kanıtlayamamasını affetmedi.”